"Tutku..."
Asice adama bakıp bağırırken gözü yan tarafa kaydı. Fuat solumuş, saçlarını karıştırıyordu ki Begüm'ün dudaklarına asılması bir oldu. Şaşkın bir tavırla sevdiği kadının dolu dizgin öpücüklerine karşılık vermeye başladı genç adam. Ikisi de hırslıydı ve her bir hamlede sert dokunuşlarını sürdürmeye devam ediyorlardı. Dudakları sanki birbirini seviyor değil de dövüyordu. Dudaklarıyla birbirlerinin dudaklarını dövüyor ve birbirleriyle kavga ediyorlardı. Açık kalan kapıyı, Fuat'tan ayrılmadan tekmesiyle kapattı Begüm. Yorulmaya başladığını hissediyordu usulca durduktan sonra kocasının sakallı yüzünü tuttu eliyle. Avuç içine batan sakalları dahi ona çekici geliyordu. Dudaklarını ondan hala koparmamış, onun gibi dinleniyordu. Konuşmaya başladı bu sırada birbirine sürtünen dudakları yeniden birleşmek üzere can atıyorlardı adeta! "Sanma ki, barıştık! Hayır, kavga ediyoruz biz."
Dedikten sonra genç adamın alt dudağına öpücükler kondurup emmeye başladı. Bu sırada Fuat'ta onun üst dudağını talan ederken salondaki beyaz koltuğa doğru çekiyordu kadınını. Ayaklarının zonklamaya başladığını hisseden Begüm, kendisini bir kere daha ondan kopardıktan sonra ayağındaki krem rengi stilettoları çıkarıp bir kenara fırlattı. Bedenini koltuğa attıktan hemen sonra kocası için üstündeki yeri hazırlamış olacak ki yakışıklı adamı üstüne doğru çekip gömleğinin düğmelerini sabırsızca açmaya başladı. Salonu sadece ama sadece sehpanın üzerinde duran mumlar aydınlatıyordu. Fuat'ın kadın gelmeden önce kalp şeklinde yerleştirdiği elli mum! Nefes almak için dudaklarını ayırdığında göğsü hızla inip kalkıyordu güzel kadının. Gözleri sehpanın üzerine doğru kaydı sonra bu mumlar nereden gelmişti? Sonradan elbette ki kocasının yaptığını anladığında yüzünde çapraz bir gülümseme oluştu. Fuat, üst dudağına doğru yeniden asılırken diğer yandan da sıkmaya doyamadığı göğüslerle oynamaya başlamıştı bile! Dudakları arasına inleyen kadına çarpık bir gülümseme bıraktıktan sonra karısının boynuna gömüldü genç adam ve uzanıp boynuna öpücükler kondurmaya, emmeye başladı. Elleri ise bedeninde durmaksızın geziniyordu bu sırada. Begüm'de çoktan onun oyununa katılmış elini yakışıklı adamın göğsünde gezdiriyordu. "Keşke her kavgamız böyle olsa!"
Diye tısladı kadınının kulağına yakışıklı adam ve daha sonra kulak memesini dişlerinin arasına kıstırıp ısırdı, emmeye başladı. Genç kadının inlemesi onun çok ama çok hoşuna gidiyordu. Omzuna minik bir ısırık bıraktıktan sonra Begüm'ün üstündeki ip askılı kırmızı elbisenin askısını indirmeye başladı usul usul. "Fuat...",
"Şşş..." Dediği gibi hışımla aşağıya doğru indiriverdi elbiseyi. Genç kadın perişan olan cânım elbisesine bakarken alt dudağını dişledi ve daha sonra kocasına cırladı.
"Fuat! Elbisemi mahvettin!",
"Ben sana yenisini alırım." Sözünün hemen ardından gerdanından göğsüne doğru öpücükler koymaya başladı yakışıklı adam. Hızla inip kalkan o güzel göğüslere dayanamayarak minik bir ısırık bıraktıktan sonra koltuğa boylu boyunca uzanmasını sağladı Begüm'ün. Buğulu gözlerle birbirlerini süzdükten sonra biraz önce delisi olduğu göğüsleri serbest bırakıp sütyeni kenara savurdu. Yutkunarak sanki ilk defa görüyormuş gibi baktıktan sonra karnına, kasıklarına doğru süzüldü güzel eşinin. Göbek deliğine gelip dilini değdirdiği sırada güzel kadın tırnaklarıyla koltuğu yırtacak hale gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhtirâz | Tamamlandı
Romance*ihtirâz: sakınmak, çekinmek, uzak durmak Yatakta gözlerini açıp bakındıktan sonra kaşları çatıldı genç kadının; Fuat yanında yoktu. Son günlerde neden böyle davranıyordu, anlayamıyordu. Soluduktan sonra yataktan çıkıp üzerine sabahlığını geçirdikte...