six

131 16 2
                                    

“Diamond bana su getir!”

Babamın bilmek bitmeyen isteklerini yetiştirmeye çalışırken kimya ödevimi yapamayacaktım. Tanrım!

Mutfağa gidip ona su doldurdum. Salona, bizimki daha çok çöplüğe benziyordu, gittim ve suyu babama verdim.

“Diamond, pantolonumu yıkarken ceplerine hiç baktın mı? Para falan vardı belki?”

“Hayır, niye ki?”

“İçki için para kalmadı. 50 dolarım vardı, ama şimdi yok.”

Dediklerine omuz silktim. Onun içkisi ne benim umurumdaydı, ne de Tanrının.

Ama benim şuanda umurumda olan bir şey varsa, o da yarına yetişmesi gereken kimya ödevimdi.

“Odanda bir şey buldum.”  Odama mı girmişti? Bu adam iyice piskopata bağladı. Bundan sonra kapımı kitlemeliydim.

“Tanrım! Baba, odama neden girdin?” Güldü.

“Sadece 50 dolarımı alıp ne yaptığını, hangi boka harcadığını merak ettim.”

Hayır, hayır hayır ve milyonlarca hayır.

“Ve bil bakalım ne buldum?” Cebinden buruşmuş 5sos konser biletimi çıkardı. Hayır! Gördüklerime inanmayı reddediyordum. O benim konser biletim olamazdı.

“Bir konser bileti. 50 dolarımı nasıl ödemeyi düşünüyorsun?”

“Onu ben kendi paramla aldım. Senin paranla alakası yok.”

“Bak bakayım benim anlımda enayi mi yazıyor?” Evet.

“Sana bir ay harçlık yok, ve”

Biletimi ortadan ikiye ayırdı. Onu yırttı. Benim konser biletimi yırttı.

Benim Calum’u görmemi sağlayacak bileti yırttı. Benim 5sos konser biletimi yırttı. 

“Artık bu bilet te yok.”

Answer // hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin