Uyuşturucu

52 4 6
                                    

Multimedia : Egenin Annesi

Doktor birkaç muayene yapıp çıkmıştı. Odada annem ve babam vardı. Hiç konuşmamıştık. Annem ölü gibiydi. Tamam aslında ölünün tamamen ne olduğu bilmiyordum. Kimse bilmiyordu. İnsanlar ölüyorlardı ve yaptıkları işlere göre Cennet'e veya Cehennem'e gidiyorlardı. Tüm bunları bir kenara bırakıp asıl merak ettiğim soruyu sordum.

'' Kaç saattir uyuyorum. '' Annem yere bakarak

'' Dün geceden beri.'' Dedi.

'' Ama hala uykum var. ''

'' Biliyorum hayatım. Doktor sık sık uyuyacağını söyledi. ''

'' Neden ? ''

'' Bedenin yorulmuş. Özür dilerim meleğim hepsi benim suçum. Seni düşünemedim. Gerçekten çok üzgünüm. '' Babam sessizce bizi dinliyordu. Hep aynıydı. Daha önce hiç beni teselli etmemişti.

'' Anne. Bak gerçekten ben biraz abarttım ve bu senin yani sizin suçunuz değil. Lütfen kendinizi suçlamayın.'' Konuşmamız kapının açılmasıyla son bulmuştu. Sessizce yerime gömüldüm. Yine Pars Abi ve annesiydi. Bu kadın neden her şeye burnunu sokuyordu ki. Hemen konuşmaya başladı.

'' Ayy canım duyunca ne kadar üzüldük bilemezsin vallaha hemen çıktık evden. Çok geçmişler olsun. Bir şeye ihtiyacın var mı?'' Bunu söylerken ara sıra annem ve babama dönüp bakıyordu. Kafamı sağa sola doğru salladım. Kadın umursazlığıma umursamazlıkla karşılık verdi ve annemlerle konuşmaya başladı. Pars Abi beni inceliyordu. Ona döndüm ve gülümsedim. Şaşırarak bana baktı ve o da gülümsedi. Canım sigara istiyordu. Şimdi annemle de konuşmazdım ki. Çekiniyordum. Ağzımı bile açamıyordum. Bu aileye alışamamıştım henüz. Sonra aklıma toz geldi. İçimde öyle bir kıpraşma oldu ki. Aklıma gelmese belki böyle olmayacaktı. Yoksunluk krizi geçirmek üzereydim. Titremeye başlayan ellerimi örtünün altına soktum. Ya Pars Abi beni bu halde görüp benimle bağlantısı keserse. Kendimi tutamıyordum. Zangır zangır titremeye başladım. Alnımdan şakaklarıma doğru boncuk boncuk ter akmaya başlamıştı. Annem halimi farketti. Gözleri büyüdü. Hemen babamı dürtükledi. Odada ki herkes benim titremememi anlamışlardı. Babam hemen ayağa fırladı. Annem de her zaman çantasında hazır bulunan tozu çıkarıyordu. Eline aldı ve Pars Abi ve annesine çıkmalarını söyledi. Derin derin nefesler alıyordum. Pars Abi korkuyla bana bakıyordu çıkarken annem paketi açtı. O sırada doktor ve babam geldi. Babam çabuk içir şunu diye bağırdı. Başımda dönmeye başlamıştı. Annem hemen tozu iki parmağının arasına döktü ve burnuma yaklaştırdı. Hemen içime çektim. Titremem yavaş yavaş azalıyordu. Doktor tehlikenin geçtiğini farketti. Annemlere

'' Bir dışarıda görüşebilir miyiz?'' diye sordu. Annem bana baktı. Başımla onayladım. Kafamı koridoru gösteren cama doğru çevirdim. Pars Abi ve kadın hayretler içinde izliyorlardı. Pars Abi kapıyı açarak içeri girdi. Kadın ise camdan uzaklaştı. Yakınımdaki puf sandalyeye oturdu. Yaklaşık 2 dakika yalnızca yeri izledi. Sonunda kafasını bana çevirdi.

'' O neydi öyle. Uyuşturucu mu kullanıyorsun?'' Hiçbir mimik göstermeden gözlerine baktım. Korkmuştum. Çok sert konuşmuştu. Halimden anladı.

'' Bak özür dilerim. Yani her neyse. Daha adını bilmediğim bir kadına nasıl karışabilirim ki.'' Kadın mı? Sanırım beni önemsedi. Ona güvenebilirdim öyle değil mi? Annemle iletişimimden hızlı olacaktı ama. Ağzımı açmıştım ki

'' Siktiğimin uyuştucusu niye bütün sevdiklerime zarar veriyor. '' Ağzım şaşkınlıkla açık kaldı. Sevdiklerime mi? Beni seviyor muydu? Sonunda ailem haricinde biri bana değer veriyordu. Siktiğimin uyuşturucusu... Benim panzehirim olan uyuşturucu kime zarar vermişti ki böyle bir tepki vermişti...

Bu sırada Pars Abide çıkıp gitmişti. "Gitti." diye fısıldadım. Herkes gibi o da gitmişti...

Üzgünüm biraz kısa oldu :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 11, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KÜÇÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin