Ameliyat

86 6 6
                                    

Annem babam ve ben son derece sessizlikle eve gelmiştik. Hiçbir şey söylemeden odama çıktım. Çok mu abartmıştım acaba. Sonradan olan ailemi diğer insanlardan kıskanmıştım. Beni bir dakika bile yalnız bırakmasınlar istemiştim. Bir alışkanlıktı bu bir daha geri dönmeyecekleri hissiyle yaşıyordum. Yalnız kalmaktan korkuyordum. İnsanlardan korkuyordum. Asosyal bir kızdım işte. Bugün ki adam haricinde kimse benimle konuşmaya yeltenmemişti. Hep annemin yanındaydım. Tüm bunları birleştirince evcil bir hayvandan farklı değildim. Kurbanlık koyunlar... Ben onlar için böyle düşünmüştüm ama şu an da onlardan farkım neydi. Ben bencil bir insan olmuştum. Bencilsin bencilsin bencilsin... Kafamda bir ses bana bu şekilde bağırıyordu. Susmuyordu. Sus diye bağırdım. Sus sus ve git. Gitmiyordu. Kafamı duvara vurup sus diye çığlıklar atıyordum. Annem beni sımsıkı sarmaladı. Odaya hangi ara gelmişlerdi.

'' Geçti kızım geçti, tamam bir tanem. Kuzum benim '' derin derin nefes almaya çalışıyordum. Babam telefonla konuşuyordu. Başım çok acıyordu. Elimi başıma götürdüm. Kan vardı. Konuşmaya çalışıyordum ama gücüm yetmiyordu. Gözkapaklarım kapanmaya zorlanıyordu. Başımdaki filler daha çok tepiniyorlardı. Sonunda uykuya daldım.

*********

Gülten Hanım ve Kenan bey ışıklarını kapattılar ve yataklarına yattılar. İkisinden morali çok bozuktu. Gülten Hanım derin bir of çekti.

'' Bazen neden oradan başka bir çocuğu almadık da ruh sağlığı bozuk olan bir kız aldık diyorum kendi kendime sonra kızıyorum. O harika bir çocuk ne diyorsun sen diye. O sevgiye muhtaç bir çocuktu. Ben ona sevgimi verdim. Sevgime karşılık verdi. Ve ben onun en değerli gününü mahvettim. Ben kötü bir anneyim.'' Cihan bey şefkatle karısına bakıp gülümsedi.

'' Olur mu öyle şey meleğim. Bu her annenin aklından geçer. Biliyorsun o değişik bir kız ve bizim kızımız, biyolojik ailesiyle kötü zamanlar geçirecekti. Bu arada hala çocuk diye hitap ediyorsun ona o artık küçük bir kız değil.''

'' Biliyorum hayatım ama o hala gerçek hayata alışık değil, korkuyorum. İnsanların aslında tozpembe hayatlar yaşamadığını öğrendiğinde onun için çok kötü olacak. Çok korkuyorum. Bırakamıyorum, bırakamam. O hala sevgiye muhtaç '' O sırada içeriden sesler gelmesiyle hemen ayağa fırladılar. Çığlık sesleri evin duvarlarında yankılanıyordu. Koşar adımlarla kızlarının odasına gelirler. Ege kendini oradan oraya vurup bağırıyordu. Gülten Hanım kızının yanına çökerek sıkıca sarıldı. Camdan gelen ay ışığı sayesinde Ege'nin yüzü görünüyordu. Cihan Bey hemen hastaneyi aradı. O sırada Ege bayılmıştı. Cihan Bey Ege'yi kucağına aldı. Gülten Hanım arkasında ağlaya ağlaya arabaya gittiler. Kısa sürede hastaneye vardılar.

Bu sırada genç adam ve ailesi eve dönmüşlerdi. Adam bugün ailesiyle kalacaktı. Televizyon izleyen annesinin yanına yaklaştı.

'' Onlar kimdi? Görünüşe bakılırsa sizden daha popülerler. '' dedi genç adam gülerek. Annesi burun kıvırarak cevap verdi.

'' Meşhur Soydan Ailesi... Hiç duymadın mı? Dünya umurunda değil senin. Türkiye'nin en ünlü holdinglerinden birinin sahipleri. ''

'' Yalakalık yapma nedenin belli oldu. '' annesi kaşlarını çattı.

'' Ne yapsaydım. Şirket kötü durumda, bir yerden tutmam lazımdı. '' Genç adam istediği cevabı alamamıştı.

'' Peki o kız? ''

'' O mu? O önemli biri değil. İlk defa canlı gördüm. Evden dışarı çıkarmıyorlar fazla. '' Genç adamın kaşları şaşkınlıkla yukarı kalktı.

'' Neden? ''

'' Sanırım onu gösteriş için aldılar. Evlatlık. '' Genç adam çok şaşırmıştı. Gizemli tavırları, konuşmayışı bu yüzdendi belki de diye düşündü. Hayatında onun kadar asi görünümlü, bir o kadar da masum bir kadın görmemişti.

*********

Dııt dııt. Kafamda bir şeyler ötüyordu. Gözlerimi açtım. Hastane odasıydı burası. Hastaneleri hiç sevmezdim. İnsanlar burada hiç mutlu olmuyorlardı. Üstümdeki aletlerden kurtulup ayağa kalktım. Tam yürüyecektim ki dengemi sağlayamadım ve kalktığım yere geri düştüm. Bir umutla tekrar denedim. Duvara dayanarak kapıyı açtım dışarı baktım. Annem beni fark etti. Kafasını babamın boynuna gömmüştü, ikisinde gözleri kıpkırmızıydı. Annem hemen ayağa fırladı. Bana doğru koştu. O sırada bir hemşire annemi tuttu. Diğer hemşire de beni odaya doğru çekti. Kızgın bir suratla ona bakıp onu itekledim.

'' Anne'' diye bağırdım. Doktor önlüklü bir adamla 2 hemşire daha geldiler ve beni zorla yatağa yatırdılar. Anne diye çığlıklar atıyordum. Koluma keskin bir soğuk geldi. Kafamı o tarafa çevirdim. Kocaman bir iğne vardı. Nefes alış-verişlerim hızlandı. Yine uyuyacaktım ama ben uyumak istemiyordum.

**********

Genç adam yavaşça gözlerini açtı. Yine o masum kızlı bir rüya görmüştü. 3 gün olmasına rağmen etkisinden çıkamamıştı. Banyoya girdi ve yüzünü yıkadı. Bugün annesiyle yemek yiyecekti. Saat 11 e geliyordu. Üstünü değiştirdi ve evden çıktı.

Adam kapıyı açtı. Annesi oradan oraya koşuşturuyordu. Üzerinde paltosu vardı.

'' Nereye gidiyorsun? ''

'' Bizim Soydan ailesinin üvey kızları kaza mı ne geçirmiş, şimdi yanlarına gidiyorum. '' genç adam korkmuştu ve bir o kadar da meraklıydı.

'' Tamam o zaman beraber çıkalım.'' Hemen evden çıktılar ve hastaneye doğru yol aldılar.

**********

Sonunda gözlerimi yeniden açabilmiştim. Bu sefer ayağa kalkmak gibi bir delilik yapmayacaktım. Yatağımda oturup gelmelerini bekleyecektim. Kendimi yukarı doğru çektim ve oturur pozisyona geçtim. Etrafımı inceliyordum ki karşıdaki koltukta genç adamı gördüm. Uyuyordu peki burada ne işi vardı. Ayağa kalktım. Yanına doğru yaklaştım. Suratını inceledim. Kusursuzdu. Bir anda gözlerini açtı. Korkuyla geri çekildim. Gülümsedi.

'' Uyandın mı? Çok meraklandık. Doktora haber veriyim. '' Beni mi merak etmişlerdi? Annem neredeydi benim? Doktor dediğini hatırladım hızlıca kafamı sağa sola salladım.

'' Peki ne yapmamı istersin? '' diye sordu. Ne kadar iyi bir insandı. Cevap vermedim. Yatağın kenarına oturdum, ayaklarımı salladım. Güldü. Suratına baktım. Elini uzattı.

'' Ben Pars'' Pars mı vahşi bir havyan adı gibiydi. Gülümsedim bende. Uzattığı elini sıkmak için uzandım. Elim adamın yani Pars Abinin eline değdiği anda elektrik çarpmış gibi elini çekti ve odadan çıktı. Ne yapmıştım ki ben ona...

Multimedia : Ege

KÜÇÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin