33

2K 264 240
                                    


-

"Geç kalmayın tamam mı?"

"Peki..." söylenerek ayakkabısını giyip onu bekleyen Seungmin'in yanına koştu Minho. Annesine bir tur daha bakıp el salladı ve önüne dönüp Seungmin ile uzaklaştılar.

"Ee Jisung ile nasıl gidiyor?"

"Bildiğin gibi. Görüşemiyoruz..."

"Ben sizde evlilik görüyorum kardeşim. Demedi deme..." Seungmin'in bu lafına gülüp sessizce yola odaklandı Minho.

"Bu arada neden buluşmak istedin, sorun yoktur umarım?"

"Hayır hayır, can sıkıntısı işte," diyerek omuz silkti Seungmin. Çaktırmamaya çalışarak Jisung'un dediği ara sokağa girmişti. Minho hiçbir şey anlamadan sessizce yanında yürüyordu Seungmin'in.

"Minho-" diyerek Minho'nun kolunu tutup durdurdu. Minho ise kaşlarını çatıp ona döndü, "ne oldu?"

Seungmin tuvaleti varmış gibi kasıklarını tutup kıvranmıştı. Tabii ki hepsi rol gereğidi.

"Ben bir tuvalete gideyim, burada bekle tamam mı?"

Minho etrafına bakıp yutkunmuştu. Sonrasında kıvranan Seungmin'e başını sallayıp gidişini izledi. Normalde korkmazdı böyle yerlerden hatta şu an bile korkmuyordu ama ölüm sessizliği vardı. Biraz ürktüğünü itiraf ediyordu.

Kendi kendine ıslık çalıp Seungmin'i beklerken ayak sesi duymasıyla arkasını dönüp kaşlarını çattı, "Seungmin?"

Göz devirip tekrar beklemeye başlayınca kolundan biri aniden tutup çekiştirerek duvara yaslamaya çalışıyordu.

"Lan sen kimsin amına koyayım?!" diyerek karanlıktan görmediği kişinin bacağına hızlıca tekme savurmuştu. Bu kişinin Jisung olduğunu bir "ah" sesiyle anında anlamıştı.

"Ya Jisung ananı sikim gerçekten. Hayır karanlık bir de kimse yok, biliyorsun vuracağımı neden böyle yapıyorsun sevgilim ya..." diyerek Jisung'a söylenip, yerde bacağını tutan sevgilisine doğru adımladı.

"Ne bileyim ben vuracağını... Aniden öpüp sürpriz yapacaktım bozdun işte. Yalnız, fena vurdun."

Jisung, Minho'nun yardımıyla kalktığında üstünü silkeleyip Minho'nun önünde durdu. Minho ise sürekli etrafa bakıyordu.

"Seungmin burada, tuvalette yani."

"Hayır planlandı o sevgilim. Seungmin seni buraya getirip evine gidecekti sonra ben de seni kaçıracaktım- YA SÖYLEDİM İŞTE..." elini alnına vurup kendine kızarken Minho kıkırdayıp elini kavradı ve hemen öptü.

"Bırak şimdi kaçırmayı. Kimse yokken öpüşemez miyiz?"

Jisung minik adımlarla sevgilisine daha da yaklaşmış mesafeyi kapatmıştı. "İlla biri yokken mi olacak bu? İsterse yüz kişi olsun ben yine seni öperim," diyerek omuz silkmişti. Minho, Jisung'un bu lafına gülümsemiş iç çekmişti.

"Annem bu gidişle okuldan aldıracak beni," burukça dudağını büzerek söylendi Minho. Jisung kaşlarını çatıp tuttuğu ellerini okşamıştı, "nereden çıktı bu?"

"Sürekli seninle olasım geliyor," omuz silkip hafifçe gülmüştü Minho. Jisung ise gözlerini etrafta gezdirip aşık bir gülümse sunmuştu.

"Ya ben seni ham hum yerim. Of çok aşığım ısıracağım seni."

"Diyene bakın, sincap suratlı!"

"Eee, öpmeyecek misin sevgilini?" diyerek göz kırptı. "Özlemimden yanmışsın madem sen öpsene," diyerek onu kışkırtmıştı. Jisung dudaklarını yalayıp, "ilk öpecek kişi kavgası mı?"

"Şapşal," diyerek ellerini Jisung'un ellerinden ayırıp boynuna dolayarak dolgun dudaklarını Jisung'un ıslak dudaklarına bastırdı.

Ne zamandır beklediği için sert davranmıştı biraz Jisung. Hatta Minho'yu hızla kalçalarından tutup kucağına almıştı. İki adım ileri gidip Minho'nun sırtını duvara yaslamıştı. Minho, Jisung'un sert öpüşlerine karşı eli rahat durmuyordu. Jisung'un yapılı vucüdunun her yerinde gezdiriyordu elini.

Jisung, Minho'nun dudaklarını emmiş, ısırmış kısaca orayla işini bitirmişti, artık dudaklarının yeri Minho'nun boynunu bulmuştu. Minho ise gözlerini kapatmış başını geriye yaslamıştı. Kendini tamamen Jisung'a bırakmıştı. Haliyle Jisung da bu fırsattan yararlanıp sevgilisinin boynuna derin öpücükler bırakıyordu. Arada ise kendini ona bastırıp Minho'nun kısık sesle inlemesine sebep oluyordu.

Jisung en sonunda kafasını kaldırıp Minho'nun yüzüne baktığında sırıtmıştı. Minho ise gözlerini açıp Jisung'un baktığını görünce gözlerini kırptı. "Bu kadar mıydı?"

Jisung hafifçe gülüp omuz silkti, "ne bekliyordun?"

Minho doymamış gibi tekrar Jisung'un kızarmış, ince dudaklarına yapışmıştı. Jisung bu haline ne kadar gülmek istese de gülmemiş Minho'ya uyum sağlamıştı. Jisung alttan sevgilisinin kalçalarını sıkıp yavaş olmasını uyarsa bile Minho dinlemiyordu Jisung'un dudaklarını yiyip bitiriyordu. Sanki yıllardır görüşmemişler gibiydi.

Jisung sevgilisinin kalçasını iyice sıkıp kendini bastırınca Minho sonunda ayrılmış ve başını geriye atmıştı. Jisung ise Minho'nun az önce kızarttığı boynunu tekrar şenlendiriyordu. Bu sırada boynunu öperken alttan da hareket ederek Minho'ya ikili bir zevk veriyordu. Minho ise hemen yüksek sesle inlemiş sokakta yankılanmıştı.

Jisung kafasını kaldırıp endişeyle Minho'nun ağzını kapamıştı. "Ne yapıyorsun??" gülerek söylese bile şaşkındı. Yavaş yavaş elini çekip tekrar Minho'nun kalçasına koymuştu.

"Sevişeceksen söyle, kaçırmayı bahane ediyorsun," dedi emin bir sesle Minho. Jisung kahkaha atıp göğsü hızla inip kalkan sevgilisini inceledi. "Bahane değildi cidden kaçıracağım seni."

"Nereye?"

"Odama."

Minho sırıtıp sevgilisinin dudaklarına baktı. "Kaçır bakalım." Tekrar birlikte olacaklarken Seungmin elinde telefon ile koşarak ikisinin yanına geldi.

Minho anında Jisung'un kucağından inmiş aralarına mesafe koymuşlardı. Seungmin ise kısık sesle çığlıklar atıp ikisini çekiyordu.

"Gördünüz mü, gördünüz mü???"

"AMINA KOYAYIM O NASIL INLEMEYDI??"

Hyunjin'in sesi telefondan geldiğinde grubu aradığını anlamışlardı. Jisung sinirle telefonu alıp kendisi konuşmaya başlamıştı.

"Kapatın şunu ya!"

"Off tam bir alfa, Hyunjin benim omegam olabilirdin, çok kırıcısın..."

"Ya Changbin bir sal kardeşim ne alfası ne omegası?"

"Hyung, Hyunjin hyungda omegalık tip yok."

"Jeongin sen d-"

Yüzlerine kapatıp telefonu Seungmin'e verdi Jisung. Seungmin dudaklarını ısırmış ikisine keyifle bakıyordu.

"İlk kez shipim tuttu! Keşke Hyunjin'i dinlemeyip gelmeseydim, baya öpüştünüz-"

"Seungmin senin tuvaletin yok muydu?" tek kaşını kaldırıp Seungmin'e baktı Minho.

"Şey... Jisung seni kaçıracaktı ondan... Her neyse ben gidiyorum, işim bitti. Size iyi sev-meceler!" diyerek el salladı ve koşarak evine gitti.

İkisi yalnız kaldığında Minho dudaklarını birbirine bastırmış Jisung'a bakıyordu. Jisung ise iç çekip az önce hiç yaşanmamış gibi elini tutup Minho'ya yaklaşmıştı.

"Hadi gidelim, evde konuşalım."

Minho kafasını salladığında el ele Jisung'un evine doğru yıl aldılar.

-

gay olmanın kurallarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin