"Kimle konuşuyosun sen?" dedi. Bir adam.
"Hiç kimseyle" dedi mat. Neden beni gizledi anlamamıştım. Eve bir kız arkadaş getirmesi bu kadar korkulacak bir şeymiydi?
Bir süre sessizlik oldu. Adam fısıltıyla bir şey dedi ve ayak sesleri uzaklaşmaya başladı. Kahretsin ne dediğini anlamamıştım. Sonra birden dolabın kapağı açıldı ama kimseyi görmüyordum. Gözlerimin kapalı olduğunu farkettim.
"Hey uyudunmu yoksa" demişti mat alaylı bir ses tonuyla. Derinden bir oh çektikten sonra açmıştım gözlerimi. Neyseki karşımdaki mat'di. Elini uzatarak yardım etmek istedi. Kendimi toparladım ve mat'in yardım eline dayanarak ayağa kalktım.
"Mat ne.." sözümü kesti
"Hemen buradan gitmen lazım."
"Ama..." yine sözümü kesti.
"Acele et vaktimiz yok" dedi ve beni elimden tuttuğu gibi pencereye götürdü.
"Buradan mı gidicem?" diye sordum. Ne saçmalamıştım ben şimdi?
"Kusura bakma prenses kırmızı halı seremedim. " dedi alaycı bir şekilde. "Nasıl geldiysen öyle git. " diye tamamladı cümlesini. "
"Bana neler olduğunu anlatmak zorundasın. "
"Okulda konuşuruz. " dedi. Ve gözleriyle dışarı çıkmama söyledi. Dediğini yaparak aşağıya atladım. Soluğu evde almıştım. Aklımda bir sürü soru vardı. O adam kimdi ve mat neden bu kadar korkmuştu? beni gizleyecek kadar onu korkutan ne olabilirdiki? Tam odama çıkacakken bir ses duydum. Hayır bugün bu kadar aksiyon yetmezmiydi? Arkama döndüğümde nick'in telaşlı gözleriyle karşılaştım. Evet inanamıyordum ama gerçekten telaşlı olduğu belliydi. Hızlı adımlarla bana yaklaşmaya başladı. Ne yapmaya çalıştığını anlamadan kollarında buldum kendimi. Evet bana sarılıyordu. Sadece sarılıyordu. Derdi neydi bunun, neden böyle birşey yapmıştı şimdi? Ellerimle onu ittim. Ve bunu şaşılacak kadar rahat bir şekilde yapmıştım. Ve onun kollarındayken kendimden geçmedim. Ne oluyordu bana böyle düzeliyordum galiba. Evet nick'e olan hastalığım geçiyordu. Ama neden şimdi?
"Sen hangi akla hizmet o eve gittin? Aklından ne geçiyordu senin?" son sözlerini bağırarak söylemişti. O evde ne olduğunu şimdi daha çok merak etmiştim. Önce mat şimdi ise nick. Hemen o evde neler olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Ama şimdi nick'e sorsam söylemeyeceğine emindim. Başka bir yol denemeliydim.
"Sen bana karışmazsın. İstediğim yere giderim hem zaten o eve kendi isteğimle gittim. Neler olduğunu da biliyorum. " hadi nick o evde neler olduğunu söylemelisin bana.
"Öylemi biliyorsun demek. O yüzdenmi gittin o eve?"
"Evet ! Ve bu seni ilgilendirmez. Sen beni bıraktığın gün aramızdaki herşey bitti. Şimdi gelmiş bana hesap soruyorsun. Defol git burdan nick!!" çok sinirlenmiştim ama onun beni terkedişinden çok onun için döktüğüm gözyaşlarıma,ona verdiğim değere sinirleniyordum.
"Bir dakika ya sen benim o eve gittiğimi nereden biliyorsun?"dedim meraklı bir şekilde.
"Seni takip ediyordum tamam mı? Ben seni hiç bırakmadım kat her zaman seninleydim. "
"Yapma nick bu sözlerine sen bile inanmıyorsun." sustu, söyleyecek bir şeyi yoktu belliki sadece sustu...
Bir süre sessizlikten sonra gözlerime doğru baktı.
"Hiçbir şey bilmiyorsun değilmi?"
Ne kadar aramızdakiler bitmiş olsada değişmeyen tek şey ona yalan söyleyemememdi. Gerçektende o evle ilgili hiçbirşey bilmiyordum. Bildiğim tek şey mat'in evi olduğuydu.
"Bak katherina bana ne kadar kızarsan kız, bana ne yaparsan yap ama bir daha o eve asla gitme!" Son sözleri ciddi bir şekilde çıkmıştı. Bu iş gitgide meraklı bir hal alıyordu.
"Pekala sen kazandın ne var o evde?"
" bunu bilmemen senin için daha iyi katherina" ahh!! Bunu yapıcağını biliyordum.
"Yapma nick o evde neler olduğunu bilmeye hakkım var."
"Hayır kat, o ev senin bulaşmak istediğin son yer emin ol!" benim gerçekleri öğrenmeden durmayacağımı çok iyi biliyordu. "Durmayacaksın değilmi?"
"Hayır"
"Peki o zaman sana şu kadar söyleyeceğim benim seni neden bırakıp gittiğimin cevabı o evde saklı. Benim tek derdim seni korumaktı. Ama anlıyorumki ne yaparsam yapayım seni beladan uzak tutamıyorum. Son kez söylüyorum. O eve gitme!" nasıl yani. Beni terk edişiyle bu evin ne ilgisi olabilirdiki. Gözlerine baktığımda ciddiyeti görebiliyordum. Evet doğru söylüyordu. Sonra bir anda kayboldu. Arkasından nick diye seslensemde durmadı. Evet uykuya ihtiyacım vardı. Yarın bu evin sırrını çözmem gerekiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
" AŞKIN KARANLIK YÜZÜ "
Science FictionSabah uyandığımda güneş ışığı odayı doldurmuştu. Vücudumda uykusuzluğun verdiği halsizlikle ışığa doğru yürüdüm ve kendimi anında geriye fırlattım. Bir anda neler olduğunu farkettim ben bir vampirdim.