Herkes yerinde oturuyordu, kimseden çıt çıkmıyordu. Hepimizin başı aşağıya eğilmişti, arada bir göz göze geliyorduk. Kişiye göre gülümsüyorduk, kişiye göre ise gözlerimizi çekiyorduk. Öyle ki benim gözlerimi çektiğim tek kişi Taehyung idi.
"Neden en başta bize gelmedin?" Jisoo ellerini birleştirmiş, sorgular bir tavırla ilk konuşan ve ortamdaki ölümcül sessizliği bozan kişi olmuştu. "Yük olmak istemedim unnie, zaten zar zor yaşıyorsunuz. Bir de ailenizden olmayan biri için fazladan mı çalışacaktın?"
"Kim Jennie, bunları bir daha ağzından duyarsam eğer Tanrı yarattı demem."
"Yalan değil unnie, zaten yoruluyorsun. Evin her işine sen koşuşturuyorsun."
"Sen benin ailemden birisin Jennie, 6 yıl önce aile gibiydik, birbirimiz olmadan yemek bile yemezdik. Babandan çaldığın paralar ile sanki izin almış gibi bize tatlı ve dondurma alırdın. Akşam beraber yemek hazırlar ve parkta oturup ölene kadar gülüp, yemek yerdik. Kıyafetlerini ben yıkardım, ben ütülerdim. Ben yokken buradaki herkese yemek hazırlardın, masayı kurar, geri toplar ve bulaşıkları yıkardın. Evleri toplardın, süpürürdün. Benim ikinci kolum olmuştun. Herkesin sıkıntısına çözüm arardın. Sen, Lalisa ve ben, geceleri balkonda otururduk. Sıkıntılarımızı anlatırdık ve çözerdik. Gülerdik, ağlardık! Bunların hepsini beraber yaptık. Bu aile on değil, on bir kişiydi."
"Ta ki birisi bunları yapmasının sebebinin basit bir iddia olduğunu açıklayana kadar." İmalı bir şekilde söylediğim sözleri herkes dikkatle dinlemişti. Buradaki herkes, her şeyin farkındaydı. "Hadi sen daha küçüksün, odana çık." denecek kadar küçük olan biri de yoktu. Rahatça o iki yılın kavgasını edebilirdik.
"Konu nereden bana geldi amına koyayım? Deprem olsa Taehyung yaptı diyeceksiniz." Ayağa kalkıp, sinirli sesini kontrol etmeye çalışarak bir şeyler zırvalamaya başlamıştı.
"Nereden mi sana geldi? Bizi ayıran kişi sendin Taehyung! Arkadaşlarının sözüne inanıp güya benimle arkadaş olacaktın değil mi? Kimsenin arkadaş olmadığı, çirkin, ucube Kim Jennie ile. Ortaokula giden, on iki yaşındaki bir velede göre fazla kirli bir düşünce değil mi Taehyung?"
"Özür diledim, yine burada herkesin önünde özür dilerim. Beni affetmen için sana adeta yalvardım Jennie. Ama sen asla affetmedin."
"Özür dilemenle af mı edecektim bir de? Bu kadar basit değil Taehyung."
"Senin şu lanet gururun yüzünden geldi her şey! Eğer en başta kabul etseydin şimdi böyle olmazdık."
"Eğer en başta beni böyle sikikçe bir şey için kullanmasaydın böyle olmazdık asıl!"
"Özür dilerim! Tanrı benim belamı versin, o gün açtığım ağzımı, okula attığım adımı, o arkadaş olduğum piçleri sikeyim Jennie oldu mu?!"
"Olmadı! Ben sana gerçekten ısınmıştım Kim Taehyung! Ben senden hoşlanmıştım!"
Söylediğim şeyi hiç kimse bilmiyordu, Lalisa dışında. Şaşkınca bana bakarken kitabını okuyan Jimin bile kafasını kaldırmıştı.
"Rahatladın mı? Sadece bu değil, ben senin yüzünden asla çıkamayacağım bataklıklara saplandım. Neden? Çünkü senin için her şeyi göze alırdım, herkesi yok sayardım. Ailemi bile. Sen gözlerimi öyle bir kör ettin ki, ben sana gözüm kapalı güvendim. Eğer Jisoo, Lalisa ve diğerlerinin hakkı olmasaydı, emin ol bir metre yakınından geçmezdim. Sadece onlar için buradayım."
Gözlerimin dolduğunu hissetmiştim, tuttukça da yanmaya başlamışlardı. Lakin istifimi bozmamakta kararlıydım. Lalisa beni olduğum yerden çekerek, geri tabureye oturtmuştu. Herkes şaşırmış bir şekilde bizi seyrederken, Taehyung olduğu gibi kalmıştı.
------------- bölüm sonu
fici unutmuşum, doğrusu direkt hesabı unutmuşum. Uzun süre uygulamadan uzaklaşmıştım, ancak bugün geri yükleyince özlediğimi hissettim.
Fic gerçekten çok ergence ilerliyor ama bitirmek istiyorum çünkü bu hesabımdaki ilk ficim ve okuma iki yüzlere gelmiş. Sizleri de daha fazla bekletmek istemedim. Yayınladıktan sonra devam etmemem bencillik olurdu.
Umarım bu bölüm sizi hayal kırıklığını uğratmamıştır. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
happier| taennie
FanfictionJennie, babası tarafından evden kovulur ve geniş bir aile olan Kim Ailesinin evinde kalmaya başlar. O günden sonra değişen hayatı onu ayak uydurmaya zorlar. kjn & kth