1.Bölüm - Hayatıma Ne Oldu

66 1 0
                                    

Benim adım Alex Williams. 26 yaşındayım. Bir Cumartesi günüydü. Sabah çok dinç kalktım. Sevgilim Mary, arkadaşıyla birlikte buradan biraz uzakta olan yazlığımıza gitti. Ben de evde tek başıma oturuyordum. Kahvaltı hazırlamakta usta olmuştum. Kahvaltıya oturdum. Televizyonu açtım. Haberleri dinlemeye başladım. İnsana benzemeyen bir ceset bulmuşlardı. Herhalde bu da bir şakaydı. Tıpkı geçen yıl yaptıkları uzaylı cesedi şakası gibi bu da bir şakaydı. Hiç umursamadan kahvaltımı ettikten sonra sabah sporuna çıktım. Eve döndüğümde yorgundum. Farkında olmadan dalmışım.

#####

####

###

##

#

Ne dalmak ama 1 saat uyumuşum. Kalktığım da televizyonda hiçbir kanal çalışmıyordu. Çanak bozuldu sandım. Çatıya çıktığımda çanak gayet iyi durumdaydı. Yinede belki kablolarında bir sıkıntı vardır diye kurcalıyordum çanağı. Aşağı indiğimde karşı komşumuz John Smith karşı caddede bükük bir şekilde ayakta duruyordu. Ona seslendim:

"Günaydın Bay John. Nasılsınız.?"

Ama bir gariplik vardı. Bana döndüğünde ağzından kanlar aktığını gördüm. Hem şaşırdım, hem korktum, hem meraklanmıştım. Ama bu düşüncelerimi komşumuz çıkardığı seslerle son verdi. Bana doğru koşuyordu. Korkudan evime kaçıp kapıyı kilitledim. Televizyonu açtığımda askeri yayınlar vardı

"Sakın tanımadığınız kişilere, garip sesli, görünüşlü ve davranan insanlardan uzak durun. Şehirdeki kamplara gidin. Zızzzzzt zıızızızt."

Ses kesilmişti ama benim korku ve merakım gitgide artıyordu. Yukarı çıkıp sakladığım silahı ve yedek mermilerimi aldım. Bir tane de bıçak aldım. Ama şu anda kendimden çok önemsediğim bir insan vardı. Güzeller güzeli karım Mary'di. Onu aramam gerekiyordu ama korkudan kafa kalmamıştı ki bende.

Ben bunları düşünürken kapım kırıldı. Benim tabirimle çürümüşlerden bir destesi içeri çullandı. Ben hemen telefonumu alıp camdan atladım. Etrafıma bakındığımda şok olmuştum. Her yer onlarla kaynıyordu. Bir aile çürümüşler tarafında sıkıştırmışlardı. Onlara yardım edersem zaman kaybedecektim ama vicdanım el vermedi. Azcık mermiyidi onları kurtarma için harcadım:





"Neyi bekliyorsunuz davetiyemi, hadi gelin!"

"Tamam geliyoruz."

Onları kamyonete koyduktan sonar gaza bastım. Oradan otoyola çıkıp, yazlığa gidecektim. Otoyola çıktığımda bir sürü araba vardı. Onları bekleyemezdim. Diğerlerine en yakındaki kampa gitmelerini söyledim. Mary'i aramak için telefonumu çıkardığımda başka birisi beni aradı. Bu en iyi arkadaşım Patrick'ti.

"Ormana giden kişi sen misin? Elinde silahla gezen."

"Evet benim. Sesini duymak çok güzel dostum."

"Bekle! Yanına geliyorum şimdi"

Telefon kapandı 3 dk sonra onu gördüm. Ona planımdan bahsetti o da onaylamak anlamında başını sağladı. Beraber yola çıktık.


Devamı çok yakında sizlerle

Yorumlarını bekliyorum

Yazım hataları olabilir. Beni mazur görün.

Oylarınızı bekliyorum


The Living DeadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin