🎨18: "Leave Me Again?"🩹

2.4K 165 217
                                    

~☆~
Hepinize merhaba uwucuklarr.

Duyguların açığa çıktığı, başka bir shipin de doğusuna şahitlik ettiğimiz minnak bir bölümle karşınızdayız.

Umarız okurken siz de bizim gibi keyif alırsınız.

Hepinize bir sürü perili çilekler ve ekmek yanaklı Taetaeler yolluyoruz.

Yıldızı parlatıp, yorum yapan herkese şimdiden teşekkür ederiz.

Keyifli okumalar.🧸💜
~☆~

🧸🐰🧸

Taehyung'un Ağzından;

2 hafta sonra

Salonda, üzerimdeki pamuklu ayıcık baskılı pijamalarım ve ayağıma giydiğim yine ayıcıklı olan panduflarımla koltukta uzanıyordum. Saat çoktan 18.00 olmuş, ben de yemeği hazırlayıp Suga'yı beklemeye başlamıştım.

Bu sırada tedavinin gidişatı hakkında düşünüyordum. Tam olarak tedavi denir miydi, bilmiyorum ama kâbuslarımdan kurtulmamı sağladığı için bana iyi geldiğine kesinlikle emindim. Çok iyi geliyordu bana, tıpkı zamanında Judyball'un geldiği gibi.

Nedenini tam olarak bilemesem de sürekli ikisini karşılaştırıyordum. Jungkook'un tavırları, buluşma ayarlamadan önceki Judyball'la büyük oranda örtüşüyordu.

İkisini karşılaştırmaktan hoşnut olduğum söylenilemezdi. Bunun Jungkook'a haksızlık olduğunu düşünüyordum. Judyball eskiden beni samimiyetine inandırmış, sonra da beni istemediğini belli edecek şekilde soğuk davranıp -hatta terslediği zamanlar da oldukça fazlaydı-yeni bir ilişkiye başladığını söyleyen birisiydi.

Şu an benim için çabalayan ve hiçbir konuda desteğini esirgemeyen Jungkook'la onu kıyaslamam hiç hoş değildi.

Tabii ki onun da bana kattığı şeyleri unutacak ya da görmezden gelecek değildim. Yazıştığımız o dönemde bana karşı oldukça iyi davranmış, iyiliğimi istediğini belli edecek cümleler kurmuştu. Ama artık onu düşünmeye bir son vermem gerekiyordu.

Düşünmeye son vermediğim her saniye Jungkook'a karşı olan hislerime bir ihanetti.

Jungkook'la seans adı altında buluştuğumuz her an, hayatımdaki en iyi an bu, diyebeceğim bir güne dönüşüyordu. Farklı yerlerde görüşüp, oralarda anı bırakmak ikimizin de oldukça hoşuna gidiyordu.

Buluşmamızın ilk dakikalarında benim iyileşme sürecimden konuşup, daha sonra benim isteğim üzerine yemek eşliğinde kendimiz hakkında sohbetler ediyorduk.

Ve ben kendimiz hakkında birbirimizle bir şeyler paylaşmamızın, iyileşme sürecine dair olan konuşmadan daha iyi geldiğine emindim.

Bana iyi gelen rahatlatıcı sözleri değildi, bana karşı olan davranışlarıydı.

Öyle davranıyordu ki, beni kırmaktan ölesiye korkar gibi. Yıllarca kırılmaya alışmış ruhumu, birinin kırmaktan korkacağına inandırıyordu.

Beni gerçekten sevilebileğime inandırıyordu.

Beni değerli olduğuma inandırıyordu.

Bu hislere o kadar uzaktım ki, çoğu zaman nasıl bir tepki vereceğimi bilemiyordum. Saçmalıyordum. Ve kısa bir süreliğine onun yanımda olduğunu unutup bunu sesli bir şekilde söylüyordum. O da bununla çok güzel dalga geçiyordu tabii.

Vante's Stitches|TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin