kendine toparlanmak için süre tanımaya karar verdi. bu sırada gözlerini kapatıp ziyarete geldiği kişi için dua etti. onun cennete gideceğinden emin olmasına rağmen bir kez daha tanrı'ya yalvardı, onun iyi olması için.
duyduğu ayak sesleriyle gözlerini açtı. saat neredeyse gece yarısına geldiği için kimsenin olmadığını düşünmüştü. bu zamana kadar kimseyi görmemişti de.
gelen kişi biraz daha yaklaştığında karanlıkta yüzünü seçebilmişti. hanma; uzattığı saçları, mor göz altları, kafasına geçirdiği kapüşonu, elindeki siyah poşeti ve yüzündeki umursamaz sırıtışıyla karşısında duruyordu.
y/n, bu duruma şaşırmadı. sözde popüler, güler yüzlü ve mükemmel notlara sahip bir kızı kim gecenin bir yarısı mezarlık başında görmeyi beklerdi ki?
genç kız omuz silkti. "ölüm, herkesin hayatında." dedi.
hanma, yavaşça kafasını salladı. tam arkasını dönüp gidecekken durdu. tekrardan kıza baktı, bir şeyler daha söylemek istiyordu. büyük ihtimalle kisaki'nin mezarına gitmeye hâlâ hazır değildi ve y/n'nin karşısına çıkmasını bir fırsat olarak değerlendirip yolu uzatmaya çalışıyordu.
kendisi de bunun farkına varınca tekrardan önüne döndü. alaydan uzak sesiyle "evine dönerken dikkatli ol." diyerek kisaki'nin mezarının yolunu tuttu. bu sözcükler kızı önemsediğinden değil de o an kıza bakmış olmasının verdiği zorunluluktan söylenen sözcüklerdi.
hanma, kendi canını bile önemsemezken başka birini önemsese komik olurdu zaten. sonuçta o, biraz olsun eğlenebilmek için hayatını riske atabilecek biriydi. belki de biraz olsun bir şeyler hissedebilmek için.
hanma görebilecekmişçesine kafasını salladı y/n. başka da bir şey yapmadı. karşısındaki soğuk taşa bir şeyler anlatıp evine gitti. aynı hanma'nın yaptığı gibi.
________________
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
