Pov: Felix
»Flashback (İlk karşılaştıkları gün.)"Chan yeter,; seni de, başkanlık adayı konuşmalarını da.."
Gece yaptığım brownie'yi ağzıma atarken şakadan ağlama numarası yapıyordum. Zaten yeterince sınıf gezmiştik daha ne kadar olabilirdi?
"2. Sınıflar kaldı sadece, zaten dört şube var çok zamanımızı bile almaz."
Chan beni ikna etmeye çalışır gibi bakarken onun yavru kurt bakışlarına 'hayır' diyemeyeceğimi fark ettim.
"Peki, bu sınıflar son dedin bak."
Son kek parçasını da ağzıma attım ve ellerimi birbirine vurarak kırıntıları ellerimden sildim. Masanın üzerine duran kağıdı aldım, konuşmaya bakarken tüm kelimelerin bile özenle seçilmesine gülümsedim.
Sıradan Chan, işinin en iyisi olması için elinden geleni yapan bir insandı.
Klasik ENFJ mbti tipi.
"En son 2-1 numaralı sınıfa bırakalım."
Önce 2-4, sonra 2-3 numaralı sınıfa gitmiştik. Soojin'i görünce bir an gülümsedim, asılsız bir şekilde iftiraya uğramıştı ve okula geri gelebilmişti.
**W: G-idle benim çıkışlarından beri takip ettiğim grup ve Soojin oradaki ilk biasımdı(⌒_⌒;)
Kalan son sınıfa girdiğimizde saçlarım birbirine girmişti ve çok yorgun duruyordum.
"Sen iyi misin?"
Gözlerimi boş boş duran yerden kaldırıp bana seslenen yüze baktım. Sarı uzun saçlı çocuk bana doğru bakarken elimdeki birkaç kitap dikkatini çekmişti.
"Yardım edebilirim."
Kafamı iki yana salladım ve kendime gelmeye çalıştım. Onun bana yönelmesi; elimdeki kitapları tutmak için hamle yapması, midemin çok fena kasılmasına neden olmuştu. Elimdekileri geri çekip ondan uzaklaştım.
"Ah, yok teşekkür ederim, sıradan ağır olmayan kitaplar, kağıtlar falan. Chan bana verdi- harbiden neden bana verdi bu çocuk? Onun bulayım da kaşıkla döveyim."
Karşımdaki çocuk gülümsedi ve "Kaşık mı?" dedi. Onun gülmesine karşılık yüzümde kızarmalar meydana gelmişti.
"Ah, kafam baya kötü ne dediğimi bile bilmiyorum. Chan'le aramızda minik bir espiriydi. Beni hep kaşıkla kovalardı, ben de kaçardım. Nasıl ama?"
Karşımdaki çocuk daha derin kahkaha attı ve "Baya iyi." diye yanıtladı.
"Felix!"
Arkamdan ismimi duyunca Chan bize yaklaştı ve hemen elimdekileri ona verdim.
"Bu ders bu sınıf değil mi? Çabuk bitirelim en güzeli olur," derken arkadaşlarının yanına giden çocuğu gördüm birkaç saniye gözlerimi ondan alamadım, "Ya da vazgeçtim dilediğin kadar uzun konuş." diye cevapladım.
__
Hyunjin bu olayı hatırlamıyordu, bunu hatırlamazken nasıl benden hoşlandığını düşünebilirdim bilmiyordum.
Şu an dudaklarını öptüğüm çocuk Hyunjin'di ve kalbi en az benimki gibi atıyordu. Bu çok güzel bir histi, normalde kalp atışı dinleyemeyen bir çocuktum. Çocukluktan beri dengesiz babamın kalbi ile dedikleri ile büyümüştüm. İster istemeden kalbimden hep şüphelenir hatta atmıyor diye korkardım. O zamandan kalp atışı dinlemeye fobim vardı.
"Hyunjin?"
Öpüşmeyi bırakmış sadece yerde ikimiz birbirimize sarılmış yatıyorduk.
"Hmm?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Found A Card » Hyunlix✓
Fiksi Penggemar"Felix bir gün bulduğu kayıp kartın sahibine mesaj atar. Bir mesajla başlayan arkadaşlık hangi noktalara kadar gelecektir?" 17.02.22➤başlangıç 05.05.22➤bitiş note: Hikâyeyi acemiliğim ile yazdığım için sakin bir kitap olmasına odaklandım. Bu yüzden...