Sabah uyandığımda odamda tek başımaydım. Her zamanki gibi. Yataktan kalkıp tuvalete gittim ve gerekli işlerimi yaptım. Kotumu ve tişörtümü giyip odadan çıktım. Koridordan bağırış sesleri geliyordu. Kimseyle karşılaşmak istemediğim için hemen apartmandan çıktım. Dolmuş durağına gidip otobüsü bekledim.
Telefonumdan kulaklığı çıkardım barın kapısından içeri girdim. Buranın acil havalandırılması gerekiyordu. Adımlarımı giyinme odasına çevirdim giyinip çıktım ve patronun odasına gitmeye karar verdim. Kapısının önüne geldiğimde elimi kaldırdım ama kapıyı çalamadan kapı açıldı. Ne kapının önünden çekilebiliyorum ne de içeriye bir adım atabiliyorum . Karşımda bana şaşkın ve korkulu bakan bir Eray vardı . Ne işi ver onun burada?
Arkadan patronumun sesiyle kendime geldim.
" Kızım kenara gel Eray bey geçsin."
"T-tabi buyrun Eray bey!"
Eray'ın adını vurgulayarak kenara geçtim. Eray'ın arkasından bakarken patronum tekrar seslendi.
"içeri gel ve kapıyı kapat."
Dediğini yaparak içeri girdim ve koltuğunda oturan patronumun karşısına geçip ellerimi önümde bağladım. Aklım hala Eray'daydı. Neden buradaydı. Benim burada olduğumu nereden biliyordu? Belkide benim için gelmemişti. Yani ona burada çalıştığımı söylememiştim. Böylelikle benim için gelmediğini anlamış oldum. Derin bir nefes alarak patronumu dinlemeye başladım .
"Bundan sonra sen sadece bulaşıklardan sorumlusunu. Seni başka hiçbir yerde görmek istemiyorum. " dedi ve kafasıyla dışarıyı işaret etti. Siktiğimin patronu daha düne kadar garsondum. Kafamı sallayıp dışarı çıktım. Benim yeni isim daha iyiydi. Sarhoş ,sapık ve tacizcilerden uzak bir yerdi. Gülümseyerek yeni yerine giderken Serkan ve yanında onun yaşlarında bir kız gördüm. Gülümsememi yüzümden silmeden onların yanına gittim.
" Merhaba"
" Merhaba Leyla nasılsın ? " dedi ve yanındaki kıza dönerek
"Bu da Leyla bölümü ise şey .. şey .. Neydi?" diye kafasını kaşıyarak bana bakıyordu.
"Bulaşık bölümünde olacakmışım"
"Sen garson değil miydin?"
"Bende öyle olduğumu saıyordum ama değilmişim."
Serkan kaşları çatık bir şekilde düşünürken yanındaki kız konuşmaya başladı.
"Merhaba bende Melisa burada çalişmaya geldim" diyerek kendini tanıttı kocaman gülümsemesiyle.
Melisa konuşmauya başlayınca Serkan'ın bakışları ona kaydı ve dikkatle dinlemeye başladı.
"Memnun oldum Melisa . o zaman benim yerime sen garson olacak gibisin. Şimdiden kolay gelsin canım. Bende yerime geçeyim de bir an önce alışmaya başlayayım." Dedim ve el sallayarak bulaşık odasına gittim.
Keşke gelmeseydim. Buradaki bulaşıkları bir haftada bitirebilirsem yine iyiydi. Hemen önlüğümü takıp ellerime eldiven geçirdim. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama daha bulaşıkların yarısına gelmemiştim ki kapıdan Serkan elinde ise yaklaşık elli kadar bardakla tezgaha yaklaştı ve bıraktı.
"Kolay gelsin" dediğinde oflayarak
"Kolaysa başına gelsin."
"Aman Allah korusun" dedi ve kahkaha atarak dışarı kaçtı. Arkasından bende tebessüm ettim.İyi çocuktu . Arada bir tepsi tepsi bardaklar geliyordu. Anlaşılan saat baya ilerlemiş ve içeride baya müşteri vardı. Yorucu bir gün olacak gibi.
Merhaba arkadaşlar hikayemin ikinci bölümü kısa olduğunu biliyorum ama idare edin artık .
İyi okumalar . Yanlışlarım varsa kusura bakmayın artık :)