2. Bölüm

976 55 97
                                    

11.

Gecenin geç saatlerinde döndüm eve ancak kalemim suskun ellerimde

Bu anıları unutabilecek kadar yetenekli değilim yine de yazmayacağım hiçbirini defterime

Yoluma ne tür zorluklar çıkarsa çıksın üstesinden gelmeliyim. Kafama elli litre pislik dökülse de gülmeliyim.

Sessizlik. Ve hala sessiz...



Ajanstaki masamda oturmuş gazete okuyordum.

O olayın sabahından beri televizyondaki ve internetteki haberler olay yüzünden kargaşa içindeydi.

"Yokohama ziyaretçilerinin seri kayıplara karışması davasının kurbanları ölü bulundu."

"Ölümleri tesise önlem almadan giren özel dedektifin kararı yüzünden miydi?"

Fotoğraflar da vardı. Beyaz duman, acı içinde kıvranan kurbanlar, ve kafese sıkıca tutunan ben...

Haber henüz gazetelere çıkmamış olsa da an meselesiydi.

Ajansın telefonu tüm sabah durmadan çaldı. Çağrıların hepsi şikayetlerdi ama yakında bunların yerini yas tutan ailelerin davalarının çağrısıyla değişeceğini düşünüyorum. Üstelik kalan yedi mağdura ne olduğunu hala bilmiyorduk.

Birileri zavallı ruhları zehirli gazdan ölürken fotoğraflamış ve bu fotoğrafları kamuya paylaşmıştı.

Masamdaki telefon çaldı ve beni düşüncelerimden uzaklaştırdı. Ahizeye uzandım ama elime alamadan önce, Dazai telefonu elimden kaptı ve hemen kapattı. Zil sesi kesildi.

"Düşmanımızın amacı buydu bence." diye cıvıldadı Dazai. Elinde bir fotoğraf tutuyordu. "Ama içini rahatlatacaksa söyleyeyim, bu fotoğrafta çok yakışıklı çıkmışsın Kunikida-kun."

Tek söz etmeden fotoğrafı Dazai'nin elinden almaya çalıştım ama çabucak kolunu kaldırarak beni durdurdu. "Bugünlük eve gitmeye ne dersin? Berbat görünüyorsun."

"Eve gidemem. Yapmam gereken işler var."

"Ne kadar da vicdanlısın. Neden, ben – ben, Dazai! – bugün işe gelirken bana iki taş atıldı."

Dışarıya baktım. Birkaç protestocu dışarıda sabahtan beri bağırıyordu. Yarın daha fazla insan geleceğini düşündüm.

"Vicdan mı? Aptal, yapacak çok önemli bir işim var. Suçluyu yakalamalıyım."

"Eh... o da var." Dazai aptalı oynayarak onayladı.

"Bayan Sasaki nerede?"

"Yolda. Dr. Yosano ofisinde onu muayene ediyor şimdi, gerçi ağır yaralanmışa benzemiyor."

"Ona sormam gereken bir şey var."

Ayağa kalktım. Bayan Sasaki şahsen suçluya tanıklık eden tek canlı kişiydi. Suçlunun insanları nasıl kaçırdığı hakkında fikir sahibi olabilirdi.

Dazai'yi doktorun ofisine kadar takip etmek için ayağa kalktığımda gözlerim aniden fotoğrafa takıldı. Bayan Sasaki, diğer kurbanlar ve ben açıkça görülüyorduk ama Dazai'nin göründüğüne dair tek işaret, karenin kenarında ilişen paltosunun ucuydu.

Gizlice çekilmiş bu fotoğraftan saklanmayı nasıl başarmıştı?


***


"Lütfen beni affedin... Keşke daha güçlü olsaydım ama korkarım ki çok zayıfım..."

Bayan Sasaki, doktorun ofisinde otururken kayıtsızca başını eğdi.

Bungou Stray Dogs: Dazai Osamu'nun Giriş SınavıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin