sadece yang jeongini düşünmek

461 51 31
                                    




"Kırmızı kadife şapka sence de fazla ilgi çekici değil mi? Takmasam daha iyi olmaz mı?" dedi yarıya kadar açılmış camdan şehrin manzarasını seyreden Hyunjin.

Üzerindeki kıyafetlerle ne kadar göz alıcı olduğunun farkındaydı ama aynı zamanda kafasındaki son dakika changbin tarafından geçirilmiş şapkası ile oldukça korkunç gözüktüğünün de farkındaydı.

Görüntüsünden oldukça rahatsızlık duyuyordu.Bir kere bu kırmızı kadife şapka onun elit ve güzel kombinine uymuyordu bile. Kendince günün anlam ve önemine uygun kumaş pantolonunu ve çok sevdiği saten gömleğini giyinmişti. Ama arabaya binip yolculuk başladığı andan itibaren ya sürücünün dikiz aynasından ya da elindeki telefonun kapalı ekranından kendini kontrol edip kombinini bozan bu renkli parça yüzünden iç çekiyordu.

Hyunjin biraz da changbine yönelik derince iç çekerek camını kapattı. Kendince karşısındaki dostuna tirip atıyordu.

Changbin ise eline aldığı kendi siyah şapkasını arkadaşına verip vermemek konusunda kararsızdı.

Hem Hyunjin Changbinden aldığı söz karşılığında imaj değişikliğine gitmeyi onaylamış ne kadar kendi kahverengi saçlarını çok sevse de verdiği sözün karşılığı olarak saçlarını sarıya boyatmıştı.

Bununla da kalmamış daha iğne olmaya dayanamayan hyunjin acıyla çığlık atıp ortalığı birbirine kattığını görmezden gelirsek oldukça sakin bir şekilde kulağına açılacak olan üç delik ve iki piercingi de oldukça olgunlukla karşılamıştı.

Renkli kıyafetleri ile dolu olan dolabını ise siyah, onun için siyah Azrail'in kıyafetlerini anımsatan birkaç kumaş parçasından başka bir şey değildi, kıyafetler kaplamıştı. Changbin bile onun bu kadar kendi tarzından imtiyaz vermesine şaşırmıştı.

Changbinin gözünde hyunjin hala beş yaşında bir çocuk gibiydi. Hani şu büyümüşte küçülmüş denilen veletlere benzetirdi arkadaşını. Çünkü hyunjin yirmi küsur yaşına rağmen hayatı hala bir çocuk gibi yaşamayı severdi.

Her şeyi doruklarında ve kör kütük seviyor oluşu onu aynı zamanda oldukça huysuz, inatçı ve takıntılı bir kişilik haline getiriyordu tıpkı yang jeongine olan takıntısı gibi.

Sadece tek bir şey için bu kadar uğraşıyor oluşu changbini şaşırtmıyor değildi ama konu hyunjin olduğunda her zaman yeni konulara açık olmakta fayda vardı.

Menajerlik yaptığı süreçte daha iyi anlamıştı bunu changbin. Hyunjin'in takıntıları yüzünden reddettikleri harika işler, inanılmaz teklifler ve iş birlikleri vardı.

Daha geçen ay Gucci reklam yüzü olmayı sırf sezon renginin hyunjine derileri salyalarla kaplı kurbağaları hatırlatan türden bir yeşil olduğu için reddetmek zorunda kalmışlardı. Changbin bu işi kaçırdıkları için hyunjine yükseldiğinde ise hyunjin uzun bir süre ağlama krizlerine girmiş ve "her yerimde o iğrenç salyalardan hissediyorum." Diyerek üç günde en az on kere duş almıştı.

Bu yüzden bu kadar zor bir insanın sadece imza günü gibi basit bir etkinliğine katılma sözüne tav olması Changbin'in aklında bir umut ışığı yakıyordu. Arkadaşının düzelebilecek ve takıntılarından arınabileceğine dair umut ışıkları.

Belki de bu bir takıntıdan çok daha fazlasıydı onun için ama emin olamıyordu changbin.

Changbin seslice bir iç çekti bu onu derin düşüncelerinden sıyrılmasına  yardımcı olmuştu.

Hyunjin oturduğu köşeden şehrin manzarasını izliyordu.

Şehirde akşam oluyordu. Semayı kızıllar süslemiş ılık bir hava rüzgâr ile şehirde arzı endam etmişti.

co-star .hyunin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin