Tek başına gölün hafif gel gitini izliyordu oğlan. Yani girdiği dünya normal insanların dünyasından fazlaca garipti.
"Ne yapıyosun Tan, birazdan ders başlıcak."
Tan şaşkın bir halde arkadaşına baktı. Ne ara gelmişti?
"Yine güçlerini mi kullandın?"
Umursamaz bir şekilde omuz silkerken Tan'dan da bir cevap bekliyordu. Aksi taktirde kendiside geç kalabilirdi özel okula. Gerçi içlerinde en hızlısı oydu. Zaman onun için sorun değildi artık.
"Ben gelmeyeceğim bugün kendimi iyi hissetmiyorum, patlamak üzereyim sanki. Sen git Samir."
Daha cümlesi bile yenice bitmişti ama Samir çoktan okulun kapısından girmişti. Hız ne güzel şeydi. Gerçi başlarda çok zorlanmış etrafa çarpıp durmuştu. Duyuları da hızı algılamak için yavaş kalmışlardı ama dersler sayesinde artık çok daha güçlüydü arkadaşı. Kulakları iyi duyduğu için bu defa bir yerlere çarpmadığı için mutlu oldu Tan. Sonra da aynı şekilde gölün gel gitlerini izlemeye devam etti.
Samir sınıfa girdiğinde hava da uçan şeyin ne olduğunu anlaması bir kaç saniyesini almıştı. Bu bir güldü. Beyaz bir gül, havada kısa saçlı kıza doğru gidiyordu. Kız zarif bir şekilde havada süzülen gülü alıp burnuna götürdü aynı zerafetle. Yüzünde memnun bir gülümseme vardı. Camın hemen kenarında aynı memnuniyetle gülen oğlana kaydı bakışları.
"Teşekkür ederim sevgilim."
Oğlan başıyla selam verip yanına gelen Samir'e çevirdi bakışlarını.
"Tan? Yine mi gelmedi?"
"İçinde ki hayvanı zaptetmeye çalışıyor gibiydi."
"Yine mi?"
Samir olumluca başını aşağı yukarı sallarken yüzü hüzünlü ve endişeli bir hal almıştı.
"Tan iyi mi?"
Arkadan gelen siyah saçlı kız merakla Samir ve Oğuz'un yanına geldi.
"Ah, Arsen korkuttun kızım ses versene gelirken."
"Konuşmalarınızı duydum da Tan, dönüşmemeye mi çalışıyor?"
Samir olumlu bir şekilde kafasını sallarken buldu kendini cevap vermeden yerine geçti. Zaten hoca da gelmişti. Bugün zihin kontrolünü öğrenmeleri gerekiyordu."Onun nesi var?"
Oğuz arkadaşına baktı dülünceli gözlerle.
"Kim bilir..."
Samir uzun zamandır hatta Arsen'i ilk gördüğünden beri ona aşıktı. Onu sevmiş onu sevmesini istemişti. Ama Arsen onunla sadece Tan hakkında konuşuyor, Samir'i önemsemiuordu bile.
"Ne oldu? İyi misin, neden konuşmadın?"
Arsen Samir'in hemen arkasına oturup onu dürtene kadar oğlan düşünceleriyle boğuşuyordu. Kızın yanına gelip onunla kendi hakkında konuşması bir anda içini umutla doldurmuştu.
"İyiyim. Aklım tamamen başka bir şeydeydi."
"Ah! Öyle mi? Bende hasta olabileceğini düşündüm. Anna söylesene ne düşünüyor?"
Anna zaten onlara bakıyordu ama kulaklıklarını gösterdi eliyle, duymuyorum demek istiyordu sanki.
Oysa her şeyi bilen tek kişiydi o. Ve sessiz kalması gerektiğini Samir'in yalvaran gözlerinde çoktan anlamıştı.Biraz sonra Bay Pit sınıfa girdiğinde herkes hızlıca yerine geçti. Çöpten bir duman ve kocaman bir alev çıktığından gözler sarı uzun boylu yapılı çocuğu buldu hemen o ise yaptığının farkında bile olmadan Zeya ve Yaprak ile şakalaşıyordu oysa. Bir anda tüm sınıf Sarışın çocuğa baktığında oda susup ne olduğuna baktı. Yanan çöp kovasını görmesi ve tabi kokusunu almaları çok da geç olmamıştı zaten. Yaman vazoda ki suyu kaldırıp çöp kovasına fırlattı hızla. Tüm sınıf gülerken Bay Pit kaşları çatık sarışın çocuğa bakıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/304846004-288-k41110.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEZEGENİN PRENSESİ
FantasyDünyaya en yakın yıldız gezegeninden düşen bir perinin dünya da mutasyon sonucu farklı güçleri olan insanlarla yolunun kesişmesinin hikayesi