yağmurla akıp giden düşünceler

202 31 60
                                    




Jeongin koyu tonların hâkim olduğu salonda koyu kahve deri koltukta oturuyor ve saatler önce çıkan arkadaşının eve geri gelmesini bekliyordu.

Seungmin saatler önce telefonda ona vokal çalışmaya gittiğini ve isterse onun evine geçip orda takılabileceğini söylemişti. Bu cazip fırsata hayır diyemeyen jeongin tıpkı ev sahibine benzeyen eve ulaşabilmek için yola çıkmıştı.

Bu ev tıpkı sahibi gibi ulaşılması zor bir yerdeydi ve kalabalıklardan uzaktaydı ama tıpkı seungmin gibi tüm tabularını, zorluklarını aştıktan sonra karşınıza sıcacık ve insanın ruhunu mutluluğa doyuran bir ev çıkıyordu.

Büyük bir ormanın içinde yer alan ve aynı zamanda ana yol kenara bağlantısı olan iki katlı küçük bir evdi ve evin büyüklüğünü en az iki üçe katlayan bir bahçesi vardı. Evin girişinden arnavut kaldırımlarını andıran taş bir zemin sizi evin önüne kadar misafir ediyordu.

Bu güzel bahçenin sonlandığı noktada küçük bir iskelesi ve göz aldığınca uzanan büyük bir göl vardı. Jeongin bazen bu gölde balık avlardı veyahut sığ olan doğu cephesinde arkadaşlarıyla birlikte yüzmeye gelirdi.

Dört mevsiminde gerçekleştiği bu bahçede yazları piknik yapar ve eğlenirlerdi. İki katlı çok da büyük olmayan küçük müstakilin kocaman camları, kiremitten çatısı, taş örülü duvarları ve manzara bakan kısmında kar yağdığında kış bahçesi olarak da kullanılabilen büyükçe bir terası vardı.

Evin içinde ise neredeyse her odada kitaplık, koyu ahşap döşemeler ve yurtdışından ithal edilmiş genellikle hint ve türk işlemelerinin olduğu büyük yün halılar vardı. Sıcak havası ve aynı zamanda insanın içini hoş eden bir kokusu da vardı bunun en büyük etkilerinden biri de seungmin'in kahve içmeyi çok sevmesi ve bunun farkında olan her arkadaşı ve hayranları da dahil ona sürekli farklı farklı kahveler yollamasıydı.

Mutfağında en az elli çeşit farklı yerlerden gelmiş kahve vardı.

Ayrıca Seungmin'in duvarlarını süsleyen tabloları gibi tütsülere ve büyük mumlara da oldukça ilgisi vardı.

Bu siyah ve asi görünüşünün altında küçük şeylere mutlu olan bir çocuk yatıyordu.

Evinin neredeyse her duvarında ya kendi kamerasından çekilmiş manzara fotoğrafları veya arkadaşlarıyla kendi fotoğrafları vardı.

Ama her biri o kadar estetik bir nizamda ve renk uyumunda asılı duruyorlardı ki duvarda jeongin her seferinde bu kadar güzel bir görüntüyü elde etmek için seungmin'in ne kadar uğraştığına şaşırırdı.

Ama seungmin için bu jeongin'in gözünde büyüdüğü kadar da zor değildi. Seungmin evin yapılacağı araziyi daha çok küçük yaştayken ailesi ile şehir yolculuğu yaparken fark etmiş ve o günden itibaren hayalindeki evi kafasında kurup durmuştu.

Küçükken uzun bir süre mimar olma hayali kurmuş ama bu tasarım sevgisinden ziyade şarkı söylemeyi daha çok sevdiğini anlayınca ülkenin en iyi vokalistlerinden biri olmuştu.

Maaşını biriktirip araziyi satın aldıktan sonra ise abisinin de destekleriyle ilk bu taştan yapılma şaheser olan evi ortaya çıkarmıştı. Büyük camları ile evin ışık almasını kocaman şöminesi ile ise evin ısınmasını sağlamıştı.

Onu en çok zorlayan bahçesindeki çiçekleri dikerken onlara ayıramadığı vaktiydi. Sıkı çalışma planında vakit bir şeylere vakit ayırmak neredeyse imkansızdı.

En sonunda istemese de bir bahçıvandan yardım almış ve bahçesine harika çiçeklerin olduğu bir sera yapabilmişti.

O çiçeklere kimsenin dokunmasına izin vermez her canı sıkılıp bunaldığında soluğu onların yanında alırdı.

co-star .hyunin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin