01

105 18 41
                                    

Genç kız oturduğu yerden doğrulup,aç kapa aç kapa yapmaktan yorulan parmaklarını rahatlatmaya çalışıyordu. Yorulmuştu. Hem de çok! Nasıl yorulmasındı ki! Sabah sekizden beri mantı büküyordu. Uyuşmuş bacaklarını hafif uzatıp isyan bayraklarını kaldırdı.

"Anneeğeğeğee! Allah aşkına niçin bize eziyet ediyorsun? Ya hayır yani mantı yapmak için aparatı üretmeseler amenna! Ama annecim aparat var,hemde iki tane!vNiye olduğu halde bize büktürüyorsun? Parmaklarımı hissetmiyorum. Yeter ya. Selçuk'ların biricik annesi. Bırak artık yakamızı. Sırtım, kollarım, belim her tarafım ağ-"

Genç kızın sesini kesen Ayla hanımın terliği olmuştu. Aaa yetti canım bu ne böyle! taramalı tüfeğe bağlamıştı kızı yine. Başı şişmişti garibin.

"Konuşma da bükmeye devam et! Bak ablan ve yengen senin gibi dırdır yapmıyor. Örnek al onları."

Genç kız dudak büzüp içten içe çabuk bitmesi için dua ediyordu. Bismillah çekip bükmeye devam etti.

Ayla hanım elini yıkayıp ocağın başına geri döndü. Akşam'a kayınvalidesi ve kayınpederi gelecekti. Onlar içindi bu mantılar.

Hem.. Kızları biraz daha mantı bükse ne olacak?

Fazla mantı göz çıkarmaz..

Sonunda mantılar bitti. Namazlar kılındı. Şimdi ise Eylül'e her gün olduğu gibi bugünde ekmek alma görevi düşüyordu. Ama hiç itiraz etmezdi gitmemek için. Akşam üzeri hava hafif serin olduğu için Eylül'ün hoşuna gidiyordu.

Eylül elleri cebinde hafif hafif sallanarak az ötedeki bakkala girdi. Kasanın başında gözleri kapalı oturan babasını görünce gülümsedi.

"Selamünaleykümmm babacım!"

Yasin bey kulağına ilişen sesle gözlerini araladı ve kızına aynı gülümseme ile karşılık verdi.

Hem gülümsemek çok güzel bir şey. En iyi gelen bulaşıcı bir hastalık.

"Ve aleykümselam kızım. Hoş geldin."

"Hoş buldum hoş buldum."

Eline aldığı poşete beş ekmek yerleştirdi.Tekrar babasına döndü.

"Baba bu akşam biraz erken kapatsan olmaz mı? Biliyorsun nenem ve dedem gelecek?"

"Öyle yapacağım kızım."

Genç kız başını sallayıp,raftan bir çikolata alıp babasına gösterdi ve dışarı çıktı.

Aynı şekil sallana sallana evin yolunu tuttu.

Bahçe kapısında içeri gireceği zaman, karşıdan ona doğru gelen mahallenin ayaklı canlı yayını, Şefika teyzeyi gördü. Bir tedirgin oldu. Hiç çekemezdi onun insanları gömmelerini. Ayrıyetten kendisininde arkasından konuştuğu için muhattap olmak istemedi. Onun gazabına uğramamak için eğilerek bahçenin etrafından dolaştı. Arka bahçeye pek güneş vurmadığı için karanlıktı. Ekmeği çitin kenarına asıp bahçeye doğru atladı.Arkasına dönüp gözlerini kıstı..

Biraz gizem,
Biraz ekşın,
Biraz aksiyon...

Aradı ama yoktu. Ne zaman olmuştu ki zaten!

Eline poşeti alıp mutfak kapısından içeri girdi. Elif ablası kek çırpıyordu.

Korkutmak istedi.. Ama korkutamazdı. Ablası elindeki kek harcını dökebilir, arkasını dönmek istese masaya çarpıp üzerindeki yemekleri düşürebilirdi.

Kafasını hızla iki yana sallayıp düşüncelerinden sıyrıldı. Konu yemek,yemek bağlantısıyla midesi olunca,midesinin akşamki ziyafetini heba edemezdi..

Dildâde(KISA HİKÂYE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin