...
"Senin gibi birini sevebileceğimi mi düşündün?"
"Aptal mısın Graham de Vanily?" dedi tokadı yüzüme, sözleri kalbime çarparken.
"Özür dilerim Kagami... Çok özür dilerim!"
"İsteyerek sevemedim ki seni!" diye mırıldandım acı içinde.
"Bırak o zaman beni sevmeyi!" diye bağırdı.
"Yapamam... yapamam..." dedim başımı ellerimin arasına alarak.
"Madem beni seviyordun, neden en zor zamanlarımda yanımda yoktun!?" dedi kaşlarını çatarken.
"Ben acı çekerken neredeydin aptal!"
"Böyle sevgi mi olur?"
"Sevgine inanmıyorum." dedi; sözleri kalbimi tek bir hamlede delip deşerken o arkasını döndü ve bir an önce yanımdan uzaklaşmak istermişcesine koşmaya başladı.
"Kagami! Bekle hayır, ben, seni..." diye kekelesem de, kendimi durdurup gitmesine izin verdim. Sonuçta Adrien onun moralini tek kelimesiyle düzeltebilirdi, bense tek kelimemle onun moralini mahvedebilirdim. Şu an kötüydü ve her zaman olduğu gibi ben yanında değil Adrien yanında olacaktı. O iyileşecekti, gülecekti. Onu iyileştirecek sonra da gidecekti... âşık olduğu kızın yanına. Benim sahte çillim yine acı çekecekti ama yine yaralarını ona sardıracaktı. Aşıktı. Adrien'a deliler gibi aşıktı, yüzünü gözünü değil kalbini seviyordu onun. O yüzden istediği kadar acı çeksin, günün sonunda yine onun yanına gidiyordu. Onu o kadar iyi anlıyordum ki... Çünkü benim de dönüp dolaşıp geldiğim nokta Kagami değil miydi?
"Seni seviyorum Kagami!" diye bağırdım.
"Yemin ederim!"
"Çok seviyorum, çok!"
"İnan bana! Kagami!" diye bağırsam da cümlelerim birer yankı olarak bana geri döndü.
"Özür dilerim... özür dilerim..." dedim gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladığında.
"İsteyerek değildi... Seni sevmek istemedim, çocuktum, çocuk!"
"Neden aşık oldum ki sana!"
"Çok güzelsin, tamam mı!"
"Lanet olsun ki çok güzelsin!"
"Çillerin çok güzel!"
"Lanet olsun ki çok güzeller!"
"Kalbin çok güzel!"
"Çok güzel..."
"Gözlerin çok güzel!"
"Lanet olsun ki çok güzeller!"
"Acı çekme diye acı çekiyorum Kagami!"
"Suçlama beni, suçlama!"
"Sana aşık olduğum için suçlama beni...!"
Hıçkırarak uyandığımda her şeyin aslında bir kâbus olmasına o kadar çok sevinmiştim ki...
Telefonun çalması beni biraz olsun kendime getirirken karşımdakini daha fazla bekletmemek adına hızlıca telefonu açtım.
"Patron," dedi tanıdık o ses.
"Evet?" dedim heyecanla çünkü alacağım cevap benim için çok önemliydi.
"Adresini değiştirmiş ve haberlere göre en son 4 yıl önce dışarda görülmüş." dedi.
Sinirle telefonu yere fırlattım ve "Tanrı aşkına bir işim de tıkır tıkır yürüse ne olur?" diye bağırdım. Oflayıp ayağa kalktım, telefonu elime alıp, "Tamam araştırmaya devam edin." dedim sakallarımı sinirle çekiştirirken.
![](https://img.wattpad.com/cover/301908453-288-k371274.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where are you darling :: féligami
FanficSaçların çok güzel. Onlara dokunmak nasıl bir his, Kagami? Yumuşak mılar? Parmaklarımı geçirsem; oynasam saçlarınla, izin verir miydin? Gözlerin çok güzel. Onlara bakmak harika bir his. Sana sonsuza kadar bakmama izin verir miydin? Dudakların çok gü...