Merhaba, kitabımı nereden gördün, kimden duydun bilmiyorum. Umarım kitap zevkine uygun bir şey olur ve seversin. Daha fazla bir şey söylemeyip bölümle başbaşa bırakıyorum seni. Bölümden sonra görüşmek üzere.
"Beyza iyi okumalar diler!" :)_______________________________________
Hayat, benim için çok zor geçmişti. Bu zorluğumun içinde tek varlığım şuan mezarının başında olduğum insandı. O benim dünyamdı. Abim gerçekten bana abiliğin ne demek olduğunu her şekilde göstermişti. Şimdi ise ben onun mezarındaki çiçekleri suluyordum.
"Sahi bazı insanlar neden erken giderdi?"
Kendime gelmeliydim. O beni hayatım boyunca böyle yetiştirmemişti.Ben Savaşın prensesiydim. Yapabilirim. Onun için yapabilirim.
Su şişesini bırakıp mezardan çıktım, deniz kenara gittim, yapacaklarımı düşündüm. Başıma neler gelecekti bilmiyordum. Ama umrumda da değildi. Artık savaş yoktu. Prenses de yok olmuştu. Gözlerim denizi izlerken küçük kız çocuğuna takıldı. Ve yanında duran babasına. Herkes baba olamıyordu bunu çok iyi biliyordum. Abim benim babam olmuştu. Banktan kalkıp yürüdüm. Bir taksiye bindim, ve holdinge geldim. Kimsenin yüzüne bakmadan odama geçtim. Evet bir holdingimiz vardı ama burayı mutlu eden kişi yoktu. Bilgisayarı açtım ve kurduğum planları tek tek gözden geçirdim.
Hataya yer vermemeliydim.Mahir Yıldırım kimdi, nelerle meşguldü yaptığı pislikler, yer altında nasıl tanınır? Bunlar gibi bir çok şeyi araştırmış ve bulmuştum. Aylardır bu adamı bitirmek için çalışmalarım vardı. Ve kaleyi içten fethedecektim. Sosyal medyadan yazmıştım kendisine. Tabi yer altında mafya olduğunu bildiğimi bilmiyor, beni sadece proje yaptığı bir holding sahibi olarak biliyordu. Gerçi bildiğimi bilse ne yazardı, onun mafyalığı bana sökmezdi. Ve 2 saat sonra onunla yemeğimiz vardı. Aslında onunla denmez. Çünkü kendisi yani katil zanlım Yıldırım beni ailesiyle tanıştıracaktı. Tanışalım bakalım.
Sandalyeden kalktım, eşyalarımı toparladım.Bir taksi çağırmalarını söyledim. Taksi gelince bindim ve camdan İstanbul'u izlemeye başladım. Ne kadar zaman geçtiğini kestiremedim, taksicinin arabayı durdurmasıyla 200 TL yi verdim ve taksiden indim.
Çantamdan anahtarımı çıkardım eve girdim. Zeynep ablamın geldiği belli oluyordu. Temizliğini yapmış, ve sevdiğim yemekleri yapmıştı. Canım ablam, abimden kalan son şey bana. Ben küçüklüğümden beri yardımcımız. Çok iyiliği geçmiştir. Düşüncelerimden çıkıp kabanımı çıkardım, telefonumu yanıma alıp odama gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Dolabımı açıp ne giyeceğime karar verdim. Ve sonunda askılı petrol mavisi kısa bir elbise giydim. Altına siyah topuklu ayakkabımı giydim. Saçımı maşa yapıp yüksekten at kuyruğu yaptım. Hafif dudağımın renginde ruj sürdüm. Gözlerimi ortaya çıkarması için rimel sürdüm. Bu makyaj fazlaydı bile. Ne gerek vardı ki. Dolaptan petrol mavisi kaşe kabanımı aldım, siyah çantamı da alıp içerisine lazım olabilecek şeyleri koydum. Ve evden çıktım. Bahçeye çıktığımda aylardır cesaret edemediğim yere adımımı attım. Araba garajına. Abim burda canını vermişti. Güzel gözlerini burda kapatmıştı. Ve ben o günden sonra ilk defa araba kullanacaktım. Garajı açtığımda karşıma onun binmeye doyamadığı arabalar geldi.Ne kadar çok severdi canımın içi arabaları.
Adımlarımı siyah Range Rovera attım. Yola çıktığımda kafamda bir sürü şey dolaşıyordu. Ama hiçbirinin cevabı yoktu.Mahir Yıldırım'ın evlerine geldiğimde kibarlık sansınlar diye aldığım çiçeği yanımdaki koltuktan aldım. Çantamı da alıp arabadan indim. Bahçede bir sürü koruma vardı. Şerefsiz herif.
Sen öldür insanları sonra başkalarına korut kendini. Normalde asla bu gözle bakmazdım bu duruma koruma kötü değildi ama konu bu adam olunca dayanamıyordum. Gözlerimi adamlardan çekip zile bastım. Güler yüzlü bir çalışan açtı. Aynı şekilde karşılık verip merhaba dedim. Çantamı çiçeği ve kabanımı verip hemen karşımda beni bekleyen onun flörtü sandığı aslında eceli olduğum Mahire baktım. Bana doğru adım attı."Hoş geldin güzellik" dedi.
"Hoş buldum canım" dedim. Pislik herif seni.
Elimden tuttu ve beni içeriye çekiştirdi."Sizi dünyalar güzeli Ekinle tanıştırayım" dedi. Yapmacık herif.
Ve bana bakıp babam Murat Yıldırım dedi. Babasına bakıp gülümsedim ve memnun oldum dedim. Annesi Kader Yıldırım'la tanıştım. Kardeşi Esra ile de tanıştığımda sona bir kişi kalmıştı.O sırada Mahir konuşmaya başladı. Kardeşim " Araz Yıldırım" dedi. " O sırada Araz denen kardeşi" Kaya" "Araz Kaya" diye mırıldandı.
Başımı salladım. Bu kardeşte yani Arazda bir şeyler vardı.Madem kardeşiydi neden soy ismi Kaya idi. Bunu da mı ben çözseydim? Neyse aman banane.
Saatler sıkıcı muhabbetle geçerken her şeyi değiştirecek planımın zamanı gelmişti.
İzin isteyip lavaboya gittim. Daha doğrusu gitmiş gibi yaptım. Planımı o kadar sağlam hazırlamıştım ki daha önceden elektrik sigortasının nerede olduğunu öğrenmiştim.O da benim farkım olsun ama değil mi?Şartelleri indirdim. Aydınlık ev karanlığa yerini bıraktı. Tam zamanıydı. Arkamı tam dönecekken ağzımda bir el hissettim.
"Sakın sesini çıkarma küçük şeytan!"
İşte bu planımda yoktu..._______________________________________
Tekrar merhaba! Bölümü nasıl buldunuz? Umarım beğeneceğiniz bir kitap olur. :)
Ben kendimden biraz bahsedecek olursam, küçüklüğümden beri hep bir şeyler yazan o kızım. :)
Ve artık bunu bir şeylerle başarmak istiyorum.
İleride eğer güzel yerlere gelirsem kendimle gurur duyup hayallerime doğru tek tek adım attığım için kendime teşekkür etmek istiyorum.
Umarım başarabilirim. :)Bölüme gelecek olursak normal uzunluktan kısa olduğunu biliyorum. Ama ilerki bölümlerde artacak. Çünkü çok şey yaşayacağız,okuyacağız.
Maceramız nasıl olacak hep birlikte göreceğiz. :)Kitabımı beğendiyseniz oy verir misiniz?
Sizi seviyorum mutlu kalın bir dahaki bölümde görüşmek üzere!Bölüm yayınlanma tarihi:11.03.22
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEFTUN
Teen Fiction"Bazı hatalar yapılır, bu hataların bedellerini bazı aşklar öder." "Bazı aşklar vardır yapılan hataları tek kalemde silmeye gücü yeter."