4- İşler Değişiyor

103 13 4
                                    

Evet uzun aradan sonra bir bölüm daha. Rondodelusu adlı arkadaşı kırmamak için yeni sarışını iki isimli yaptım keyifli okumalar ^^

"Aaa ben bu lakabı kabullenemem ama hanımefendi. Ben Katsuo Ren Rihito. Diğer arkadaşlarım kısa olsun diye Ren der ama Takashi Rihito'yu tercih ediyor. ^^"

Oğlan gülümsedi ve Karin'e elini uzattı. E uzatılan el geri çevrilmez, Karin de elini uzattı ve el sıkıştılar.

"Ben Isana Karin."

"O bir sapık değil Karin. Hadi artık."

Takashi artık okula gitmek istiyordu. Yolda giderken Karin artık Rihito'nun bir sapık olmadığına inanmış ve bayağı sohbet etmişlerdi.

"Hadi ya! En iyi liseye mi gidiyorsun? O kadar zekisin yani."

"Kendimle övünmem pek." dedi ve gülümsedi Rihito.

Bir süre daha yürüdükten sonra herkes kendi okuluna doğru yol aldı.

"Hep böyle değil, o da benim gibi."

Takashi niye böyle söylemişti ki şimdi. Suratı da biraz asılmıştı sanki.

"Hey, sorun ne?"

"Bir sorun olduğunu nereden çıkardın?"

"Suratın sirke satıyor gerizekalı."

"Ne bileyim ben, önüne bak."

Herkes sınıftaydı ve dersleri İngilizceydi. Öğretmen sınıfa girdi ve kendini tanıttı.
"Merhaba gençler, ben Hachiro Daiki. Anlayacağınız gibi İngilizce öğretmeninizim."
Daiki-sensei öğretmen masasına gitti ve o klasik öğretmen el çantasını yerleştirip yoklamayı aldı. Sınıftaki kızlar ise Daiki-sensei'ye hayranlıkla bakıyorlardı. Çünkü bayağı yakışıklıydı. Orta uzunlukta koyu kahverengi-siyah arası bir renkte saçlıydı ve mavi gözlüydü. En fazla 24-25 gibi gösteriyordu. Yüzü ve sesi çok karizmatikti ki kızların bu halini gören erkekler hemen umutsuzluğa kapıldılar.

Daiki-sensei biraz konu anlattıktan sonra bir paragraf okudu ve paragrafla ilgili sorulara geçti. Karin ile Takashi ise adeta yarışıyorlardı. Ve en sonunda birbirlerine gittikçe gıcık olmaya başladılar. Zaten nedendir bilinmez Takashi'nin tepesi atmıştı ve sürekli Karin'i tersleyerek sadece onu gıcık ediyordu. Daiki-sensei parmak konusunu vurguladıktan sonra başka paragraflar okuyarak diğer öğrencilere de cevap verme fırsatı tanıdı. Hoca bir sonraki soru için Takashi'ye cevap hakkı verdi. Sonunda Karin dayanamadı ve sonraki sorulan soruya cevap veriverdi.
"FALSE!! Because they are didn't find their father at the end."
(Evet çok saçma ama aklımda daha saçma cümleler de vardı :D)
Daiki-sensei Karin'e bakıp gülümsedi.
"Anlıyorum Karin-chan ve bu istekliliğin hoşuma gitti ama Takashi-kun cevap versin bu sefer olur mu ( :) )"
"Kendini bir şey sanıyor işte." diye söze katıldı Takashi.

Karin artık Takashi'ye kızmıştı ve ellerini sıraya vurarak kalkıp Takashi'nin kafasına doğru bağırmaya başladı.
"Bu arkadaşça(!) sözün ve davranışların için teşekkür ederim ama sen kendini ne sanıyorsun da araya girip benim hakkımda konuşuyorsun!!"
Takashi ayağa kalktı ve arkasını dönüp Karin'e iyice yaklaşarak bağırmaya başladı.
"Kapa çeneni kurdele kafa! Olmayan beyninle bana laf sokmaya çalışma."
"Sana laf sokmaya çalışan kim?! Hem bu mu senin arkadaşlığın bir hıyar parçasından başka bir şey değilmişsin!"

Daiki-sensei hemen yanlarına geldi ve ikisinin omzuna elini koyarak nazikçe ve gülümseyerek konuştu.
"Karin-chan ve Takashi-kun biraz sakinleşmek için dışarı çıkmaya ne dersiniz?"

Karin ile Takashi sınıf kapısının iki tarafında duvara yaslanmış duruyorlardı. Karin kollarını göğsünde birleştirmiş ve bir ayağını kaldırmış duvara yaslıyordu. Takashi ise ellerini cebine atmış ve başını yukarı bakacak şekilde duvara yaslamıştı.

KarmakarışıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin