6. Bölüm- Birlikte Menemen Yaptılar

3.5K 208 41
                                    

1 saat sonra Nazlı gözlerini yavaşça açtı. Arkasına döndüğünde Ali'nin de uyuduğunu görünce izlemeye başladı onu. Ali bir süre sonra gözlerini kırpıştırmaya başladığında hızlıca gözlerini kapadı.
Nazlıdan
Gözlerimi kapatmıştım. Ben yatağın bir ucunda o ise diğer ucundaydı. Uyuduğumu düşünmesini istiyordum. Ellerinin bana yaklaştığını hissettiğimde nefesimi tutmuş, bekliyordum. Yavaşça tek eliyle belimi kavradığından bedenimi kontrol etmeye çalıştım. Niye bu kadar heyecanlanmıştım ki? diye düşündüm. Belimden kavrayıp beni yanına çekti. Benim gözlerim ise hala kapalıydı
Ali: Numaracı (Nazlının burnunu dişleri arasına alıp) uyumadığını biliyorum dediğinde Nazlı hiç bozuntuya vermedi. Ali bir parmağını Nazlının derisine sürte sürte boynundan göğüslerine indirmeye başladığında Nazlı uyanır gibi kıpırdandı. Bir anda örtünün altından Nazlının bir göğsünü avuçlamasıyla Nazlı hızla gözlerini açtı.
Nazlı: Ne yapıyorsun ağam?! Diye bağırınca
Ali:(direk dudaklarına yapışıp öptü. Nazlının gözleri kocaman oldu) Birincisi sen uyuma numarası yaparken iyiydi. İkincisi bana ağam dersen seni öperim demiştim o yüzden öptüm bir anda dedi gülerek.
İkisi de çırılçıplak bir şekilde yan yana uzanmış yüzleri birbirinin dibindeyken ve Alinin eli hala onun memesindeyken atışıyorlardı.
Nazlı: Numara falan yapmadım! Ayrıca elin hala göğsüm de ağam (dediğinde Ali bir daha öptü. Nazlı yine şok olmuştu) T-tamam ağam demiycem pardon Ali bırakmayı düşünmüyor musun?!Diyerek kızdığında Ali gülümseyip alnına bir öpücük kondurup bıraktı.
Nazlı hızla dediğinin yapılmasına şaşırdı. Niye bunu yapıyordu? Niye bu kadar iyiydi? Bana bu kadar iyi davranması beni kendine bağlıyordu, bunun farkında değil miydi? Düşünceleri geçti kafasının içinden. Sonra bu düşüncelerden kurtulup doğruldu yataktan. Gözlerini Aliye çevirdiğinde gözlerini tavana dikmiş düşünceli bir şekilde tavana bakarken bir elini de başının altına aldığını görmüştü.
Ali: Sen banyoya gir bende çarşafı atayım dışarı daha fazla konuşmasınlar köylü güzeli utandığını da biliyorum örtüyü başıma çekeceğim sen rahatça kıyafetlerini al gir içeri diyerek örtüyü yüzüne kadar çekti. Nazlı fırsattan istifade kalkıp yerdeki kıyafetleri alıp dolaba yöneldi. Oradan da havlularını alıp koşar adım banyoya girdi. Kapının sesiyle Ali seslenip Nazlının orada olmadığına emin olduktan sonra doğruldu yataktan hemen dolaba yönelip pijama ve üstüne tişört alıp Açelyaya mesaj attı. Açelya annesine haber ederken Ali çarşafı dışarı atmıştı.
*
Vuslat gelip çarşafı gördüğünde aşağı inmişti
Vuslat: Çetin ağam kız temizdir çarşafı görmüşem dediğinde
Çetin:(sırıtarak) hahaha o zaman bugün bayramdır diyerek kalktı silahını çıkartıp konağın orta yerinde tüm şarjörü havaya sıkarak bu anı kutlamıştı.
Muhsin:(Gelen sesle odadan çıkıp balkondan aşağı baktı) Oldu mu o iş?
Beliz: Olmuş baba olmuş dediğinde Muhsin de rahat bir nefes almıştı
*
Nazlıdan sonra Ali de girmiş işini halletmiş çıkmış üstlerini giyinmişlerdi. Saat 4 de geliyordu.
Ali: Aşağı inelim mi ellerini öpmemiz lazım? Korkma ama biz şey yapmadığımız için yükseldiler kızdılar bize yoksa iyi insanlardır bizimkiler
Nazlı: hı hı gidelim ağ- Ali ama aşağıda sana ağam diyeceğim utanırım
Ali:(gülerek) Tamam köylü güzeli aşağıda sorun yok diyip elini uzattı. Nazlı çekinerekte olsa elini tuttu. Odadan çıktılar.
Nazlı: Bu katta sadece senin odan mı var?
Ali: Evet toplam 3 oda var zaten biri yatak odası yandaki çalışma odası ama kapısını içeriden de açtım bu kapı kilitli diğer odada boş bu kat benim izin vermedim kullanmalarına
Nazlı: Boş oda mı neden kullanışlı bir alan yapabilirdin?
Ali:(gülerek) İleri de bebek olunca kullanışlı bir oda dediğinde Nazlı durdu. Nazlı durunca Ali'nin elini tuttuğu için o da durdu
Nazlı: B-bebek mi?
Ali: Üzgünüm ama birkaç aya gebe misin diye sorarlar hazır değiliz diye ertelesek bile 1 yılın sonunda bebe derler yine niye bu kadar şaşırdın ki hem belki de bebek olursa biz birbirimizi severiz yani bebek vesile olur
Nazlı: Öyle mi diyorsun diyerek yutkundu
Ali: hıhı ama düşünme şimdi bunları hadi inelim diyerek merdivenlerden inmeye başladılar.
*
Damla: Ooo damat bey gelin hanım sonunda teşrif edebildiniz?! Diyerek onlara bakarken Ali'nin gülümseyen yüzü gitmiş eski Ali geri gelmişti
Muhsin: Damla düzgün konuş! Oğlum gelinim gelin hoş geldiniz diyerek elini uzattı. Ali ve Nazlı gidip öptüler. Sıra Vuslat'a geldi onun da elini öptüler
Vuslat: Sağ olun çocuklar dedi sert sesiyle
Ali: Dedem yok mu?
Damla: Yok bir yere kadar gitti akşam yemeğine gelirim dedi
Beliz: Eee Nazlı yeni gelin bize akşam yemeğini yaparsın ha? Görelim marifetlerini de ona göre anlatalım gelinimiz böyledir şöyledir diye
Nazlı:(utançla) Tabi hemen yaparım mutfak nerededir?
Açelya: Gel Nazlı yenge ben seni götüreyim önce konağı gezdireyim sonra mutfakta da Ayşe abla sana yardımcı olur dediğinde Nazlı Aliyle göz göze geldi. Ali gözüyle onu onaylayınca AçNaz gittiler.
Ferman:(sinirle Aliye bakıyor konuşmuyordu) İnci Emir bitti mi ödevler?
Emir: Bitti babacım diyerek oturan Aliye koştular. Ali onlara sarıldı
Ali: Nasılsınız bakayım?
İnci: İyiyiz dayı bak babamın burnuna kapıya çarpmış (Ali tek kaşını kaldırıp Fermana baktı)
Ali: Gördüm dayıcım baban burnunu her yere sokarsa kapı da kötü çarpar dikkat Ferman senin meselen olmadığı mevzulara girme yoksa o (bastırarak) kapı bir dahakine daha sert çarpar burnuna
Beliz: ALİ! diye kızgın bir tonda uyardı onu. Ferman Belizi susturdu.
*
Açelya: İşte böyle Nazlı yenge ne üst kat sizin orta kat dedem ve babamların birinci kat ablamların çocukların bir de benim odam hepsini gösterdim işte giriş katta da mutfak var burası da mutfağımız
Nazlı: Anladım. Açelya?
Açelya: Efendim yenge?
Nazlı: Bana yenge demesen olmaz mı?
Açelya: Ama?
Nazlı: 2-3 yaş var aramızda yenge deme bana abla de ya da sadece Nazlı dersen daha çok mutlu olurum
Açelya:(gülerek) Tamam o zaman Nazlı da derim Nazlı abla da diyerek onu onayladı.
Ayşe: Hoş geldin Nazlı hanımım ben Ayşe
Nazlı: A-a ne hanımı sizden küçüğüm ben Nazlı de sende bana Ayşe abla
Ayşe: Olur mu öy-
Nazlı:(gülümseyerek) Olur olur şimdi bana düzeni anlatırsan akşam yemeğini birlikte hazırlayalım dediğinde Ayşe gülerek anlatmaya başlamıştı.
*
Tanju eve geldiğinde
Kıvılcım: Hoş geldin Tanju bey aradın mı Aliyi geliyorlar mı?
Tanju: Yok ya unuttum ben onları o kadar evrak işi birikmiş ki kafamı kaldıramadım ki sonra ararız gelirler canım
Kıvılcım: Neyse geç sen ellerini yıka. Demir hadi oğlum gel sofra hazır diye çağırdı
Demir: Oh be nasıl da uyumuşum böyle kaç günün yorgunluktan ölüyordum tüm acısı çıktı be diyerek sofraya oturdular
*
Gülin: Güneş'im hoş geldin dedi sarılarak
Güneş: Hoş buldum sultanım nasılsın?
Gülin: İyiyim bakkalda mıydın sen o yüzden mi erken geldin?
Güneş: hıhı bakkaldaydım çok açım yemek hazır mı?
Gülin: Hazır hazır hadi git üstünü değiştir de öyle gel babamlarda neredeyse gelir
Güneş: Sen de odaya gel de bir işim var seninle babamlar gelene kadar diyerek göz kırptı. Gülin gülünce elinden tuttuğu gibi zaten hemen girişte olan odalarına girdiler
.
Selvi: Kimdi o gelen yukarı çıkmadılar
Harika:(gülüp sırıttı) Güneş abim geldi ama odaya geçti bunlar dediğinde Selvi koluna çimdik attı. Harika acıyla çığlık atarken Ferda kıs kıs gülmeye başladı
Selvi: Edepsiz laflara bak laflara yaşın kaç başın kaç senin?!
Harika: Ama anne olanı söyledim ne diye çimdikliyorsun sanki yalan attık ya uff dediğinde Selvi ayağındaki terliği çıkardı. Harika terliği gördüğü gibi kaçarken Selvi terliği fırlattı. O sırada kapı çaldı Ferda açmaya gitti
Ferda: Hoşgeldiniz babacım
Adil: Hoşbulduk kızım
Hamza: Hoşbulduk diyerek yukarı çıktılar. GülGün de ufak bir kaçamağı hızlıca yapıp yukarı çıkmıştılar hep birlikte sofraya oturdular.
.
Adil: Selvi kızımdan haber var mı? Aradınız mı?
Selvi: O bizi aradı iyi olduğunu söyledi
Hamza: Ali nasılmış? Dedi merakla torunu için endişeleniyordu
Selvi: İyi dedi anlayışlı davranıyor dedi
Güneş: Hiç inanmıyorum bizim bildiğimi Ali Vefa mı anlayışlıymış korkusundan gerçekleri de söylemiyordur ah yaktık kızı
Hamza: Dellenme hemen iyi demiş işte illa kötüye yoruyorsunuz her şeyi! Dedi sinirle
Güneş: Nazlı bize bir şey olmasın diye o adama evet demişken sence yine bize bir şey olmasın diye gerçekleri söyler mi sanıyorsunuz?!
Adil: GÜNEŞ! Tamam sofranın üstündeyiz konuşmayalım artık dedi içi içini yese de.
Güneş: Yenge abimin yemeğini de ver ben kahveye gidiyorum doydum ben! Diyerek kalkıp aşağı inerken
Gülin: Kalkma sen sofradan Ferda abla hazırlamıştın zaten ben verir gelirim diyerek peşinden gitti.
*
Nazlı hemen yemek yapma işine koyulmuştu. Çorbasını yaparken yüzü gülüyor eğlenerek yapmaya çalışıyordu. Tuzunu bahar yerli yerinde koydu tattı Ayşeye de tattırdı olumlu yanıt aldı onu pişmeye bırakırken yemeğini yapmaya başladı biberlerini doğramaya başladı. Nazlı işiyle uğraşırken kapı ağzından onu izleyen iki kişiden habersizdi. Beliz ve Damla!
Beliz: Baksana şuna nasıl çalışıyor? Mutfakta iyi görünüyor severek yapıyor
Damla: Yapsın o güzel güzel yemekleri çorbaya güzelce tuzu basınca bak bakim dedem nasıl tepki verecek
Beliz:(gülerek)hahaha şeytanlık yapıcam diye dedemi öldürmeyesin? Aman ha fazla tuz ona zarar kalbine vurur direk
Damla: Aman olmaz ona bir şey olan Nazlıya olacak?! Sofrada Çetin ağa'nın sofrayı yıkıp Nazlıya tokat atmasını izlemeyelim mi? Hatta tokatla da kalmayabilir yere fırlatır tuttuğu gibi kolundan
Beliz: Dedemin gazabına uğramak offf Nazlı hanım Allah kurtarsın sizi diyerek güldüler.
.
Vuslat: Oğlum aranız nasıl Nazlıyla?
Ali: İyi ana
Vuslat: Yani sevdin mi kızı yoksa biraz dursun diyip babasının evine mi yollarsın?
Ali:(kaşları çatıldı) O ne demek öyle? Evlendirdiniz helalim oldu artık ne diye babasının evine göndereceğim?
Vuslat: Oğul o kız sana göre değil dengin değil! Dedene söz edemedik diye everdik seni ama olmuyor der bırakırsın zaten resmi nikahınızda yoktur 3 kere boş ol diyecen olup bitecek
Ali:(sinirle) Ha? O kadar kolay öyle mi?! Peki kızın gururu hayatı nolacak? Kızı da geçelim sonra kimi alacaksın bana kimmiş benim dengim olan?
Vuslat: Aman köylü kızıdır atarsın gider. Karşı köyün ağası var ya Rüstem ağanın kızı Ezodur. Anasıyla görüştüm anlaşmıştık ama deden araya girdi sen ne zaman Nazlıyı bırakırsan gider isteriz kızın da gönlü sendedir bekler dedi gülerek
Ali:(ayaklandı) YETER ARTIK ANA! Çocuk oyuncağı mı bu işler! Ben sizin maşanız değilim. Evlendim bitti artık! Daha fazla konuşmayasan bu konuda! Nazlı benim helalimdir artık diyerek konağın bahçesine çıktı
*
Damla: Hadi göreyim seni Nazlıyı oyala 2 dk da hallederim dediğinde Beliz başıyla onaylayıp mutfağa girdi.
Beliz: Nazlı napıyorsun nasıl gidiyor?
Nazlı: İyi gidiyor Beliz abla yemekler tamam salata da şimdi bitti sofrayı kuracaktım
Beliz: Oh ne güzel de kokmuş burası hadi örtü şurada al da beraber gidip serelim Ayşe sende su bardaklarını peşimizden getir diyerek üçü de çıktı mutfaktan. Damla hemen onlar çıkınca gelip çorba tenceresini açıp pul biberi ve tuzu doldurdu karıştırıp kapağı kapattı.
Damla: Ohhh iyi oldu tez vakitte ananın evine dönersin inşallah diye dua edip hemen koşarak çıktı oradan Açelya da tam mutfağa giriyordu ki çarpıştılar
Açelya: Ahh abla yavaş nereye koşuyorsun ya offf diyerek kafasını tuttu
Damla: Önüne baksana kız kafamı kırdın! Koşmuyordum ki sen hızlı gelince neyse görünmez kaza diyerek gitti
*
Çetin: Ooo Ali ağa çıkmışsınız odadan hayırlı olsun
Ali: Sağ ol dede ver elini öpem diyerek Çetin'in elini öptü
Çetin: Sağ ol sağ ol ee gelin hanım nerede? Diye sorduğunda Nazlı içeriden geldi
Nazlı: Buradayım ağam diyerek başını eğerek geldi Çetin'in elini öptü
Çetin: Aferin gelin hanım
Nazlı: Sofra hazır sizi çağırmaya geldim ağam dediğinde
Muhsin: E hadi babacım geçelim sofraya dediğinde ÇetMuh ve Ali önden giderken Vuslat Nazlıyı durdurdu
Vuslat: Gelin sen masaya oturmuyorsun kayınbaban ve Çetin ağa varken mutfakta yersin diye söyleyip başını savurup gitti. Nazlı üzgünce arkasından baktı oysaki sabahtan beri özenle hazırlamıştı her şeyi iyimser yaklaşmaya çalışıyor kabullenmeye çalışıyordu evliliğini ama Vuslat hevesini kursağında bırakmıştı
*
Herkes oturmuştu sofraya baş köşede Çetin otururken karşısında Muhsin hemen sağ yanında Vuslat Damla Beliz Ferman otururken vardı sol yanında Ali ama yanındaki sandalye boş sonrakinde Açelya ve İnci-Emir vardı. Nazlı zorbaları dağıttıktan sonra ayakta dikildi. Ali ona baktı.
Çetin: Hadi buyrun afiyet olsun dediğinde herkes başladı.
Ali: Nazlı gel otursana şö-
Çetin: BU NE BÖYLE diyerek bağırınca Nazlı yerinden sıçradı. Diğerleri de çorbanın tadını alıp yüzlerini ekşittiler. Peçeteyle ağzılarını silip hemen su içtiler. Alinin cümlesi de yarıda kalmış ailesine dönmüştü
Muhsin: KIZ ÖLDÜRMEYE Mİ ÇALIYORSUN BİZİ HA!
Nazlı: B-ben... dedi devamını getiremedi korkudan
Vuslat: Vay anam bu nedir kedilere versen konağın kapısına bir daha uğramazlar valla dedi
Damla: Nazlı ya sen bir daha yemek yapma Ayşe daha güzel yemek yapıyor! Ali yavaşça çorbanın tadına bakarken Çetin ayaklandı
Çetin: BU NE HA! ÖLDÜRMEYE Mİ ÇALIŞIYORSUN BENİ SENİ ZORLA ALDIM DİYE! Bağırarak üstüne yürüdüğünde Nazlı ağlamaya başlamış titriyordu. Çetin öfkeden sofrayı bezinden tutup çekince ortada sofra diye bir şey kalmamış büyük bir gürültü olmuştu herkes ayaklanırken Nazlı hüngür hüngür ağlamaya başladı. Çetin onun kolunu tutup sıkarken
Nazlı: Ö-özür d-dilerim a-ağam a-ama tadı çok güzeldi yaparken valla
Çetin: BİR DE CEVAP VERME TENEZÜLLÜNDE Mİ BULUNUYORSUN SEN! BENİM FAZLA TUZ YEMEM HASTANELİK OLMAM DEMEK! SENİ GEBERTİRİM KIZ diyerek kolunu bırakıp elini havaya kaldırınca Nazlı kendini korumak için ellerini kaldırırken Ali Çetin'in elini havada tuttu. Öfkeli gözlerle Çetine baktı.
O ana kadar fısır fısır gülüşen Beliz ve Damla Alinin hareketiyle sus pus oldular. Onların güldüğünü gören Açelya durumu anladı bir oyun dönüyordu ortada
Ali: Dede! Napıyorsun sen?!
Çetin: Bırak lan beni! Beni tutacağına karına bak hele! Yapıştır ağzının ortasına iki tane erkek değil misin lan sen!?
Ali:(sinirle) Nazlı odaya geç! (diye bağırırken Nazlı ağlayarak hızla gitti) Nazlıya bir daha el kaldırmayacaksın! Buna izin vermem! Bir şey yapılması gerekiyorsa ben yaparım! Dövülmesi gerekiyorsa ben yapacağım onu da! Hiçbirinizin buna hakkı yok! Hakkı olan benim ben! Diyerek dedesinin elini bıraktı.
Muhsin: ALİ! DEDENE BAĞIRACAĞINA GİT KARINA TERBİYE VER! BİR DAHA CEVAP VERMESİN DEDENİN KARŞISINDA! YA BİZ NASIL AİLEDEN KIZ ALMIŞISZ BÖYLE!
Beliz: Uğursuz demiştim ben daha kına zamanında
Açelya: Ya alt tarafı tuzu biraz kaçmış nolmuş yani?
Ferman: Tuzu kaçmış mı torba boşaltılmış resmen o da yetmemiş bir de acı doldurmuşlar dediğinde Ali onlara öfkeyle bakıp gitti.
*
Nazlı odaya gelmiş yatağa atmış kendini ağlıyordu. Çok güzel yaptığına emin olup inandığı çorba nasıl olmuştu da zehir olmuştu anlamıyordu. Mahçup olduğunu hissediyordu utanıyordu hemde korkuyordu çok kötü bağırmıştı Çetin ağa ona. Sonra Ali bağırmıştı odaya çık diye sinirlendiğini görmüştü. Şimdi odaya gelir daha kötü şeyler olursa diye düşünmeye başladı hem düşünüp hem ağlamaya devam ederken Ali yukarı geliyordu. Aşağıda olanlara öfkeliydi. Odanın önüne geldiğinde derin bir nefes alıp verdi odaya girdi. Kapı açılınca Nazlı yataktan kalkıp uç kısma oturdu titriyordu korkuyordu Aliden. Ali yavaşça yanına gelip oturdu. Konuşmadı önce sakinlemeye ihtiyacı vardı.
Ali:(sakinleyince) Nazlı ağlama (eliyle gözyaşını silip) Üzülme olur böyle şeyler
Nazlı:(ağlayarak titriyordu) Ama ben yemeğe çok az tuz katmıştım eminim Ayşe abla da tattı hatta
Ali: Hmm belki de unutmuşsundur sonradan tekrar katmışsındır
Nazlı:(göz yaşlarını silip) Hayır Ali eminim ama...
Ali:(yanına yanaşıp koluyla Nazlıyı dürterek) Kız ilk gün heyecanındandır (Nazlı Aliye baktı) Bana ilk kez yemek yaptın sonuçta değil mi diyerek göz kırptı. Nazlı ağlarken gülümsemeye başladı. Ali Nazlının saçıyla oynamaya başladı
Nazlı: Ağam ııı şey (demeye kalmadan Ali imayla bakıp dudağından öptü yine. Nazlı utanıp başını eğdi) Ali demeyi unutuyorum yapma şöyle şeyler
Ali: Cezanı baştan söylemiştim ağam dediğin her an da seni öpeceğim kusura bakma (güldü) Ee şimdi açız napalım?
Nazlı: Bilmem diyerek omuz silkti
Ali: Hadi kalk (elinden tutup) ben sadece menemen yapmayı biliyorum seninle menemen yapalım olur mu? Nazlı başıyla onayladı
.

Sever Miyiz? (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin