💣2.Bölüm💣

227 34 46
                                    

Oha buna aşırı ilgi gösterilmişş. Beni mi bekliyodunuz ya Don't Stop kurgusu yazılsın diye aaaaa
Ben de siz yazarsınız diye bekledim o kadar...

Bu arada dikkatinizi çekerimm erken saatte bölüm geldi ehehehe

Keyifli Okumalarr🥂

Motorumu girdiğim ara sokaklardan birine hızlıca park edip arkamda iz bırakmaya çalışarak sokaklarda ilerledim. Neredeyse yarım saattir beni takip eden motorlunun buraya geleceğinden emindim.

Kemerimde sabit duran silahı hızlıca çıkarıp emniyetini açtım. Yüzümü gizleyen maske sayesinde teşhis edilemeyecektim ve sadece tek atış yapıp oradan uzaklaşacaktım.

Takipçinin geleceğini planladığım yöne doğru konuşlandım ve gözlerimi kısarak gecenin karanlığında bir görüş yakalamaya çalıştım.

Bir dakika, iki dakika, üç dakika, on dakika..

Gelen kimse yok. Yanlış anladığımı düşünmüyordum. Neredeyse müzeden beri takip edildiğimin farkındaydım.

Silahı tutan bileğimin kavranmasıyla arkaya dönmeye çalıştım ancak omuzumdan tutularak engellendim.

"Bunu yapmazdım."

Takipçinin boğuk sesine karşılık silahı tutan elimi serbest bıraktım ve silahın diğer elime düşmesine izin verdim. Hızlıca arkamı dönüp silahımı ona doğrulttum.

Buna karşılık kemerinin arkasındaki silahına uzandı ancak ayak ucuna sıktığım kurşunla hareketlerini durdurdu.

"Bunu yapmak istemezsin."

Alaylı bir şekilde konuştum. Onun bariz bir şekilde soygun için gelen diğer kişilerden olduğu belliydi. Hiç bir polis böyle değildir.

Böyle.. yani şu an karşımdaki gibi..

"Silahını alacağım, tek bir kurşuna yere serileceğini unutma ve hareket etme."

Silahımı ona doğrulturken yanına yaklaştım. Giydiği deri ceketi kaydırıp kemerine sıkıştırdığı silahı aldım ve kendi kemerime taktım. Arkasına doğru geçerken başka bir silahı olup olmadını kontrol etmek için elimi cebine soktum.

Ta da! Bir çakı ve kemerinin arkasına sıkıştırdığı başka bir silah ancak bu diğerinden daha hafifti.

"Bak, aynı şeyin peşinde olduğumuzun farkındayım ama ilk ben aldım. Bu yüzden saygı duymanız gerekiyor, değil mi?"

Birini öldürebilirdim. Bunu daha önce yapmamış olsam bile biliyordum, yapabilirdim. Zorda kalınca yani şu an değil. Sadece onu orada bırakıp gitmeden önce ikna etmeye çalışıyordum.

"Pusulanın tek başına işe yaramadığını bilmiyor musun?"

Kısık ve hırıltılı fakat bir çok melodiyi içinde barındıran sesiyle sordu.

Bunu tabii ki biliyordum! Korsan kral zeki biriydi. Hazinesinin yerini sadece bir pusulaya bulduramayacak kadar zekiydi. Bir harita ve bir dürbün bulmam gerektiğini biliyordum. Şu anlık yerlerini bilmesem de bulacaktım.

"Yani? Ne olmuş? Bu pusulanın bir başına ne kadar ettiğini bilmiyor değilsin."

"Korsan Kral'ın hazinesinden daha fazla olmadığından eminim. Sana bir iyilik yapacağım."

Sanki kendisine silah doğrultan biri yokmuşcasına sakin ses tonuyla konuşmaya devam etti. Ben de onu bölmedim. Sonuçta bana bir iyilik yapacağını söylemişti.

Back to Treasure // ATEEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin