1- Varis

54 6 4
                                    

Bronte Black duyduğu ses ile siyah gözlerini açtı. Çatısından geldiğini düşündüğü sesler ile sinirli bir şekilde üzerinde ki battaniyeyi bir kenara itti. Ayağa kalkıp siyah kanatlarını açıp esnedi. Camına yönelip camı açtı ve camdan dışarıya çıkıp çatıya doğru uçtu. Çatısında bir beden yatmış, sol kolunu tutuyordu. Gördüğü siyah saçlar ile sinirli bir şekilde konuştu.

"John North! Bir gün de başka birisinin çatısına düş!"

"Sana da merhaba Bronte, kalkmama yardımcı olur musun?"

Bronte sinirli adımlarla John'a doğru yürüdü ve yakasından tutup sürüklemeye başladı, John'un yakasını bırakmayıp aşağıya atladı ve yere indi. İnmesiyle birlikte John'un yere oturup rahatlaması bir oldu.

"Her zamanki gibi çok kibarsın."

"Çatısını bilmem kaç kere parçaladığın bir insandan kibar olmasını bekleyemezsin."

Bronte ona ayıplar gibi baktı ve "Gece gece ne işin var? Yine baban mı?"

"Evet. Luzia'yı çağırabilir misin? Kolum kırıldı galiba."

"Bana küfür edecek. Sen içeriye geç ve kargalarımı uyandırmamaya çalış."

John yavaş bir şekilde ayağa kalkıp sol kolunu tuta tuta içeriye geçti. Bronte, John'un içeriye girdiğine emin olunca şelaleye doğru yürümeye başladı.

Şelaleye vardığında elini suya doğru uzattı. Tıpkı perdeyi açar gibi suyu bir kenara itti ve şelalenin içinde ki mağaraya girdi. Mağaranın içinde horlama sesleri geliyordu, yerde yatan kedilere basmadan horultuların olduğu yere kadar geldi. Yatan bedeni elleriyle sarsmaya ve uyandırmaya çalıştı.

"Luzia, Luzia, Luzia, Luzia!!"

"Noluyor be, öldüm de haberim mi yok, noluyo noluyoo?"

"John yine bir yerlerini kırdı yardımın lazım."

"O babasından nefret ediyorum." diyerek homurdandı Luzia. Yattığı yerden bir nağme mırıldandı ve mağarayı bir hafif ışık aydınlattı.

Kedilerin homurtuları içinde Luzia ayağa kalktı ve iksir masasına doğru yürüdü. John'a lanetler okuyarak gerekli malzemelerini bir çantaya koyup duvara astığı eski pelerinini giydi.

"Michel, gel tatlım." diyerek yatağının yanında ki kediyi çağırdı.

Kitaplığından bir kitap çıkarıp onu da çantasına attı ve pelerinin iç cebinden küçük bir cadı şapkası çıkardı ve Michel'in kafasına taktı.

Birlikte mağaranın çıkışına kadar yürüdüler. Bronte evinin yoluna doğru yürümeye başladı ama Luzia başka bir yöne döndü.

"Luzia, nereye gidiyorsun?"

"Ben uyandıysam Seth ve Sam de uyanacak."

"Gece yarısı nehire nasıl girmeyi planlıyorsun?"

Luzia, Bronte'ye pis pis sırıtarak "Görürsün." dedi.

Aspect Nehri'nin oraya geldiklerinde Luzia bir kayayı nehire doğru itti. Luzia büyülerde fazla iyiydi. Kayanın nehire düşmesiyle bir kafanın nehirin üzerinde belirmesi bir oldu. Gecenin bu vaktinde görmeyi beklemediği bu iki surat ile sessizce onlara baktı.

"Gecenin bu saatinde neden nehirime taş atıp beni uyandırıyorsunuz? Az kalsın Sam de uyanacaktı."

"Başlatma Sam'e. Bronte beni uyandırdı siz de uyanmak zorundasınız."

Seth meraklı gözlerini Bronte'ye yerleştirirken "Niye Luzia'nın eşkiyalık yapmasına sebep oluyorsun? Uykum varr." diye mırıldandı.

"John yine çatıma düştü."

Karga Kraliçe ve Lanet (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin