Jennie parka vardığında yorulmuştu. Aynı zamanda da acıkmış ve susamıştı. Renkli kaydıraklara, salıncaklara baktı. Boştu park. Çocuklar oynamayı bitirmiş ya da başlamamış olabilirdi.
Kahverengi çardağın içine kendini bıraktı ve derin bir nefes aldı. Telefonunu çıkardı. Saat 17.30 olmuştu bile. Şarjı 60 kalmıştı. Okulda şarj edebileceği için onu telaşlandıran durum bu değildi.
Ardından çantasındaki atıştırmalıklara baktı. Bir hayli acıkmıştı, 'bir kek yesem sorun olmaz' diye geçirdi içinden. Çikolatalı bir kek aldı ve paketi açıp büyük bir ısırık aldı. Hayatta en sevdiği şey olabilirdi çikolatalı kek.
Son ısırığını aldığında telefonu çalmaya başladı. Hiç acele etmeden, ekrana baktı. Lalisa arıyordu. Ellerini birbirine çarptı ve ellerinde kalan kek parçalarının dökülmesini sağladı.
Yeşil tuşu kaydırdı ve telefonunu açtı. Lalisa'nın ince sesi karşı taraftan gelmeye başladı.
"Vardın mı eve?" Arkadan hışırtılar geliyordu ayrıca da sesi adeta 3 metre öteden konuşuyormuş gibiydi. Hoparlör açıktı büyük ihtimalle.
"Evet, evet vardım. Sen?" Başta tedirginlikle biraz kekelese de toparlamıştı.
"Bende vardım. Bugün dışarı çıksak olur mu?" Normalde hep buluşurlardı ancak bu sefer pek mümkün değildi.
" İnan bugün olmaz Lalisa."
"Neden? Hep çıkardık, bir şey mi oldu?"
Dudaklarını dişledi. "Hayır hiç bir şey olmadı. Sadece bugün biraz meşgulüm evet."
Lalisa küçük bir kahkaha attı. "Ne işin olabilir Jane, her neyse bu seferlik yırttın bir daha affetmem." Jennie böyle bir arkadaşa sahip olduğu için bir kez daha şükür etti.
"Tamamdır bir daha olmayacak. Görüşürüz." Hafifçe kıkırdadı.
"Görüşürüz."
Telefonu masanın üstüne bıraktı, ayaklarını kendine çekti ve eteğin altından tutup çekiştirdi. Okul forması ile kalamazdı. Elleriyle kafasını okşadı, sıkıntıdan başı ağrımaya başlamıştı.
"Aklımı sikeyim, senin neyine artistlik taslamak? Aptalım ben aptal."
Telefonunu tekrar eline aldı ve kafasını masaya gömdü. Gözlerini kapatıp, hızlı bir şekilde uyumayı ve uyandığında bu lanet baş ağrısının dinmiş olmasını diledi.
Şu durumda uyuması çok tehlikeliydi bunu oda biliyordu ancak risk almadan yaşayamazdı. Cesur biriydi, kolay kolay korkmazdı ama şuan delicesine korkuyordu.
Gözleri yavaş yavaş açıldığında kafasını da kaldırdı. Boynu ağrıyordu. Eğer ilk günden böyle ise bir kaç güne tutulurdu boynu.
Telefonunun ekranını açtı. Saat 19.00 olmuştu. "Oha kaç saat uyumuşum?" Kendi kendine söylendi. Ellerini havaya kaldırıp, birleştirdi ve esnedi.
Bu hareketleri yaparken boynu acıyordu ancak dayanmalıydı. Aklına gelen şeyle yüzü ifadesiz bir hale büründü ve hızlıca etrafını kontrol etti. Çantası, yiyecekleri kısacası her şeyi yerindeydi.
Çantası koyduğu yerden oynamamıştı dahi. İçini bir ferahlık kapladığında arkasına yaslandı. Tekrardan kafasında o sorular belirdi. Ne yapacaktı?
Biraz daha düşünürse kesinlikle kafası patlayacaktı. Kafasını elleri arasına aldı. Daha fazla düşünmek istemiyordu.
Telefonunun tekrardan çalması ile gözünü telefona kaydırdı. Yine Lalisa arıyordu. Elini telefona uzattı ve açtı.
"Efendim Lali."
"Nasılsın Jane?"
"İyiyim, sen?"
Lalisa'nın sesi şüpheci geliyordu.
"Lali, iyi misin? Sesin kötü geliyor."
"Değilim Jane. Baban evden atmış seni, Tanrı aşkına neden söylemiyorsun?"
Jennie olduğu gibi kaldı. Lalisa bunu nereden öğrenmişti hiç bir fikri yoktu. "Önemli değil Lalisa. Ayrıca bunu nereden öğrendin?"
"Nereden öğrendiğim önemli mi sence? Gerçekten yakın arkadaş mıyız Jane? Bana neden söylemedin? Akşam saat kaç oldu, neredesin?"
"Lalisa önemli değil dedim, bakıyorum başımın çaresine. Teşekkür ederim yine de endişelendiğin için."
"Jane nerede olduğunu sordum."
"Lali iyi olduğumu söyledim."
"Jane söylemezsen, kayıp ilanı vereceğim."
Jennie, Lalisa ile başa çıkamayacağını anladığında ofladı. "Oflama Jane! Nerede olduğunu söyle."
"Parktayım Lalisa, okulun oradaki erişte dükkanın yanındaki parkta." Lalisa'da ofladı. "Öğrenmesem orada mı kalacaktın? Geliyorum, bir yere ayrılma itiraz da etme."
"Hayır bak Lalisa gerçekten-"
Jennie cümlesini tamamlayamadan Lalisa telefonu kapattı. Eğer bir yere ayrılırsa onun için iyi olmayacaktı bunu biliyordu. O yüzden en doğru kararın beklemek olduğunu düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
happier| taennie
FanfictionJennie, babası tarafından evden kovulur ve geniş bir aile olan Kim Ailesinin evinde kalmaya başlar. O günden sonra değişen hayatı onu ayak uydurmaya zorlar. kjn & kth