Jungkook sonraki sabah uyandığında Shaly yanında değildi. Panikle kalktı ve evi aramaya başladı.
"Shaly! Sevgilim, neredesin? Bak korkuyorum." Jungkook durmadan sevdiği kadına sesleniyordu ama hiçbir cevap alamıyorfu. İçini büyük bir korku kapladı genç adamın.
En sonunda kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Evin hiçbir yerinde sevdiği kadından bir iz yoktu. Bahçede gözlerini gezdirdi önce, sonra bahcedeki ağaçlardan birinin dalında asılı olan şeyi fark etti. Hızlı adımlarla yanına ilerledi ve küçük bir keseye benzeyen torbayı alıp açtı. İçinden bir not kağıdı çıkmıştı. Titreyen elleriyle ikl kağıdı çıkardı, açıp ve okumaya başladı.
"Görevimi her zaman tamamlarım tavşan surat. Sevgilinin elimde olduğunu söylememe gerek yok herhalde. Baya da güzelmiş, belki tadına bile baktım ha? Onu canlı bulmak istiyorsan bir dakika içinde sana yollayacağım konuma gel."
Jungkook okuduklarıyla sinir kirizi geçirecek duruma gelmişti. Onun yüzünden sevgilisi kaçırılmıştı ve o psikopat kadın kim bilir sevgilisine ne yapacaktı. Tabii bir kadınsa... Artık bundan bile emin değildi.
Jungkook hızlı adımlarla içeri girdi ve telefonunu buldu. Tzu ile olan son konuşmalarına girdi ve mesajın gelmesini bekledi. On beş, yirmi saniye içinde gelen mesajla hızlıca üzerini değiştirdi ve sadece telefonunu ve arabasının anahtarını alarak dışarı çıktı. Hızlı adımlarla arabasına ulaştı ve bindi.
Deli gibi endişelenirken, konumu aktive edip arabayı çalıştırdı. Normalde hiç çıkmadığı bir hızda arabasını kullandı ve konumun gösterdiği yere doğru sürdü. Kaza yapmak o an umurunda bile değildi. Gözlerinde canlanan sevgilisinin korkmuş suratı kalbini acitmaya yetiyordu.
Sonunda oraya ulaştığında klasik bir depoyla karşılaştı. Aceleyle içeri girdi ve tam karşısında elleri, ayakları ve ağzı bağlanmış, üstünde paramparça olmuş bir pijama giyen Shaly'i gördü.
Ona doğru koştuğu sırada, içinden tanrıya binlerce kez onu almadığı için teşekkür ediyordu.
Tam onun önüne geldiğinde hızlıca Tzuyu'nin ağzını açtı ama beklenmedik bir şekilde yere kapaklandı.
"Kandırması çok kolay bir görev olduğun için teşekkürler Tavşan surat." Dedi Tzuyu alayla.
Jungkook dehşete düştü. Ayaklarından birini sırtına koyup bastıran ve kalkmasını engelleyen kişi sevdiği kadın mıydı? Buna inanması imkansızdı.
"Ne?" Dedi sadece Jungkook. Korkuyordu, huzur ve güven veren sevgilisi tarafından korkuların ve hayal kırıklıklarının en büyüğünü tattırılmıştı.
"Anlamadın mı?" Diye sordu Tzuyu alayla. "Ben seni tehdit eden Tzu'yim. Ahh o kadar zevkliydi ki." Histerik bir kahkaha Jungkook'un kulaklarına doldu.
"Benim Shaly'me ne yaptın? O sen değilsin!" Dedi Jungkook öfkeyle. "Dün benim için ağlayan kızın sen olma imkanı yok." Kabullenemiyordu işte, onun böyle biri olmasını kabullenemiyordu.
Tzuyu Jungkook'un sırtındaki baskıyı arttırdı. "O bendim mankafa. Bu benim normal halim. Seninle birlikteyken kaç kişi öldürdüğünü biliyor musun ki? Dün işlenen polis cinayeti de bana ait mesela tek bir delil dahi yoktu. Sen de böyle olacaksın. Sadece benim seni öldürdüğümu bilecekler ve sen benim yüzümü kimsenin görmediğini de biliyorsun değil mi?" Tzuyu bunları anlatırken Jungkook göz yaşları döküyordu. Buna inanmak istemiyordu. Neden böyle olmak zorundaydı?
"O halde," dedi ve burnunu çekti. "Beni vur."
Tzuyu duyduklarıyla şaşırdı ama umursamaya değmezdi. Elinde tuttuğu silahı başına dikti ve umursamazca tetiği çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOS [TzuKook] ✓
Fanfiction+Hey Jeon Jungkook! -Sen de kimsin? +Hayatını mahvedecek kişi. -Ne? Neyden bahsediyorsun? +Ben Tzu, bir katilim ve şimdiki görevim de sensin. ~~~ Burası benim ikinci hesabım. Profilimden ilk hesabıma da ulaşabilirsiniz. Ship: TzuKook Yan Ship: JiMina