Ecmel'den
25 Nisan 2009
Üzerimde yine cumartesi gününün aylaklığı ve salaklığı vardı. Hayatım boyunca böyle olmuştur pazar günleri olan enerjim bu gün tamamen çekiliyor, ne yapalım canım beni de böyle kabul etmek lazım.
12'ye kadar yatakta belki uyurum umuduyla bi sağ bi sol Bi ters bi düz yaptıktan sonra uyuyamayacığımı anladım ve göbeğimi kaşıya kaşıya banyoya gittim. 'Şu peyniri yiyim, şu zeytin kalmasın ama sucuğun hatrı?' diye diye sofrayı bitirdim. Babamın yanına gittim ve "Baba ben dışarı çıkıyorum çook öptüm" diyip öpücük yolladım, dışarı çıktıktan sonra taşlı sokaklarda olan klasik kargaşaya baktım. Ne güzel yerdi burası, temiz havası, sahili, insanları. Bir yeri güzelleştiren şey insanlardır sözünün vucut bulmuş hali bu ada (kesinlikle). Çoğu yaş aralığında insanın bulunduğu sahaya giderken arkamdan "Ecmel!" diye bağıran Aden'i görmemle bana muhteşem bir gülümseme sundu. Adımları yanımı bulduğunda elindeki 2 top kivili dondurmayı gördüm. Ağzımın suyu akarak bakarken dondurmayı bana uzattı ve "Düşen dondurman için" dedi. Dondurmayı elinden alırken "Normalde kibarlık yapar ve reddederim ama Kivili'm benim zaafım." diye ekledim. Bana güzel gülüşünü sundu ve dondurmanın birini uzattı. Beraber yürüyerek sahaya ulaştık, "Ee kendinden bahset biraz. Sınıfta hiç konuşmuyorsun bi adını b de soyadını biliyor koca sınıf" kafamı ona doğru çevirdim. "Adım Ecmel bunu zaten biliyorsun, 13 yaşına 2 girdim. Burada doğdum ama kökenlerim biraz karışık. Babam bir roman köyünde doğmuş ve uzun yıllar orada yaşamış, annem ise Arnavutluk kökenli" dedim ve erimeye yüz tutmuş dondurmamı yaladım. "Sıra sende" diyerek topu Adem'e attım. "Tamam.. Aden ben, burada doğdum ve büyüdüm annem ve babam Ankara'lı ama çok uzun yıllar önce buraya taşınmışlar." kafamı salladım ve onun yüzünü incelemeye başladım. Sarı yoğun dalgalı saçlar ve gökyüzüyle eşdeğer olan o mavi gözler. Güzel bir çenesi vardı ve burnu da oldukça güzeldi. Benden çok az da olsa kısa olan boyu onu tatlı gösteriyordu. "Aslında bu gece sınıftan arkadaşlarımızla birlikte sabahlamak istiyoruz eğer sen de gelmek istersen saat gece 10 gibi sahilde toplanacağız" kısa bir an düşündüm ve bu fikri kafamda onayladım. Adene döndüm ve "Olur o zaman akşam görüşürüz" diyerek ayağa kalktım "Ayrıca dondurma için çok teşekkür ederim"