Cheapter 6

204 18 52
                                    

Randevu dediği zaman hepimiz romantik bir şeyler beklemiştik değil mi ? Belki bir kafede oturup beraber tatlı yemek ya da lunaparkta gidip beraber vakit geçirip eğlenmek belki de beraber alışveriş yapmak bile olabilirdi ama biz şuan ne yapıyorduk dağa tırmanıyorduk. Evet yanlış okumuyorsunuz şuan hiç bilmediğim bir yere gelmiş ve ağaçlarla dolu bir ormanın içindeki oldukça dik olan bir daha tırmanıyorduk. Bu adamın her şeyi farklı olduğu gibi randevu anlayışı da farklıydı tabiki.

"Yoruldum Jungkook daha ne kadar tırmanacağız?" yaklaşık olarak her dakika başı aynı soruyu sorup duruyordum ve o da her seferinde "az kaldı" diye cevap vererek beni geçiştiriyordu ama neredeyse yarım saati geçmişti ve bu lanet olası yol bir türlü bitmek bilmiyordu.

"İşte geldik güzelim" bir kaç adım daha atarak Jungkookun yanına geçmiş ve memnuniyetle baktığı yöne doğru kafamı çevirmiştim. Bir ormanın ortasında, dağın tepesinde neredeyse adından başka hicbir şey bilmediğim bir adamla birlikteydim evet bu kulağa aptalca geliyor olabilirdi çünkü bu adam şuan burada bana tecavüz etse ya da öldürüp atsa kimsenin ruhu bile duymazdı ama ben kalbimin sesini dinleyip ona güvenmeyi seçmiştim.

Baktığı yöne baktığımda gördüğüm manzara ile büyüklenmiştim. Dağın yamacındaydık ve karşımızda şarıl şarıl akan bir şelale kuşların tatlı cıvıltılarıyla kutsanmıştı. Daha önce gördüğüm hiçbir manzaraya benzemiyordu. Eğer huzurun bir resmi cizilebilseydi kesinlikle bu manzara çizilirdi.

Ben hayran hayran şelaleyi izlerken Jungkook yere oturmuş ve beni de yanına çekip düşmemi sağladıktan sonra kolunu omzuma atarak beni daha çok kendine çekmiş ve göğsüne yatmamı sağlamıştı. Bu adamın her hareketi beni sanki mümkünmüş gibi daha da çok etkiliyordu.

"Randevu anlayışını gözden geçirmen lazım Jeon" sessizliği bozan şey benim sesim olmuştu.

"Ormanı seviyorum" kısaca cevap vermişti yanımdaki manzarayı izleyen yakışıklı adam.

"Sende bir ayı olduğun için kendini buraya ait hissediyor olmalısın. Seni koca dağ ayısı kim ilk buluşmada dağa çıkarır be sapık" sitem ederek söylediğim şeyle gülümsemişti.

"Göğsümde yatarken hiç de şikayetçi durmuyorsun minik"

Dediği şeyle haklıydı şikayetçi değildim aksine fazlasıyla hoşuna gitmişti ama bunu bilmesine gerek yoktu değil mi? "Ayılar uysal olmadığın zaman saldırganlasiyormus o yüzden böyleyim"

"Bir kez daha mı ayı dedin sen bana ? Bu cürretin nereden geliyor acaba Park Jimin. Benimle bu koca ormanda bir başına duran birine göre fazla cesursun" kendinden emin bir şekilde sırıtarak konuşmuştu.

"Amacın farklı olsaydı beni evden çıkarıp buraya getirme zahmetine girmezdin"

"Belki de ortada delil kalsın istememisimdir?" dediği şeyden sonra manzarayı izleyen kafasını tamamen bana döndürmüş ve derince gözlerimin içine bakmaya başlamıştı. Aslında tam olarak gözlerime bakıyor da denilemezdi. Bakışları ara ara dudaklarıma da kayıyordu bunu farkedebiliyordum.

"Bana bir şey yapmazsın Jeon" kendimden çok emin bir şekilde konuşmuştum.

"Ben tehlikeli bir çocuğum Jeon Jimin" bakışları bu kez tamamen dudaklarıma kaymıştı.

Ne demisti o az önce? Jeon Jimin mi demişti. Bu kesinlikle kendi kendime kurduğum hayallere benzemiyordu. Onun soyadı ve benim adımı onun ağzından duymak hayallerimin de ötesindeydi. Gerçekten Jeon Jimin olma düşüncesi bile tüm vücudumu titretecek kadar heyecanlanmama sebep olabiliyordu. Ben düşüncelerim içinde heyecanla boğulmak üzereyken karşımdaki beden daha fazla beklememiş ve kiraz dudaklarını benim dolgun dudaklarımla birleştirmişti.

Randy | Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin