Mesih

66 2 0
                                    

Kollarımdan tutarak beni ayağa kaldırmaya çalışan serumum , ensemin uyuşmasını engelleyen ortopedik yastığım , olgun odunlu ıhlamur ağacından yapılma masam ,herşeyim tamdı...

Etrafımı süzdükten sonra ciğerlerime hastane kokusunu depoladım ve yatağımın hemen sol alt köşesinde bulunan düğmeye basarak hemşireyi çağırdım.
Koskoca şehrin , koskoca hastanelerinde mor dudaklı hemşireye tekrar rast gelme ihtimalim ilk insanın cennetten kovulma ihtimalinden daha düşüktü.

Kızıl saçlı , geniş kalçalı , orta yaşların biraz üstünde bir kadın göründü kapıda.

"Birşeye mi ihtiyacın var " dedi...
Ağzı ile ışık saçarak.

İlk görüşümde dikkatimi çeken dişlerinin beyazlığıydı.

"Bol bol serum istiyorum " dedim.

Diş etlerine bağladığı feneri gözüme tutarak gülümsedi..
Gülümsemesini yuttu , serumuma ufak bir ekleme yaptı ve odadan çıktı , hemşirenin rüzgarı çıkmadan Ağmil girdi.
İçi içini yiyen bir karadelik gibiydi... Ağzında yutkunup durduğu cümleleri vardı ,hissedebiliyordum ve birazdan kusacaktı , kustu...

" Yıllarca senden nefret ettim , yıllarca seni sahiplenmeye çalıştım ama beceremedim. Çünkü sen benim aşkımı , sevgimi , umutlarımı , hayallerimi herşeyimi çaldın. Sen sadece anneni değil beni de öldürdün. " dedi.

Ağmil'i ilk defa bu kadar sert görüyordum. Kaşının çatığında beliren damarı patlamamak için kendini zor tutuyordu. Her daim bana karşı alaycı bir sertliği vardı fakat bu sefer farklıydı...

"Senden bunları duymak ne güzel...
Bana nefretini kusman ne hoş... Farkettin mi BABA ilk defa birbirimize bu kadar yakınız .İlk defa aramızda örülü hiçbir duvar yok. Biliyorum annemi ben öldürdüm. Her gece rüyalarımda tekrar doğdum ve tekrar öldürdüm , kanını ağladım. Kendi içime kazdığım çukura ikimizi de gömdüm. Ben artık bu çukurdan çıkmak istiyorum BABA. Beni bu çukurdan çıkar. " dedim.

Ve gözyaşı kustum. Gözyaşlarımı kusarken bedeniyle gün ışığını süzebilen bir İsa gibiydim...

"Seni o çukurdan çıkaracağım ve kendimi gömeceğim " dedi.

Dediğini yaptı , önce beni o çukurdan çıkardı daha sonra fotoğrafta ki boşluğu doldurdu ve son olarakta gözleri kapalı bir şekilde kendini gömdü. Aşkına , hayallerine kavuştu. Artık annem ile babamın bir mezarı vardı. Onlar fotoğraf makinesi ile öldürülmüş ve bir fotoğrafa gömülmüştü.
O fotoğrafta kendim içinde bir yer ayırdım. Fakat dünya sahnesinden çıkmam için daha çok erkendi. Aşık olmam gereken kadınlar , yaşamam gereken bir hayat vardı.

Caner..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 15, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ben Tanrının en sarhoş anıyımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin