Sıkıcı bir gün daha geçerken ara tatilin bitmesine son iki gün kaldı iki hafta sonra da babamlar tatilden dönecekler bu kadar boş geçen bir tatilden sonra okula başlamak hiç içimden gelmesede yapıcak hiç bir şey yok!
Zaten on ikinci sınıfım, lisede son senem ama o da pek umrumda değil üniversiteyi yurt dışında okumak gibi bir planım olduğu için sınav gibi şeyleri pek dert etmiyorum, umarım etmek zorunda olacağım olaylar yaşamam...
İşte sabah kuşumuzda başladı, Aras her sabah son ses Gitme' şarkısını açıp sabahımı zehir ediyor ama olsun çok az kaldı sadece 2 hafta daha bence dayanırım en fazla ne yapabilir ki?
Sakince merdivenlerden aşağıya indiğimde gördüğüm manzara yine beni şaşırtmadı klasik Aras her yeri pislik içinde bırakıp kahvaltı hazırlamaya çalışıyordu,
"Önce ortalığı topla, her yer pislik içinde"
"Bu evin çalışanı yok mu ya onuda mı ben yapayım? Neyse ben sana başka bir şey söyleyeceğim" çalan kapı zillini duyunca "heh! Geldi" diye bağırdı bir anda.
"Aras noldu? Kim geldi? Noluyorr??"
Kapıyı açtığın da içeri beş kişi elinde bir sürü kutuyla girdiker ve Aras kağıtları imzalayıp onları gönderdi, ona soran gözlerle baktığım sırda söze girdi
"Tatile sakin bir şekilde veda edeceğimizi sanmadın di mi?"
"ne var bunların içinde"
"bomba var, Alis!"
"Haha! Çok komiksin yaa" ona göz devirdiğim sırda gülmeye başladı, güldüğünde mavi gözleri öyle güzel gözüküyordu ki, ah! Neyse..."akşam parti yapıyoruz, hadi yardım et havuz kenarına yerleştirelim şunları" kutunun içinde bir kaç süs ve bolca bira vardı anlaşılan uzın bir gece olucak kaç kişi gelicek diye sordum "çok değil 50 kişi kadar"
"yok canım ne çağu 50 kişi nedir ki"
"canım mı?"
"aynen Aras canım, nesin sen? Ergen felan mı? Her şeyi ciddiye alıyosun"
"Sakin ol CANIM ya şaka yapıyorum"
Bıkkınlıkla yerdeki kutuları bahçeye çıkarmaya başladım o da kahvaltı hazırlamak için mutfağa döndü."Alis hadi, kahvaltı hazır" geliyorum diye bağırdım ama o sırada partiye çok sevdiğim beni Aras'tan kurtarabilecek tek kişiye mesaj atmakla meşguldüm, bu sefer gelöediğimi görünce bahçeye çıktı ve sırıtarak ona baktığımı görünce "senin deli aklından ne geçiyor?" diye sordu "Akşam görürsün"
"ALİS!"
"ARAS? Hadi çaylar soğuyacak"Kahvaltı Aras'ın aklımdaki fikri sorup durmasıyla geçti sonrasında iste odama çıkıp biraz film izledim zaman çabucak geçip gitmişti saat dokuz gibi gelmeye başlayan insanları görünce üzerime siyah askılı mini bir elbise giyip saçımı salık bıraktım ve hızla aşağıya indiğimde Arasın genel halinden farklı olarak çok iık görünüyordı siyah bir ceket, Pantolon ve beyaz gömlek vardı üzerinde saçları ise her zaman ki gibi iki yana ayrılmış şekildeydi, gözlerimi ondan ayıramazken o da aynı şekilde çekinmeden beni süzüyordu anı bozon şey ise birinin ismimi söylemesi oldu.
Yavaşaca kafamı sesin sahibine doğru çevirdim "işte buradasın, iki yılda değişen çok şey olmuş burada ama en güzel değişim senin ki güzelim" ve işte karşınızda kurtarıcı meleğim
"Ulaş! Nasıl özledim" ona koşarak sarıldığım sırada Aras söze girdi
"Ulaş KAYACI! Demek buradasın"
"Aras KAYACI? İşte tam karşındayım"Bir süre bakışıp sarıldıklarında anlamıştım o bakışlardan aralarında bir sorun olduğunu. Kıraç yıllardır en iyi arkadaşım annem öldüğünde tek yanımda olan kişiydi aynı zamanda Arasın kendisinden bir yaş büyük babasının annesini aldattığı kadından olan abisi, galiba Aras'taki bu aldatma sevgisi ailesinden geliyor neyse Aras'ı çok umursamadan Ulaşın koluna girdim ve ona etrafı gezdirmeye başladım Ulaş, Aras'ın tersine çok daha koyu bir saç rengine sahipti ama gözleri ikisinin de aynı renkti aklımdan bu düşünceler geçerken Ulaş bir andan kollarımdan tutup beni durdurdu "Eğer burada mutsuzsan birlikte Amerika'ya gidebiliriz, Ender amcayla ben konuşurum o konuyu takma kafana" "Biliyorum, biliyorum ama babamı yalnız bırakmak istemiyorum ve halletmem gereken mevzular var ama onları hallettikten sonra söz düşüneceğim bu teklifini ayrıca Aras dan rahatsız olduğumu sanıyorsun daha beni hiç tanımıyorsun demektir, onun beni üzebilmesi için önce ona değer vermem lazım" gülerek yürümeye devam ettiğim sırada bana eşlik etti ve şaşkın gözlerle bakmaya başladı "aklından ne geçiyor Alis?" Ulaşa her şeyi anlatamazdım çünkü bir olay çıkması istediğim son şeydi şimdilik sesiz kalmaya karar verip "bir şey geçmiyor sadece insanların yaotıklarının yanına kalmasını istemiyorum"
"peki, ama sakın bana haber vermeden bir şey yapma"
"Tamam!!""benimle dans eder misiniz Prenses?"
"Tabi ki prensim"
Ulaş gülerek beni dansa kaldırdığı sırada Aras çıldırmak üzere gibi bakıyordu bize.
Bu çok sinir bozucuydu bizi kendisiyle karıştırıyordu. Ama ben eski sevgilimin kardeşine aşık olacak kadar düşmedim.Gerçi geçen süreçte artık Ulaş değil Aras yabancı olmuştu, betimlemeler değişmişti artık Aras'ın abisi yerini Ulaş'ın kardeşi betimlemesi yerini almıştı değişen hayatımda...
...
Az önce son kişilerde gitmişti, partiden geriye sadece çöp ve hiçlik kalmıştı ama son aylara bakılırda geçirdiğim en iyi gece olabilirdi. Yıllardır görüşmediğim arkadaşlarımla görüşme fırsatım oldu ve her şeyden öte Ulaş'ın beni sakinleştirmesine çok ihtiyacım vardı.
Tıpkı iki yıl önce olduğu gibi odamdaki camın hemen önüne yerleştirilmiş minderin üzerinde Ulaş'ın dizinin üzerinde sakinleşiyordum, o da biliyordu sorunlar olduğunu ama susuyordu tıpkı herkes gibi, kabul etmek istemediğim olaylarda heo susarım o da aynısını yapıyor çünkü biliyor acı çektiğimi fakat elinden bir şey gelmeyeceğini de biliyor bunun için sadece susuyor.
Konuşmak istiyorum, konuşmak istiyor ama ikimizin de yüzü yok çünkü sadece kırılan ben değildim. Ulaşı, sevgilisi kardeşiyle aldatmıştı. Nil, önce onu sonra da beni elinde oynatmıştı biz bu kurulan planda birlikte yok olmuştuk, biz birlikte yakılmıştık. Biz bu hikayede kül olan taraftık
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişken Hayatlar
ChickLitSıkıcı bir aileye sahip olmamın bana en büyük getirisi sakin ve rutin bir hayat olmuştu. Annem düzen hastasıydı her şey plana uygun ilerlemeliydi ona göre. Babam ise çok ayrı bir kafa en büyük hayali onun izinden gitmem, okuyacağım okulu, şehri ve d...