𖣔︎1.0𖣔︎

349 37 90
                                    

Başımda ki şiddetli ağrıyla gözümü açmaya çalıştığımda pencereden sızan ışık buna engel olmuştu. Elimi gözüme siper edip yavaşça etrafa baktığımda Taehyung hâlâ göğsümde uyuyordu. Herkes birbiri üzerine uyumuş kalmıştı. Kendimi toplamaya çalışırken neden burada olduğumuzu hatırladım.

Siktir.. Para, Jimin.. Hayır! Onu tamamen unutmuş, kendi zevkimizin peşine düşmüştük. Hızla Taehyung'u dürtüp uyanmasını sağladım.

"Tae kalk çabuk!" Gözünü açmadan bacağıma sarılıp, "Ya beş dakika daha uyuyalım." deyip kafasını iyice bacağıma yerleştirdi.

"Ya Tae salak mısın sen!?" Kafasına bir tane yapıştırdığımda acıyla kıvranıp kafasını kaldırdı.

"Aa ne vuruyorsun?" dudaklarını büzüp şişen gözlerini ovuşturuyordu. Ensesinden tutup kafasını arkaya çevirdim.

"Nerede olduğumuzun farkında mısın sen?"

"Hih! Para?" Tedirgin gözlerle yüzüme baktığında derin bir iç çektim. Bunun bir rüya olduğunu düşünsem de olmadığını biliyordum.

"Jimin alacaktı, hemen endişe etme belki alıp eve gitmiştir." Gece çıkardığımız kıyafetlerimizi hızlıca giyerken kimseyi uyandırmamak için sessizce konuşuyorduk.

"Ama alıp almadığını bilmiyoruz, yine de kontrol edelim." Başımla dediği şeyi onaylayıp parmak ucumuzla odadan çıktık. Hiçbiri uyanık değildi. Merdivenlerde bile uyuyanlar vardı. Yukarıya çıkıp odanın önüne geldik.

"İçeride birisi var sanırım." dedim fısıltıyla. Taehyung kafasını kapıya yaslayıp gözünü kapattı.

"Ses geliyor mu?" Her bir dakika da arkamı kontrol ediyordum. Omzuna dokunduğum an gözlerini açtı.

"Kan." Yüzündeki ifade beni korkutsa da sakin bir şekilde yutkunup konuştum.

"Ne kanı Taehyung ne diyorsun sen?" Ellerini yüzüne götürüp ardı ardına tokat atmaya başladı. Ellerini tutup kendime çektim.

"Çok kan var kokusunu alabiliyorum." Taehyung'un kana olan hisleri hiçbir şeye yoktu belkide.

"Jimin!" Kapının kolunu hızla yokladığımda kilitli olduğunu farkedince ne yapacağımı bilemez bir şekilde paniklemeye başlamıştım.

Başımı ellerimin arasına alıp ileri geri yürümeye başladım. "Ya o şerefsiz Jimin'i.. Hayır, hayır, hayır biz ne yaptık!" Şuan tek düşünebildiğim o orospu çocuğunun Jimin'e neler yapmış olabileceğiydi.

Taehyung kara kara düşünürken yanına yürüdüm. "Kapıyı kıralım." Gözlerinden olumlu bir cevap almak için bakarken o bana sadece boş bir şekilde bakıyordu.

"Kıramayız!" Başını arkama doğru işaret ettiğinde dönüp yerde yatan kişilere baktım. "Uyanırlarsa uyansınlar umurumda değil. Bu siktiğimin yerinden gitmek istiyorum."

"Sen yapma bana da engel olma çekil!" Sesimi yükseltip konuştuğumda gözlerini kısarak yüzüme baktı. "Tek bir şartla çekilirim." Kollarını birbirine kavuşturup tek kaşını kaldırdığında ciddi bir şey isteyeceğini anlamıştım.

"Ne?" Yüzünde oluşan hafif sinsi bir tebessümle kollarını indirdi.

"Jimin ölmediyse bile onu arkamızdan sürüklemeyeceksin sadece parayı alıp gideceğiz. Tamam mı?" Bunu söyleyeceğini adım gibi biliyordum. Sırf kıskançlığı yüzünden yaptığını da biliyordum. Zaten çok yüksek ihtimalle ölmüştü. O yüzden fazla düşünmeden kabul ettim.

Kapının önünden çekilip elini kapıya doğru işaret etti. "Buyur istediğini yap." Arkama gidip kapıya vurmak için tüm gücümü topladığımda dış kapıdan gelen ayak sesleriyle duraksadım. Merdiven korkuluklarına biraz yaklaştığımda polislerin sessizce içeriye girdiğini gördüm.

Double Trouble Mafias| Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin