Prologue

606 27 40
                                    

Odamda yankılanan sakin ve yumuşak sesle uykumdan uyandım. Normalde alarmlar daha sert ve uyarıcı cinsten olur ama benim ki daha çok kendini rüya aleminde gibi hissettiren huzurlu bir sesti ama yine de yüksek ses rahatsızlık vericiydi.

Yanımda çalıp duran telefonumu alıp alarmı kapattıktan sonra saate baktığımda yine birkaç alarmı erteleyip uyumaya devam ettiğimi ve saatin 6 olduğunu farkettim ama açıkçası bunu pek de umursamadım.

Diğer günler gibi yine çok mutsuz uyanmıştım. Sanki hayatın bir anlamı yokmuş gibi günler öylece bomboş geçip gidiyormuş gibiydi sanki sadece yasamak için yaşıyormusum gibi.

Kafamdaki düşüncelerle ve bomboş bir şekilde yattığım yerden penceren dışarıya bakıyordum.

Geceleri uykuya dalarken dışarıyı izlemeyi sevdiğim için hep perdem açık uyurdum. Bu bir bakıma bana huzur verirdi.

"Söz ver bana jimin ben gittikten sonra dersleri bırakmayacaksın çalışacaksın ve istediğin yeri kazanacaksın, hayallerini gerçeklestireceksin."

"Söz veriyorum sevgilim çok çalışacağım ve başaracağım."

Aklıma gelen bu diyalogla beraber içimi kaplayan huzursuzluk hissine engel olamamıştım.

Sahi ne yapıyordum ben ? Kaybedecek bir dakikam bile yokken öylece boş boş yatıyordum. Hemen yerimden kalktım ve elimi yüzümü yıkadıktan sonra masanın başına oturup ders çalışmaya başladım.

"Yapmak zorundasın jimin koskoca 1 ay oldu toparla artık kendini." Sürekli içimdeki sesle mücadele ediyordum kendi kendimle kavgalarım oluyordu ve bu beni bazen gerçekten çok yoruyordu.

Taehyung'un beni terketmesinin üzerinden koskoca 1 ay geçmişti ama ben hala yıkık dökük bir harabeden farksızdım. Ona o kadar çok alışmıştım ki onun yokluğunda sanki bazen nefes bile alamayacakmış gibi oluyordum.

Taehyung ve ben bundan yaklaşık 7 8 ay önce bir iddia üzerine tanışmıştık. Bir gün kuzenim ve ben beraber yolculuk yaparken instagramda geziyorduk ve taehyung'un profiline denk gelmemizle ilk görüşte etkilenmiştim ondan. Kuzenime bunu söylediğimde ise saçmalama jimin bu çocuk sana asla bakmaz demişti. Ve ben Park Jimindim bir şey gözümde imkansız gözükürse onu hırs yapar ve elde edene kadar uğraşırdım.

Bu konuşmanın ardından yaklaşık 1 hafta falan sonra kuzenim ve taehyung beni beraber özelden aramış ve öyle boş muhabbet edip beraber çokça eğlenmiştik.

Herkese beni arayan güzel sesli çocuk diye bahsediyordum taehyungdan çünkü cidden huzur veren hoş bir tınısı vardı sesinin ve beni gerçekten fazlasıyla etkilemişti.

Aramanın da ardından 2 3 gün sonra bana kakaotalktan yazmış ve eğlenceli muhabbetlerimizi ordan devam ettirmistik.

Yaklaşık 1 buçuk ayın sonunda farkında olmadan ikimiz de birbirimize aşık olmuştuk. Beraber çok güzel eğleniyorduk güzel vakit geçiriyorduk. Ettiği iltifatlar ve zekasıyla beni çok etkiliyordu taehyung Ama bir sıkıntımız vardı ben busan da o işe seoul de yaşıyordu yani uzak mesafe ilişkisiydi bizimkisi ama ben onun önce karakterine sonra da gülümseyince yanağında oluşan o kocaman oyuklara aşık olmuştum.

Bir insan hiç görmediği birini sevebilir mi derdim hep ama taehyungla anladım ki sevebilirmiş. Bir insan görmeden, dokunmadan, kokusunu bilmeden de sevebilirmiş.

Taehyung bana iliklerime kadar sevildiğimi hissettirdi ve sevmeyi öğretti. Ondan önce deliler gibi baglanmaktan, sevmekten korkarken içimde en ufak bir tereddüt olmadan güvenmiş ve bağlanmıştım ona.

Harika giden 6 aylık ilişkimizin ardından taehyung bir gün bana ara vermek istediğini çünkü benimle sevgiliyken sürekli beni düşünüp ders çalışmadığını söylemişti. Evet bahanesi buydu beni çok sevdiği için benden ayrılıyordu.

Ilk başlarda beynim bunun gercekligini idrak edememişti şaka yaptığını düşünüp defalarca aramıştım onu

" yapma jimin işleri daha da zorlaştırma"

"madem benden ayrılması zor neden bırakıyorsun ki"

"ideallerim için çalışmak zorundayım jimin tıp kazanmak zorundayım başka bir seçeneğim yok ikimiz de sınavı atlattigimizda geri döneceğim ve biz kaldığımız yerden devam edicez sevgilim. Her şey daha güzel olacak seni çok seviyorum."

"Bende çok seviyorum taehyung, bende..."

"Senden son bir söz istiyorum jimin çalışacaksın üzülüp durmanın sana faydası olmayacak."

"Söz veriyorum sevgilim seni bekliycem ve sen gelene kadar çalışıp başaracağım."

Son kez birbirimize sözler vermış ve seni seviyorum diyerek bitirmiştik konuşmamızı. Belki de 3 4 gün idrak edemedim gerçekliğini sanki rüyaymış uyandığımda yine taehyung arayacakmış ve onunla konuşacakmışım gibi hissediyordum ama olmadı o hicbir zaman geri aramadı.

Bu olayın üzerinden koskoca 1 ay geçmişti hala onu deli gibi özlüyordum. O gittiğinden beri kendimi eve kapamıştım ne bir arkadaşımla görüşüyor ne de ders çalışmak ve yatmak dışında herhangi bir şey yapıyordum. Ruhtan farksızdım anlayacağınız ama bu nereye kadar böyle devam edecekti ki

Birden beynimde yanan sinyallerle beraber elimdeki kalemi kitabımın üzerine bıraktım ve telefonumu elime alarak instagramı geri yükledim

Pjimin hesabına giriş yapıldı.

1 ay sonra ilk kez hesabıma girmiştim. Hemen güzel olan bir kaç fotoğrafımı profilime çıkardım ve bir çok insana istek attım çünkü artık sosyallesmeli ve kendime gelmeliydim yoksa gerçekten böyle devam ederek hastanelik olabilirdim.

jeongk takip isteğinizi kabul etti.

waow gerçekten çok yakışıklı bir çocuktu ama bu çocuk bana asla bakmaz zaten. Telefonumu bir kenara koydum ve ders çalışmaya devam ettim.

Evet arkadaslar ilk bölümün sonuna geldik. Bu bölümde jimini tanımanız için biraz onun geçmişinden bahsettim ki ne hissettigini daha iyi anlayabilelim. Giriş bölümü olduğu için de biraz sıkıcı olmuş olabilir kusura bakmayın.

Jikookla kalın

Yeni bölümde görüşmek üzere <3

Randy | Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin