KIZIL

4.Bölüm Kızıl

Sabah uyandığımda içinde olduğumuz oyundan habersiz bir şekilde tekli koltukta uyuyan Tuna'ya baktım.Sonum ne olacaktı benim?.Tuna'nın anlattığı kahramanların öldüğü gibi mi ölecemtim?.Ben kahraman değildim ki.Önüne gelen şansı elinin tersiyle itmeye çalışan biriydim sadece.
Yattığım yatakta doğrulup arkama yaslandım.Tuna'nın dediği gibi bir karar vermem gerekiyordu.

Bu düşüncelerle boğuşurken çoktan uyanmış ve beni izleyen Tuna'ya takıldı gözlerim.O da aynı benim gibi olduğu yerde doğruldu.
"Saçların böyle daha iyi şimdi ismini hak ediyorsun"dedi gülümseyip.Ben herşeyi unuttuğum gibi saç rengimin kızıl olduğunu da unutmuştum.Bir elimi saçımın ucuna götürüp baktım.Hep böyle mi kalacaktı.?
"Böyle mi kalacaklar?"dedim saçlarımı göstererek üzerinde ki battaniye yi yere atıp ayağı kalktı.Pencerenin pervazına boynunu gömüp konuştu.
"Dolunayda daha da kızıllaşacak.İnan bana Bukre bu renk daha asil."dedi önüne dönüp.
"Saçlarımı seviyordum."dedim hüzünlenerek.
"O renk geri gelmeyecek Kızıl buna alışmalısın."dedi.Banyonun kapısını açıp içeriye girdi ve ardından kapattı.
"Banyo mu kullana bilirsin!."diye bağırdım arkasından."İzin aldığı mı sanmıyorum Kızıl."diye cevap verdi.Laf sokmaları olmasa iyi çocuktu aslında.

Saate baktığımda 8'i 5 geçiyordu okul için 30 dakikam vardı.Öncelikli yapmam gereken işlerimden biri annemlerin gittiğinden emin olmak ve Tuna'yı banyodan çıkartmak geliyordu.Zaman kaybetmeden yataktan kalktım ve hızlı adımlarla oda dan çıktım.Merdivenlere geldiğimde evde benim ayak seslerim dışında bir ses gelmiyordu.Basamakları inip annemlerin odasının kapısına vurdum.Ses gelmeyince yavaşça açtım ve boş oday la bir süre bakıştık.Aklıma Tuna gelince odanın kapısını kapatıp merdivenlere döndüm.Oda ma vardığımda kapıyı açıp banyoya yöneldim.Kapıyı vurup açtığımda aynayla bakışan Tuna'yı gördüm.
"Dışarı çıkman gerekiyor hazırlanmam gerek"dedim ona bakarak.Tek kaşını kaldırıp bana baktı."Banyoda mı giyiniyorsun?."dedi bu cevabı üzerine gülmeden edemedim.
"Evet,hatta burda uyuyorum ben."dedim üst dudağımı buruşturup."Komik olduğunu mu sanıyorsun Kızıl seni beklemeyeceğim 10 dk ya çık şu yerden."dedi cevap vermeme fırsat bırakmadan dışarı çıktı.Bende fazla oyalanmamak adına işlerimi halledip banyodan çıktım.Dolaptan bir kot pantalon ve tişört çıkarttım.Odayı kontrol edip üzerimdekilerden kurtuldum.Üzerimi giyindikten sonra saçlarımı taradım ve dışarı çıktıp merdivenlerden inip mutfağa koştum evin içinde hoş bir koku vardı.
"İnsan bana da ayırır."dedim sitem ederek.Aç ya aç banada bırakır.
"Ben insan değilim ve sanada bırakmam."dedi elindeki ekmekten bir parça daha alarak.
Oflayarak tezgaha geçip birşeyler hazırladım.Masaya koyup yemeğe başladığımda beyimiz çoktan koltuklara kurulmuştu.Kahvaltıyı bitirdikten sonra masayı toplayıp Tuna'nın yanına gittim.
"Okul'a geç kalmak istemiyorum."dedim kolunu dürtüp bana aldırmadan ayağı kalktı.
Kapıya doğru yürüyüp ayakkabılıktan mavi vansları çıkardım.Giydikten sonra dışarı çıktım.Cadde boyunca yetişmeye çalıştığım Tuna'ya birşeyler soruyordum ama o hiç istifini bozmadan cevap veriyordu.Okulun kapısına geldiğimizde demir kapıyı açıp içeri girdik.Bahçe de yavaşlayan Tuna'ya yetiştim ve dünden beri aklımda dolanan soruyu sordum.
"Yaraların neden çabuk iyileşiyor.?"
"Bu bana özgü birşey sakın aptalca bişey yapma baştan uyarıyorum."dedi bana bakarak.Dediği şeyi pek anlamayıp tekrar sordum.
"Aptalca birşey derken ne demek istiyorsun?"
"Yani diyorum ki kalkıp kolunu falan kesersin sonra iyileşmesini bekleme.Sen yaparsın diye diyorum."dedi çarpık bir gülüş atarak."Çocuk muyum ben? Aslında düşünmedim değil ama canım yanar yani yapamam."dedim.Doğruları söylemiştim sonuçta yalan yok bende.Döner kapıdan geçtiğimizde zil daha yeni çalıyordu.Merdivenlerden çıkıp korkidorun sonundaki 12/C sınıfının önünde durduk.
"Tenefüste seni kantinde beklerim."
"Belki gelmek istemem."dedim bıkkın bir tavır takınarak."Seni almaya gelirim."dedi.Yanağımdan masak aldığında gidişini izledim.Toparlanıp sınıfa girdiğimde duvar dibindeki sırama doğru yürüdüm.Zilin çalmasına 2 dakika vardı ama sınıf dolmamıştı.Sezgi'de yerinde yoktu.Daha çok meraklanıp önümdeki kızı dürttüm.
"Neden kimse gelmiyor."dedim daha fazla bekleyemezdim."Bugün bir sözlü var ve kimse çalışmamış."dedi gözlüklerini düzeltip.Sözlü vardı ve Sezgi bunu bana söylemenişti."Ne zaman olacak bu sözlü."diyip tekrar dürttüm."Sanırım şimdi."dedi bana bakmadan.Sınıfa giren öğretmenleri saymakta zorlanıyordum.Alt tarafı bir sözlüydü değil mi? Alacaktın 0'ı oturacaktın okulu ekmeye gerek yoktu.Bu öğretmenleri daha önce görmemiştim.Sarı saçlı olan bir adım öne çıktı."Biliyorsunuz ki bugün sizi epey zorlayacak bir sözlü var.Burada olduğunuza göre hazırsınız.Gönüllü olarak kalmak isteyen var mı?"diye sordu sınıfa göz gezdirip.Daha fazla dayanamayarak elimi kaldırdım ve ayağı kalktım.Soracakları şey hakkında en ufak bir fikrim yoktu ve sınıftakiler bana gözlerini dikerek bakıyordu."İyice hazırlandın mı? Bu sözlü zor alacak."dedi alayla bana bakarak."Sizi dinliyorum."dedim lafı fazla gevelemeden.Sarı saçlı olan soruyu soracaktı ki erkek öğretmenlerden biri sözünü kesti."Kızıl Kahinler hakkında bilgi veren kız bu sınfta mı?"dedi bana bakarak.
"O kız benim."dedim rahatça normalde stres yapardım ama sanki herşeyi biliyormuşum gibi rahattım"Hale hanım Kızıl Kahin'ler le ilgili olan soruyu sorun lütfen.Bakalım bilebilecek mi?"dedi beni küçümsercesine.Yeterince bilgiye sahip olduğumu inanıyordum."Pekala ilk soru Kahin'ler le ilgili.Söyle bakalım tatlım.Kızıl Kahinlerin saç rengi nedir."dedi ellerini göğüsünün altında birleştirip.

"Saç renkleri bildiğim kadarıyla Kızıldırlar."dedi ağırlığımı diye bacağıma verirken."Doğru,ama daha bitmedi neden Kızıl renkteler?"dedi.Sorusuyla affallamıştım neden Kızıl renkte olduklarını bilmiyordum.Tuna'ya sormamıştım o da bana söylememişti.1 dakika kadar düşündüm."Bilmediğini söyleyip oturabilirsin."dedi.Tam oturacağım sırada sınıf'a biri girdi."Kızıl'dır çünkü atalarından gelmektedir.Yıllar önce büyük Kahin'i mızrakla öldürdüler.Eşi bunun intikamını almak için yemin etti.Kocasını öldürenin kanıyla saçlarını yıkayacaktı.Ve dediğini yaptı kocasını öldüreni buldu,kanıyla saçlarını yıkadı şans o ki o akşamda dolunay vardı.Kahin'in eşi saçlarını temizlemeden dolunayda değişti ve saçları kızıl bir renk aldı bu nedenle Kahinlere Kızıl ismi takıldı."dedi.Gelen kişi Tuna'ydı bunları bilmesine şaşırmamıştım ama öğretmenler pür dikkat Tuna'yı dinlemişlerdi.
"Adın ne?"diye sordu bana gıcıklık olsun diye bu soruyu sorduran adam.
"Tuna"dedi hiç istifini bozmadan.Önde bulunan sıralardan birine oturdu ve sözlüyü dinlemeye başladı.Sarışın olan öğretmen bana oturamamı söyledi.Beni kurtardığı için Tuna'ya sessiz bir teşekkür ettim.Sözlü bittikten sonra sınıftan sırayla çıktık.

"Nesin sen?"dedim ani bir çıkışla bana bakmadan yürümeye devam etti.
"Bana söylemezsen biryere gelmiyorum."dedim sinirle.Bu sefer bana dönüp gözlerini devirdi.Oflayarak gözlerime baktı."Kurt"dedi donuk bir sesle.Cevabını anlamadığı belirten bir mimik yaptım."Kurt Adam'ım Kızıl anlamayacak ne var bunda."dedi dudağının kenarını yukarı kıvırıp."Daha önce niye söylemedin."dedim şaşkınca."Sormadın."dedi beni fazla umursamadan.Okul koridorlarında ilerlerken bir yandan da arkama bakıp duruyordum.Takip ediliyormuş hissi bu aralar çok oluyordu.Merdivenlerden indikten sonra döner kapıdan geçtik.Dışarı
çıktığımızda Mayıs ayının vermiş olduğu güzel hava ve esen tatlı rüzgar yüzüme çarpınca gülümsedim.Okulun büyük kapısından çıkınca sola dönüp yürümeye başladık."Bir karar verdin mi Bukre?"dedi ciddiyetle.Karar vermiştim onlara yardım edicektim."Evet"dedim sakince."Size yardım edicem."Bana şaşırarak baksada sonradan gülümsedi."Irkın sana minnattar kalacak Kızıl."dedi sırıtarak.Aynı şekilde gülümsedim.Irkım bana minnattar kalacak dedim içimden.Benim ırkım.

4.Bölüm bayağı uzun oldu elimden geleni yaptım.Umarım beğenirsiniz.Yazım hatası varsa özür dilerim.Keyifli okumalar. :)))