Rüzgar'ın Ağzından
15 dakikadır bir Allah'ın kulu gelmemişti. Aslında Nehir ile olduğum için hiç gelmeseler bile olurdu yani. Ben istesemde Nehir'in pek onaylayacağını düşünmüyorum.
Yanıma oturduğundan beri titriyordu ve ayaklarıyla yere vurarak tempo tutup bu titremeyi iyice tempoya dönüştürmeye çalışıyordu.
"Hay aksi"
"Ne oldu"
"Telefonumu odada unutmuşum, eğer yanımda olsaydı hic değilse müzikle kendimi bu ortamdan uzaklaştırırdım." o kadar hızlı söylemişti ki önce idrak edemedim.
"Tamam sakin ol al benim telefonumdan dinle hangi şarkıyı dinleyeceksen ama önce sakin ol" derin nefes alıp yavaşça verdikten sonra sakin olmaya çalıştığı anladım. Nehir konuşmayınca ben devam ettim "Yanlız bende kulaklık yok"
"Sorun değil bende var" şaşırarak baksamda görmediği için cümlesine devam etmedi. Telefonu da elimden hızlı bir şekilde alıp kulaklığı taktı. Müziğin sesini son ses açıp dinlemeye başladı. O kadar sesli dinliyordu ki ben bile rahatlıkla duyabiliyordum.
Artık canım sıkılmaya başladığında dışarıdan sesler gelmeye başlamıştı. "İçeride kimse var mı?" herhalde sonunda biri düşünüp görevlilere haber vermişti. Tam buradayız diyecektim ki acaba biraz daha mı burada dursak diye düşündüm.
Fikir güzelde burda durup ne yapacağız ki zaten Nehir'in korkması beni seslenmeye yönlendiriyordu. "Buradayız"
"Tamam beyefendi, birkaç dakika sürer işlem hemen çıkartıyoruz sizi asansörden"
Elimle Nehir'in taktiği kulaklıklardan birini çıkarırken elim tenine deydi. Bu sıcacık hava da teni buz gibiydi ve titriyordu. "Ne oldu"
"Bir kaç dakikaya buradan çıkarız"
"Ne gerçekten mi?" diyerek boynuna sarılması bir oldu. Bende refleks olarak ellerimi beline kenetledim. Onunla aynı tonda "Gerçekten" dedim bende.
Biraz öyle sarılarak kaldıktan sonra Nehir yalandan öksürme hareketi yaparak sarılmasını bitirdi. Benim hala ellerim belinde olunca tekrardan yalandan öksürdü. Hızlı bir şekilde elimi çekip arkama yaslandım.
Nehir telefonu bana uzatırken önce ışıklar geldi sonra da asansör çalıştı. Kapı açıldığında resepsiyon katındaydık. Önce ben kalkıp Nehir'in kalkması için elimi uzattım. Hiç tereddüt etmeden elimi tuttu ve ayağa kalktı.
"Teşekkür ederim" deyip asansörden çıkıp karşıda duran Derin'e sıkıca sarıldı. Aslında korktuğunu belli etmemeye çalışsada ten rengi de beyazlamıştı. Bu kadar çok niye korkuyordu ki acaba asansörden??? Kötü bir anısı vardı galiba ;P
Nehir'in Ağzından
Asansörden kurtulduktan sonra Derin'in yanına gidip sıkıca sarıldım. Benden ayrılıp elleriyle yüzümü avuçladı. "İyi misin canım"
"İyiyim" aslında belli etmemeye çalışsamda galiba dışarıdan korktuğum anlaşılıyordu. Titrememin azaldığına mutlu olsam da tam olarak geçmemişti.
Doğukan elindeki suyu bana verirken teşekkür edip suyu içtim. Sonra da eliyle omzumu sıvazlayarak "İyi misin?" diye sordu.
"Daha iyiyim, teşekkür ederim" tam Derin'e hadi gidelim diyecekken Rüzgar'ın sözleri beni durdurdu. "Asansörden neden bu kadar korkuyorsun"
"Fobim var çünkü"
"Neden, yani sonradan mi oluştu yoksa-" cümlesine devam edememesinin sebebi Doğukan'ın onu dürtüp susturmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♥İlk ve Sonumsun♥
Chick-LitKlasik okulca tatil için otobüse binmişlerdi... Okul gezisi 3 okulu bir araya getirirken onları da bir araya getirdi... Aslında önceden tanıştılar ama kötü bir tanışmaydı.. Bu gezi onların tanışmalarını yenileyecek bir fırsattı... Gezinin akışı on...