Bir 'trans bireyin' göğsünde uyandım. Bundan daha ilginç bir gün başlangıcı olamazdı. Gözümü açtığımda çıplak bir şekilde birinin göğsünde uyuyordum. Ağdalı pürüzsüz teni, dolgun göğüsleri ve sabah erkesiyonu ya da çişi geldiği için kalkmış dalgasıyla bir transın göğsünde uyumuştum gece. hemen doğruldum. ayağa kalkacaktım ama çırılçıplaktım. o sırada o da uyandı.
''korkma'' dedi bir şey olmadı. ''Sikişmedik yani. Sikmedim seni, rahat ol. '' son cümlesini söylerken bir kahkaha patlattı. dönüp yüzüne bile bakmamıştım daha. sesi erkek sesiydi. Kalktım ayağa, kapısı açık görünen tuvalete yürüdüm. klozete oturmuştum ki, ''duş alabilirsin rahatlarsın'' dedi. zaten çıplaktım işimi bitirir bitirmez duşun altına girip suyu açtım. Biraz sonra o da geldi. Ben henüz ayılmaya çalışıyordum. o da çıplaktı. duşun altına geldi ve bir şey demeden aşağıya doğru eğilip dalgamı eline alıp ağzına götürdü, emmeye başladı. hiçbir şey hissetmiyordum ama o emdikçe iyice arzular olmuştum ben de. saçlarından tutup iyice bastırdım yarrağıma doğru. ve ağzında gidip gelmeye başladım. boşaldığımda kusacak gibi oldu ama alışık olduğundan bir şey demedi. tüm dölleri yuttu. hoşuma gitmişti. kalktı ayağa. beraber duş aldık. ''rahatladın mı?' dedi. onaylar gibi kafamı salladım.
salona geçtim sonra. kıyafetlerim bir sandalyenin üstünde duruyordu. Giyinmeye başladım, o da anlatmaya. ''gece sikişmedik ama kafamı siktin'' yine bir kahkaha patlattı. ne kadar içtiysen sürekli konuşup durdun barda, bir yere gidecek gibi de değildin. seni buraya getirmeye mecbur kaldım. Üstünü zar zor çıkardım. Sen düştün uyudun ben de yanında.. başka yatak da yok zaten evde'' bir kahkaha daha patlattı. yüzüne ilk kez baktım. gençti, simsiyah kısa saçları, ince alınmış kaşları vardı, kadın olsa güzel bile denilebilirdi ama konuşunca erkekti işte. Niye burda olduğum, gece ne kadar içip ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Dışarı çıkmalıydım bir an önce. yatağın başında çekmecenin üstünde saatim ve telefonum vardı. Cebimden para alıp almadığına bakacak durumda değildim. Para verip vermemem gerektiğini de bilemiyordum. Elimi cebime attım. ''sakın para vermeye kalkma.'' dedi. ''istersen akşam yine gelebilirsin. numaranı söyle'' Söylemezsem terbiyesizlik olur diye söyledim. ''çağrı atayım sana, kaydetmene gerek yok. untumazsın zaten, sonu 69 olan numara'' bir kahkaha daha. çıktım ordan..
Barabarosa bakan caddede bir apartman dairesi. Evimden çok da uzak değilmişim diye düşündüm. Sahile doğru yürümeye başladım. Cebimden telefonu çıkarıp ilk kez baktım. Saat 11e geliyordu. Günlerden Pazar. Sabah 10da Meltemle kahvaltı yapmak için sözleştiğimiz geldi aklıma, adımlarımı hızlandırdım. İskelenin yanındaki kafelerden biri, her zaman buluştuğumuz yer. Meltem masada bekliyordu. Oturdum. Konuşacak durumda değildim.
''Çok mu içtin?'' dedi. ''Bilmem, hatırlamıyorum'' dedim. Masadan kalktı gitti. Sorsa, babamın öldüğünü söyleyecektim. sormadı ben de söylemedim. Haklıydı belki de gitmekte. Bir çay istedim. Çayın yanına bir kurabiye koymuşlar. onu yedim, hatta Meltemin söylediği ama içmediği çayın yanındaki kurabiyeyi de. tekrar telefonuma baktım. bir an önce çıkmalıydım. Vapurla Üsküdara geçtim. İstanbula ilk geldiğim günlerden beri dönüş için hep bu yolu kullanıyordum. Büyük otogardan bir yere gitmektense Üsküdarda dolaşıp çay ocaklarında çay içmek. Kız kulesine bakmak dolaşmak, şehri içime doldurup öyle gitmek. Şimdi bütün bunları yapacak kadar vaktim yoktu. Cenaze ikindi namazında idi, yetişmeliydim. Servis Üsküdar sahilinden geçerken hayaller canlanmaya başladı gözümde. Babamlı hayaller..
Birkaç gün önce ''baban öldü'' deseler, ''mezarını tekmelemeyen şerefsizdir'' derdim ama Adapazarı otobüsünde kafamı cama dayayıp babamı düşünürken aklıma gelen hayaller hep iyi olanlardı. Zorlasam da kötü düşünemiyordum. Ağlamak istiyordum sadece. Bir yerde yalnız kalıp böğüre böğüre ağlamak. O akşam baba evinde yalnız kalınca, cenaze için gelenler çekilince yaptım. Lavaboya gidip bağıra çağıra ağladım. ''babam öldü'' diye ağladım.
Otobüsten inip eve gitmem, cenaze işleri. babamın kefenini açıp son kez yüzüne bakmam. mezara indirmem, toprak atmam. Sonra ayrılıp eve gelmem, kalabalık... hepsi bir anda olup bitmiş gibiydi. ayaklarım yerden kesilmiş, aklım başımdan gitmiş gibiydi. cenaze tabutla birlikte musallaya konduğunda bir an gidip tabutun başında küfretmek istedim ''kalk ulan ammına koduğumun evladı, kalk da bir aileyi nasıl paramparça ettiğini gör. bak karın bile cenazene gelmemiş'' demek istedim ama cenazede en önsafta idim, herkes üzüntülü görünüyordu. gerçekten üzülmüşler miydi bilemiyorum ama onlar öyleyken bütün bunları yapamazdım. Üstelik az önce de dediğim gibi, o kadar küfretmek istediğim babamla ilgili aklıma kötü bir anı gelmiyordu işte..
o akşam ağladım, sabaha kadar ağladım. durup dinlenip tekrar ağladım. Baba evinde yalnızdım. Cenazeden sonra ablam evde kalmamış, kocasıyla kendi evlerine geçmişlerdi. Annem, cenazeye bile gelmemişti. Şimdi yıllar önce babamdan kaçtığım bu evde babamsız, yalnızdım.
Gece, sabahki trans geldi aklıma. İsmini bile sormamıştım. Bekler miydi beni. Arayıp, ''beni bekleme'' demem gerekiyor muydu! Gece kafasını sikecek kadar anlattıysam, babamın öldüğünü de anlatmışımdır herhalde diye düşündüm. Şimdi ağladığım babamın hayatımızın nasıl içine ettiğini anlatmış mıydım. İçip içip eve gelmelerini, anneme tecavüze etmelerini anlatmış mıydım. İki oda bir salon sobalı evde, şimdi boş olan o odada babam anneme tecavüz ederdi. Tecavüz ederdi diyorum çünkü normal bir sevişme değildi bu. Sarhoş gelirdi eve. Annem çoktan uyumuş olurdu. Uyandırır ve sikerdi. Kadıncağız hayır dedikçe daha çok sikerdi. Biz ablamla annemin ağlamalarını, babamın inlemelerini işitir yatakta birbirimize bakardık. Aramızda gizli sessiz bir anlaşma vardı birşey söyleyemezdik ikimiz de.. o gün bu gündür ablamla göz göze bile gelemeyiz. ortaokuldaydık, ne olduğunun farkındaydık, ama değilmişiz gibi davranırdık. sonra işi bitince yatağa düşer uyurdu. Annem kalkar salona geçip sigara yakar sabaha kadar uyumazdı bu kez. sigara üstüne sigara içerdi. Bulgar muhaciri güzeller güzeli annem, babamın elinde gitgide eriyordu.
O ağlamanın arasında kendime güldüm. Bir transa haber verip vermemeyi düşünüyordum. Meltem aklımda bile yoktu. Oysa o kadar güzeldi ki Meltem.
