Back to Treasure // ATEEZ

💣4.Bölüm💣

Süprüüüz! Cumartesi dedik erken geldik! Çok basit normal olmayan ama diğerlerinden daha normal bi saatte geldim dikkatinizi çekerimm! Ayrıca uzun da bölüm ...

Keyifli Okumalarrr🥂

Dolunay siyah gökyüzünü yalnız bir şekilde aydınlatıyordu. Bulutlar sanki buna engel olmak istemiyor gibi bu gece görünmüyordu. Yalnız mı dedim?

Aydan daha sönük ancak gayretle parıldayan kuzey yıldızı ona eşlik ediyordu. Açık gökyüzünün tek süsleriydi bunlar.

Bulunduğum çatı katından rehin dükkanını kitleyen adama baktım. Haritanın burada olduğunu biliyordum. Şimdi burada ancak az sonra parmaklarım arasında.

Kemerimdeki silahlarımı ve gerekecek şeyleri kontrol ettim. Her şey hazırdı ancak içimde bir huzursuzluk vardı. Bir şeyler ters gidecek gibiydi.

İçimdeki bu hissi atmaya çalıştım çünkü o haritayı bu gece alamazsam eminim Ateez onu ele geçirecekti. Büyük bir risk aldığımın farkındayım.

En uygun gece yarındı ve uygun olmayan ise bu gece.

Polis devriyelerinin bölgede yoğun olduğu ve gökyüzünün her şeyi belli edecek kadar berrak olduğu bir geceye adım atıyordum.

Rehincinin sokağı tamamen terk ettiğinden emin olunca kapşonumu kapattım ve maskeyle yüzümün görünmediğinden emin oldum.

Elbette ön kapıyı kullanmayacaktım. Bu çok açık olurdu. Ben haritanın kayıp olduğunun bilinmemesini istiyordum. Farkına varmasın ve zaten elinde olduğunu hiç hatırlamasın.

Dükkanın planlarındaki açıklığı tabii ki fark etmiştim. Bu ilk değildi. Daha önce de böyle hileler görmüştüm. Sadece tecrübesizlerin kanabileceği bir numara. Bu basit dükkanda oldukça büyük bir kasa vardı.

Değerli antikalar, birinci cilt eski kitaplar ve haritalar. Korsan Kralın hazinesine götüren harita.

Hızlı ve çevik adımlarla arka tarafa ilerledim. Burada küçük bir lavabo penceresi vardı. Eğer büyük bir soygun planlamıyorsanız oldukça ideal bir giriş çıkış yolu. Kameraların görmediği tek yer.

Daha fazla düşünmeden pimapen camı yanımdaki uygun malzemelerle kanırtarak açtım ve içeriye tırmandım. Zaten ayağımın altında olan klozete basarak kendimi içeriye tam anlamıyla soktum.

Pekala, ilk önceliğim sigorta kutusuydu. Planlara göre kasanın olması gereken yeri biliyordum ancak bu bariz bir şekilde açık olmayacaktı. Gizli bir yerde olmalıydı.

Kameralar, kasa güvenliği ve gerekli alarmların bağlı olduğu sigortayı kapatmam gerekiyordu. Şansıma bu gece bir kesinti olacaktı. Kısa süreli olsa da benim için bir bonustu. Öyleydi çünkü kimse şüphelenmeyecekti.

Aslında polis devriyeleri bu yüzden bölge nöbetindeydi. Bu sokak için kesinti tehlikeliydi.

Ben kendimi güvenceye almak için bu sigortayı kapatacaktım. Kasanın tam yerini bilmediğim gibi güvenlik önlemi hakkında da bir bilgim yoktu. Elektronik bir güvenliği varsa diye önlem alıyordum. Ve manuel bir kilitse bile fazladan zamana ihtiyacım olabilirdi.

Lavabonun kapısını hafifçe araladım ve o kısıtlı aralıktan kameraları gözlerime kestirdim. Tam olarak lavabo kapısını görüş açısına alan kamera işimi zorlaştıracaktı. Bir diğer kamera direkt olarak ön kapıya bakıyordu. Ve emindim ki kasanın olduğu tarafa bakan bir kamera da vardı.

Pekala şimdilik yapabileceğim hiç bir bok yok. Kesintiyi beklemeli ve harekete geçmeliydim. İyi tarafından bakalım? Eski bir dükkan olduğu için alt yapısı bir jeneratörü kaldırmıyordu. Tek yapmam gereken sigortaları indirmek ve işime bakmak.