ikinci bölüm

200 19 1
                                    

"Senin ne işin var burada? Lalisa kantin öğrencisi değil mi?" Taehyung etrafı kolaçan edip kapıyı sessizce kapatmış ve fısıltıyla konuşuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Senin ne işin var burada? Lalisa kantin öğrencisi değil mi?" Taehyung etrafı kolaçan edip kapıyı sessizce kapatmış ve fısıltıyla konuşuyordu. 

"Bu Lalisa ile benim aramda seni ne ilgilendirir Kim Taehyung?" Oturduğu yerden kalkmamış ya da kılını dahi kıpırdatmamıştı. O kadar yorgunluğun üstüne bir de Taehyung'la uğraşacak mecali yoktu. 

"Aptal mısın? Yoksa salağa mı yatıyorsun Jennie? Burada Lalisa değil-" Jennie, Taehyung'un lafını kesmiş ve bu sefer ayaklanmıştı. "Lalisa'nın ceza almasına izin vermem Taehyung. Bunu sende adın gibi biliyorsun!" 

Taehyung sinirle gülüp, kafasını sola doğru çevirmişti. "Sen ceza alacaksın Jennie! Değişen şey ne?" Sinirlenince ellerini kullanmadan konuşamazdı. Jennie bunu 9. sınıfta iken fark etmişti. 

"Değişen çok şey  var Kim! Ben senin kardeşin ya da yakının değilim, ceza almam hiç bir şeye etki etmez! Ayrıca 9. sınıftayken ceza alıp okuldan atılmama sebep olan sendin! Şimdi neden sikik bir role bürünüyorsun?" 

Taehyung'un yüzü ifadesizlikle bürünmüştü. 9. sınıf. Doğruydu Jennie'ye karşı çok büyük bir hata yapmıştı. Ama daha önce özür dilemişti. Aptal ergenlik dönemlerinden biriydi ve sadece ona değil ailedeki bütün herkese kötü zamanlar yaşatmıştı. Pişmandı. 

"Jennie hala orada mısın?" Bu sefer sinirin etkisi ile gülen Jennie idi. 'Sen hala orada mısın?' Nasıl olmayabilirdi? Hayatını karartan bu dönüm noktasını nasıl unutabilirdi? Bir sürü, bedeli ödenemeyecek hatalar yapmış üstelik saçma sapan alışkanlıklar da edinmişti. Nasıl unutabilirdi? 'Benim yerimde olsaydı unutabilir miydi acaba?' diye düşündü. 

"Evet ben hala oradayım Kim Taehyung. Sen bana onu yaptıktan sonra benim hayatım alt üst oldu! Bazı olaylar bildiğin kısımlardan ibaret değil. Şimdi siktir git! Öğrenciler gelecek." 

Taehyung tek kelime dahi etmemiş ya da diretmemişti bu sefer Jennie'nin ona dediği şeyi yapmış ve çıkmıştı. Aklı çok karmaşıktı. 

Jennie ise Taehyung kapıyı kapattıktan sonra sandalyesine oturmuş, hafif eğilmiş ve başını ellerinin arasına almıştı. Bunları neden Taehyung'u söylediğini düşünüyordu. 'Bunları bilmesine gerek yoktu!' diye geçirdi içinden. Ancak bir hatayı çoktan yapmıştı. 

Telefonunu almış galerisine girmiş ve annesiyle olan fotoğraflarına bakmıştı. Sadece bu şekilde rahatlayabiliyordu. "Sana söz veriyorum dediğim her şeyi yapacağım anne. Bu sefer hayal kırıklığı yok!" Silkelenmiş, sandalyeden kalkmıştı. Derin bir nefes alarak kendine gelmişti. Kenarda duran poğaçasına bakmıştı. Sonra devam edecekti. 

'Sigara içme Jennie, yalvarırım!"

"Daha reşit değilsin! Alkol bu yaşta zararlı Jennie."

Kafasındaki uğuldayan sesler susmuyordu ve susmayacaklardı. Biliyordu. Hoş susturmaya çalışmıyordu zaten seslerini bastırmaya çalışıyordu. Yöntem mutluluktu. Siz mutlu olursanız içinizdeki ses bastırılır. 

Öğrencilerin alışveriş yaptığı pencereden tıklatılma sesi duyduğun irkilmiş ancak hızlıca toparlanıp pencereyi açmıştı. Karşısındaki çocuğun istediklerini vermiş, parayı almış ve arta kalan parayı da geri uzatmıştı. 

Yavaş yavaş kalabalıklaşan topluluğun istediklerini hızlı ve doğru bir şekilde halledebilmişti. Normalde kantinin önü hep gülüşme ve konuşma sesleri ile dolardı ancak diğer öğrenciler Jennie ile sohbet etmek istemezdi. Ya da Jennie gibi olan her hangi bir öğrenci ile. Kore'de eğitim her şeydi. 

Günün geri kalanını da kantinde geçirmişti. Derslere girmelerine gerek yoktu görevli öğrencilerin. Çıkmasına 15 dakika vardı. Etrafı kolaçan edip camı kapatmış ve küçük hafif kararmış perdeyi çekmişti. 

Raflara ilerlemiş, çikolata, kek ve bisküvi alıp çantasına doldurmuştu. Bugün çok para harcamamıştı zaten. Onun yerine bunları almak daha mantıklıydı. Çantasını sırtına takmış bir şekilde kapıya ilerledi. Çıkıp üç kez kilitledi. Ardından idare odasına doğru yürümeye başladı. 

Okul bomboştu, diğer öğrenciler çıkmıştı. Müdürün odasına geldiğinde içeri girdi kapıyı tıklatarak. Müdür masasında bilgisayarından bir şeyle ilgileniyordu. Jennie'ye gördüğü zaman kafasını kaldırdı ve baktı. Şaşırdığı barizdi zaten. 

"Ne oldu Kim Jennie?" 

"Kantin anahtarını getirdim." Anahtarı masaya bıraktı ve saygı amaçlı önünde eğildi. 

"Sen kantinci öğrenciler arasında yoktun. Anahtar neden sende?" Elini masanın en sol köşesine atmış ve beyaz bir kağıtta yazanları okumaya başlamıştı. "Bugün salı yani  11. sınıflardan Lalisa görevli öğrenci." 

"Lalisa bugün kendini halsiz hissediyordu, yorulmasın diye ben devraldım. Yakınız biliyorsunuz ki."

"Bilmez olur muyum? Ayağınızın disiplin kurulundan çıktığı yok." 

"İyi günler efendim." Tekrar eğilmiş ve odadan çıkmıştı. İçinde yemek ve bir defter dışında hiç bir şey olmayan çantasını omzundan çıkarıp eline almıştı. 

Bugün parkta kalacağı kesindi ancak yine de okula yakın bir park seçmeliydi. Otobüse ya da taksiye verecek parası yoktu. Okulun yanındaki küçük oyun parkının çardağında kalmayı kafasında netleştirdikten sonra parka doğru koyuldu. Bir yandan da sabah -babasıyla- olanları düşünüyordu. 

Kalacak tek yeri Lalisa idi. Ancak onunda derdi başından aşkındı sürekli, her sorununda onu rahatsız edemezdi. Ayrıca Taehyung. Onu da çekemezdi. Bir süre parkta kalacaktı tamam doğru ancak sonra ne olacaktı? Kafası sadece buraya kadar çalışabildi. 

cess-


happier| taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin