J.

455 28 10
                                    

"Lisa...lisa...lisa."

Jungkook lisa'nın her bir fotoğrafını duvara asmış, hangi saatlerde nerde olduğunu,arkadaşlarını, sevdiği şeyleri, ailesini, kısacası genç kızla ilgili ne varsa öğrenmişti.

Bir katilin kurbanını ne kadar iyi tanırsa yok etmesi o kadar kolay olurdu. Jungkook bunu düşünüyordu.

Şimdi ise lisa'nın zaten öğrendiği hayatını birde lisa'dan öğrenmek vardı. Belki yeni bilgiler yeni sırlar.

Sonuçta jungkook bir psikologtu insanlar kimseye anlatmadığı şeyleri psikologlarına anlatırlardı. Jk mesleğinin bu yönünü seviyordu.

2 saat sonra lisa tekrar jungkook'un yanına gelecekti. Jungkook sabırsızlıkla hiç bir şeyden haberi olmayan genç kızı bekliyordu.

-

"Jennie ben o psikoloğa gitmek istemiyorum çok suratsız kötü davranıyor. Bir psikolog neden hastasına böyle davransın ki?"

"İstersen senin için başka bir psikolog bulabiliriz lisa. Ama bence bir şans daha vermelisin daha sadece 1 saat gördüğün bi insana kötü deme bence o gün kötü gününde falandır belki bi şans daha ver"

"Peki tamam. Gideceğim."

Evden çıkıp psikiyatri merkezine doğru yol aldım.

Doktorun kapısının önüne geçip kapıyı çaldım sonra içeri girdim.

Bu sefer gülümsüyordu ama değişik...

"Merhaba lisa, otur"

"Merhaba"

"Bugün nasılsın?"

"İyiyim siz?"

"Teşekkürler bende iyiyim."

"İstersen başlayalım..."

"Tamam ama nerden başlayacağım?"

"Bana hayatından bahset istediğin herhangi bir şeyden bahsedebilirsin. Hayatında unutamadığın ve ya kimseye söylemedişin içine işlemiş olan yaşadığın her şeyi anlayabilirsin. Burdaki herşey aramızda."

İlk önce düşündüm kimseye söylemediğim bir şey vardı aslında ama onu söyleyemezdim.

Başka bir şey anlatsam daha iyi olacak.

Bir saat geçmişti jungkook'a hayatımı anlatmıştım neler yaptığımı ve ailemden biraz bahsetmiştim.

Şimdi ise çok sevdiğim bir ramen dükkanı vardı orda ramen yemeye gidiyordum.

Vardığımda cam kenarında bir masaya oturup sipariş vermiştim.

Siparişimin gelmesini beklerken dışarı bakıyordum, kapının üstündeki zil çalmıştı yeni birisi dükkana gitmişti sanırım.

Ama az sonra karşımda ki sandalye çekilmişti kafamı manzaradan çekip gelene bakmıştım bu junkook'tu.

"Junkook?"

"Oturabilir miyim?"

"Tabii"

"Rahatsız etmiyorum umarım dışardan seni gördüm yanına geleyi dedim."

"Yok. Olur mu? Hoşgeldin."

"Sanada bir şeyler söyleyeyim mi?"

"Sen ne yiyosan bende ondan alıyım."

"Tamam"

Jungkook'a da bir şeyler söyledik ve yemeye başladık.

Aslımda çok komikti baya güldürmüştü beni yemek yerken.

Ama sanki insanlara değişik bakıyordu. İnsanlara değil kadınlara...

Kadın garson geldiğinde suratına bile bakmadı ve çok kaba konuştu ama hesap öderken erkek garsona karşı kibardı.

Cafedeki kadınlarada çekinerek ve imrenerek bakıyordu.

Neden olduğunu sorduğumda ise sonra öğreneceksin dedi.

İşte burda sıkıntı vardı biraz korkunçtu. Neyi öğreneceğim ben?

Tam birisine hah bu iyi işte desem daha ağzım kurumadan bir şeyler çıkıyor.

Gerçi ben küçüklüğümden beri böyleyim hayatımda ki hiçbir şey iyi gitmiyor desem yeridir.

Jennie vardı bir tek, birde avusturalyada ki jisoo ve rosé onlarla çok görüşemesemde çok seviyordum onları.

Bunları düşünürken eve giden yoldan gitmediğimi farkettim.

Nasıl? Saçma sapan şeyler düşünürken farklı yollara sapmıştım.

Ve kimse yoktu ıssız bir yoldu bir sürü yıkık ev vardı?

Geldiğim yoldan dönmeye çalışırken hala hiç bir mesafe katlamadığımı farkettim.

Yürüyordum ama boş. Sürekli aynı yerler.

Hem korkuyordum birde üstüme beynimde bir sürü sesler yankılanıyordu.

Yavaş yavaş nefesim kesilmeye ve gözlerim kapanmaya başlamıştı.

Gözlerim tam kapanırken arkamdan adım sesleri duydum ve bir anda kaldırıldım. Sonrası yok...

Genç kız bilmiyordu ama aslında evinin önündeydi. Sanrılar görüyordu sadece. Beyni oyun oynuyordu ona, jungkook kızın içeceğine atmıştı. Küçük bir hap...
O hap lisa ve jungkook'un başlangıcıydı. Acı bir başlangıç.
Lisa için aşık olacağı adamın ona neler yapacağını göreceği acı veren bir başlangıç.









bir ruh hastasının zaafı olmak~liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin