yedi

290 33 6
                                    

"iyi günler..."

Sanırım Langa'nın neden parasız çalıştığını anlamıştım. İşin sonunda yorucu olsada boş boş durmak yerine eğlenceli işler yapabiliyorsun.

Her ne kadar bütün gününü alsa da hobim skateboard and work olduğu için sıkılmam biraz zordu.

Kalabalık gelen müşterilerden sonuncusu da çıkınca diğerlerinin yanına döndüm. "Ben bir şey farkettim" dedim etrafa bakarken. "Önceden burayı görmüş gibiydim. Tesadüftür demiştim ama haritalardan bakınca buranın önceden küçük olduğunu sonradan büyütüldüğünü anladım"

Reki gülümsedi. "Aslında bu büyütme olayı sen buranın ağzına sıçmadan 4 gün önce olmuştu." Şaşırmıştım. Yani para ile büyütüldükten sonra her yerin ağzına sıçıp onları borca batırmıştım.

"Bu Adam denen herif.." diye devam ettim söze. "Tam olarak nasıl biri?" Langa bana baktı ve Reki'yi gözleriyle gösterdi. Reki bana baktı ve konuşmaya başladı. "Tam bir orospu çocuğudur kendisi, daha önce onunla kaykay yarışı yapmıştım ve beni düşürerek hile yaptı tabi o yarışta hile yoktu herneyse sonra bende siktim tabi belasını ikinci kere o piç kazanmış olsada herkes beni alkışlamıştı çünkü o orospuyu düşürmüştüm ağlasın o bi köşede. En sonki yarışta da benim kurt bakışlıma göz koymuştu."

"Kurt bakışlım?"

"Beni kastediyor" dedi Miya içeri gelirken. "Hayır Miya, o beni kastediyor." Dedi Langa. Reki kıkırdadı ve Langaya gülümsedi. "Mavi saçlı kurt bakışlımı kastediyorum" Miya o sıra bana bakıyordu. "Sen, niye geldin?" Diye sordum. "Niye gelemez miyim?"

Bu çocuk evet desem niye hayır mı olacaktı diye benle kavga edecek türden biriydi. "Sordum ya sadece!"

Miya bana bakarak dil uzattı ve önceden getirdiği onun olmayan kaykayı uzattı. "Bunda amblem var. Sizin ambleminiz"

Reki kaykaya baktı. "Tamam çıkarırız şimdi." O amblem ne ki?" Diye sordum. Özel amblem gibi birşey miydi yoksa?

"O amblem kaykay düzeltilirken koyulan bir şey. Daha doğrusu buranın sahibi okanın kurduğu makinenin yaptığı bir şey. İlkte siyah birşey döküyordu ve bu durmuyordu ondan sonra oka da bunu amblemimiz yaptı. Arada çıkıyor ve tek tuşla kendi kendine sildirtebiliyoruz"

"Makineyi hiç görmedim nerde ki?"

"İçerde. Normal tamirleri bu masada yaptığımız için ona çok gerek kalmıyor ama arada uğraştırıcı, elle zor olan tamirler için kolay bir şey. O makine yeni desenler ve yeni kaykaylar yaparken de işimize yarıyor"

"Bakabilir miyim?"

Reki başını salladı. Anında yerimden kalkarak içeri diye söylediği odaya yanaştım. Odanın kapısı yoktu ve kapının hemen üstünde repair  yazıyordu.

İçeri girdiğimde pırıl pırıl gözüken bir makine vardı. Sanırım bu makine benim borcumun büyük bir kısmıydı. Uzaktan bile pahalı olduğu anlaşılıyordu. Etrafa bakarken Reki yanıma geldi. "Masayı buraya taşıyacağız."

Yüzümü ona çevirdim. "Yani sabahtan akşama kadar kasada tek başıma mı durucam?" Sırıttı "Hayır. Sadece o zil sesini duyduğunda içeri geçersin. Oka zaten bu yüzden yaptı o çanlı zili."

"Reki 2 tane kaykay hala seni bekliyor!" Langanın seslenmesiyle gülümsedim. "Hadi gidelim içeriye" dedi.

"Tamam"

still living # miya chinenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin