Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1*
Benedetto Vigna sakin bir adamdı. Ellili yaşlarının başında, uzun bir Ferrari için teknik ekibinde liderlik yapmış ve en alttan gelerek yükselmişti. Çocuğu yoktu, ailesini İtalya'daki bir kazada kaybeden manevi oğlu dışında. Sorun da tam olarak burada başlıyordu. Jeon Jungkook onun sakinliğinin aksine deli doluydu, fizik konusunda üstün bir yeteneğe sahipti. Teknik ekibin gözdesiydi. Herkes ona bayılıyordu. Birkaç dili akıcı bir şekilde konuşuyor, yarış içindeki tüm pilotlarla iyi anlaşıyor, eğlenmesini biliyordu. Yirmi ikisindeydi, kahkahaları bulaşıcıydi. Benedetto Vigna Ferrari için ayrılmış geniş alanında içinde gergin bir şekilde hareket ederken kameraların onu çekiyor olduğunu kendini hatırlatarak sakin kalmaya çabalıyordu.
"Pite girmesi gerek."
Teknik ekibin sessizliğini bozan bakışlarını ekrana kilitlemiş olan Jungkook olmuştu, "Lastikleri zarar gördü, değişmesi gerek." dedi bir kez daha sessizliği bozarak. Kırmızı tulumları içindeki adamlar tüm bakışlarını Benedetto Vigna'ya çevirmiş durumdaydı. "Kim'e haber verin. Gelecek tur pite gelsin." Ferrari'nin takım patronu Mattia Binotto gözlüklerini geriye iterek konuştuğunda pit ekibi hareketlendi, Kim'e haber geçildi ve herkes hazırlandı. Tum ekip gergindi, "İki saniye, otuz salise. Daha fazlası değil." dedi Mattia Binotto, sesi tüm alanda yankılandı ve teknik ekibin gerginliğini son safhaya ulaştırdı. Ferrari'nin ana pilotu görevindeki Charles Leclerc'in ekibi de bu gerginlikten kendilerine düşen payı almıştı. Dördüncü sırada olan ve üçüncü sıra için her turda farkı azaltan pilotlarına odaklanmakta zorlanıyorlardı. Kim'in arabası pistin başında göründü, tura devam etmek yerine içeri girdi. Tüm teknik ekip hareketlendi, Vigna gözlerini lastikleri değiştirmekle görevli teknik ekibin üzerine dikti.
İki saniye, yirmi sekiz salise.
Vigna'nin tehditi, teknik ekibin üzerinde işe yaramış olmalıydı zira Ferrari pit alanında en yavaş olarak bilenen ekibe sahipti. Yeni iki çift lastiği hazırlamaya koyuldular. Vigna ve Binotto birbirlerine baktı, tüm bu olayı nasıl atlatacaklarını düşündükleri barizdi. Ekranların başına geçtiler, Jungkook sandalyesinde oturuyordu. Kırmızı şapkasının ucunu indirmişti. Kendini saklamaya çabaladığı barizdi lakin kameralar onu çekmek için büyük çaba sarf ediyorlardı. Benedetto Vigna elini onun omzuna koydu, parmakları beyaz tene masaj yaparken onu sakinleştirmeye çabalıyordu. Herkesin gözü ekranlarda geziniyor, en ufak bir sorunu kaçırmamaya çabalıyorlardı. Hollanda'da hava sıcaktı, tüm tribünler turuncu bayraklarla doluydu. Verstappen az bir farkla olsa da önde götürüyordu yarışı, motor sesleri birbirine karışıyordu. Vigna sakin davranıyordu, bakışlarını ekrandan ayırmıyor, Binotto'nun ekibe verdiği talimatları dinliyordu.
Gün güzel başlamıştı. Kuzey Hollanda sınırları içinde kalan Zandvoort kasabanında her şey heyecan doluydu. Amsterdam'dan gelen trenler, otobüsler, özel araçlarla seyirciler Formula 1 yarışı için akın ediyordu. Yarış ekiplerin sabahın erken saatlerinde gelmişler, hazırlıklarını tamamlamışlardı. Her zamanki yarışlardan biriydi. Sıralama turlarında son anda Lewis Hamilton birinci sıraya yerleşmişti. Ferrari'nin genç ve usta pilotu Leclerc ikinci sırada, Hollanda evi olan Verstappen üçüncü sırayı almıştı. Yarış heyecanlıydı, farklar azdı. Olası kazalar için herkes tetikteydi. Bir kez sarı bayrak kalkmıştı sadece. Ferrari'nin ikinci pilotu konumunda, bu yıl ikinci senesi olan Güney Koreli Kim Taehyung iyi başlangıç yapmış, karışıklıktan faydalanarak kendini yedinci sırada bulmuştu. Altıncı sıradaki Carlos Sainz ile arasındaki farkı git gide kapatmış, seyircilerin heyecan duyacağı bir rekabeti başlatmıştı. Ferrari için her şey harika gidiyordu, takım uğursuzluğunu atmış gibiydi ama yetmiş iki turluk yarışın ellinci turuna geldiklerinde ortalığı karıştıran o olay meydana gelmişti.
