Fazla merhamet vatana ihanettir.
*
*
*Elindeki dosyayı masaya fırlatırcasına atıp şakaklarını ovdu Yüzbaşı Özgür Dağhan, yarın gece ciddi bir operasyon vardı ve başında da yıllardır yakalayamadıkları adam vardı. Yıllardır onu yakalamanın hasretiyle yanıp tutuşuyordu ama her defasında elinden kıl payı kaçmayı başarıyordu.
Ama yarın gece bitecekti bu iş!
Akşam serinliği çökerken odasından çıktı. Hava almak istiyordu sonra askerleri kontrol etmeye gidecekti.
Sert adımlarla dışarı ilerledi, askerler onu gördüğünde hazır ola geçerken yanlarından geçip giden komutanlarının öfkesinin onlara bulaşmaması için nefes bile almadılar. Normalde Özgür yüzbaşı sakin biriydi ama konu o terörist bozuntusu adam olunca işler değişiyordu, kimse onu tanıyamıyordu böyle zamanlarda. Barut gibi geziyordu etrafta ve kimsenin de onun yanında ateş olmak istediği pek söylenemezdi.
Özgür hızlı adımlarla köşeyi döneceği vakit karşısına çıkan adamla sertçe ona çarptı. Asker üniformalı genç adam çarpmanın şiddetiyle geriye giderken ayağı takıldı. Düşmeyi beklerken beline sarılan kolla son anda durdu. Ani hareket ettiği için ellerini istemeden adamın omuzlarına çıkarmıştı genç adam.
Özgür belinden yakaladığı adamın yüzüne baktığında gördüğü tanıdık yüzle sinirli ifadesi yok olur gibi oldu. Bir saniye sonra ela gözler açılıp onun mavileriyle buluşmuştu. O an yutkunma ihtiyacı hissetti Özgür.
" Komutanım? " diyen üsteğmeni belinden tutup kaldırdı. Gözlerini ondan ayırmadan bir adım geriye çekildiği sırada üsteğmen bozulan üstünü düzeltiyordu.
" Özür dilerim komutanım sizi görmedim. "" Önemli değil üsteğmenim, iyi misin? " diye sorduğunda Evren başını salladı hızlıca. Ardından yine sinirli duran adamı fark edip çekingen bir şekilde sordu çünkü Özgür yüzbaşının yine heyheyleri üzerinde gibi duruyordu.
" Bir sorun mu var komutanım? " diye sorduğunda, Özgür onun içini rahatlatan elalarına baktı birkaç dakika. Cevap vermediği her saniye Evren daha da geriliyordu karşısında." Hayır, git sen. " dediğinde, Evren kararsız kaldı birkaç saniye. Ardından Özgür yüzbaşıyı sinirlendirmeden önce yanından gitmenin daha iyi olacağını düşünerek selam verip arkasını döndü. Giden bedenin arkasından kaybolana kadar baktı Özgür.
Karargâhın arkasındaki boş alana vardığında ağaçların altındaki banka oturdu. Cebinden bir sigara çıkarıp yakarken her zamanki gerginlik vardı üzerinde. Ne zaman içinde onun olduğu bir operasyon çıksa böyle olurdu. Ve onu yakalayana kadar da sürecekti bu gerginliği.
Kararan havayla geriye yaslanıp ağaç dallarının çıkardığı çıtırtıları dinledi. Gözlerini kapatıp düşünmemeye çalıştı bir süre.
Duyduğu çıtırtı sesiyle hızla araladı gözlerini. Başını soluna çevirdiğinde yanına gelen üsteğmeni görmesiyle duraksadı. Evren yanına ulaştığında yana kayarak ona yer verdi.
Evren bir süre konuşmadı. Gözleri arada mavi gözlü adama kayıyor sonra tekrar önüne dönüyordu. Garip bir adamdı yüzbaşı. Ne hissettiğini asla anlayamıyordu onun. Bazen neşeli olur, bazen de ölüm gibi sessiz olurdu. Bazen gülümserken, bazen de öldürecekmiş gibi bakıyordu. Hayatında karşılaştığı en tuhaf ve tanımlayamadığı adam olabilirdi Özgür yüzbaşı.
" Yemek yemeye gelmemişsiniz komutanım? " diye sordu sonunda, sesiyle deminden beridir karşıya bakan adamın gözlerinin ona dönmesini sağlamıştı. Evren gerilse de belli etmedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/305422622-288-k691961.jpg)