Diz Çök Ademoğlu

5 1 0
                                    

Nehrin ortasında, karşılıklı oturan Şahmeran ve Tahmasp için günler geceye, geceler gündüze dönmüştü. Sohbet öylesine uzun sürmüştü ki, yılanlar yemekleri nehre getirmiş, ikili nehrin ortasında uyumuş ve uyanmıştı. 

Birkaç gün ve gece sonrasında, nehirden çıktılar ve nihayet bahçeye geçtiler. Yılanlar Tahmasp için bir yer hazırlamış, konaklamasına uygun hale getirmişlerdi ancak Şahmeran, bu genç ademin tahtının yakınında olmasını istiyordu. 

En yaşlı ve en zehirli olan yılan, bu durumdan tuhaf bir rahatsızlık duysa da itiraz etmeyerek kraliçesinin buyruklarına uydu. Ne de olsa karşılarında bir insan vardı. Üstelik erkekti ve erkeklere hiç ama hiç güven olmazdı. Bunu kraliçesine söylemeyi, onu uyarmayı ve temkinli olmasını söylemeyi düşündü ancak o kraliçeydi. Onun tek bir ısırığı bu ademi olduğu yerde öldürür hatta belki de taşa çevirirdi. 

Tahmasp, Şahmeran'ın isteği üzerine tahtın yakınına taşındı ve yılanlar, genç adam konakladığı süre boyunca hizmette asla kusur etmediler. Ancak günler geceleri kovaladıkça, Tahmasp tahta yakın olmaktan sıkılmaya başlamıştı. Tahta değil, kraliçeye yakın olmak istiyordu. 

Bu istek, iki mevsim sonra öyle güçlü bir hal aldı ki Tahmasp kendini tutamaz hale geldi ve Şahmeran'a açılmaya karar verdi. Ona, onu sevdiğini, aşık olduğunu, insanların yanında yaşarken tanıştığı her bir kadından daha farklı, güzel ve kendisi için çok özel olduğunu söyleyecekti. 

Bahçenin bitimine doğru büyümüş olan kocaman meşe ağacının altında, yılanların da yardımı ile bir yer hazırladı. Yiyecekler, içecekler ve meyveler ile dolu olan bu yerde Tahmasp, kalbini çalan bu yarısı yılan kadına açılacaktı. 

Şahmeran olacakları bilmese bile en azından tahmin ederek geldi meşe ağacının altına. Her yan özenle süslenmiş, hazırlanmıştı. Etrafına bakındı ancak Tahmasp'ı göremedi. Uzanıp kan gibi kırmızı üzümlerden birini yedi. Tahmasp ise tam o sırada, meşe ağacının tam da Şahmeran'ın üzerindeki dalından aşağı sarkıtıverdi bedeninin yarısını. Şahmeran şaşkın gözlerle bu ölümlü ademe bakakaldı. 

Tahmasp, o derin gözlerdeki şaşkınlığı derin bir nefes ile içine çekerken bir yandan da aşağı indi ve dizlerinin üzerine çökerek kalbinden geçenleri tek tek Şahmeran'a anlatmaya başladı. Şahmeran ise her duyduğu kelimeden sonra kesik kesik iç çekiyor ve gözlerinden yuvarlanmakta ısrarcı olan yaşları tutmak konusunda git gide daha da zorlanıyordu. Sonunda, yaşların ısrarlarına dayanamadı ve onları serbest bıraktı. 

Aynı anda, Tahmasp'ın sormuş olduğu ve hayatının sonsuzluğu boyunca duymayı asla beklemediği o soruya da cevaben bir "Evet" dökülüverdi dudaklarından. "Evet, bu sonsuz hayatımın, senin ömrünün biteceği yere kadar olan kısmını paylaşırım seninle."

"Ey ademoğlu" dedi en yaşlı ve en zehirli yılan. Tıslıyor, huzursuzlanıyor, yerinde kıvranıyordu. "Kraliçemin güzelliği, zarafeti ve aşkı karşısında diz çök. Onun merhameti ve ışıldayan kalbi karşısında diz çök. Onun engin bilgeliği karşısında diz çök. Öyle uzun süre dur ki, dizlerinin yerini kökler alsın. Dalları size şahitlik eden meşe ağacının yanında, cehaletin ve bencilliğin kök salsın. İhanet yaprakları gövdenden fırlasın. Diz çök. Ta ki kraliçem senin gerçek yüzünü görene dek, dünyadan umudunu kesene dek. Bir daha asla hiçbir insana güvenmez olana dek diz çök. Yalanların ve sahte duyguların ile dolu sözlerle boyadığın gözleri açılsın. Yüreği katı, elleri boş kalsın. Söylediğim sözlerin fısıltısı yüreğinde yankılansın. Nefsine yenik düş ademoğlu. İçinde, dış dünyanın hasreti büyüsün. O hasret kraliçemin aşkını gölgede bırakana dek seni süründürsün. Öyle ki ayakların bu kuyunun dışına vardığı vakit, kalbi saf kraliçem aşkının bitişine üzülsün. Bir sonsuzluk boyu, yalnız bize bağlı kalmaya and verip, aşkının küllerinde çürüsün."

Derince bir nefes aldı ve yanında yetişmekte olan zehirli yılana bakışlarını çevirerek devam etti. "Zira bizler yılanız. Başımıza baş gerek. Yolumuza yoldaş gerek. Kraliçemiz bile olsa, yaptığı hatadan dönmesi gerek. Bizim bilgeliğimiz, öyle kolayca ademler ile paylaşılacak cinsten değildir. Ki o adem buna layık ise, zaten büyüm tesir ettiğinde sınavı kolaylıkla geçecektir. Amma eğer değilse, o halde sevgili kraliçemizi hazin bir son beklemektedir."

Küçük zehirli yılan hüzünlü ancak anlayışlı gözler ile Şahmeran ve Tahmasp'ın olduğu tarafa çevirdi başını. Anlıyordu. Tek kelime bile etmeden, en yaşlı ve en zehirli olan yılanın ardından, tahta doğru yola koyuldu. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 12, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ŞahmeranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin