Anna ve Tekno koridorun sonunda Hiber ve Kara'yı kendilerini beklerken bulmuşlardı. Anna için bir daha konuşmama fikri ne kadar güzelse Hiber için de bu garip kızla okulu gezme fikri o kadar kötüydü.
"Ben de sana bayılmıyorum."Doğrudan Hiber'e bakan koyu mavi gözlerin etrafında bir ışık huzmesi vardı. Göz rengi tıpkı diğer güç kullananlar gibi kendine hastı.
Hiber karşılık vermek yerine yanında koluna giren kardeşi hızlıca çekiştirdi. Kendi aralarında ki bağ güçlüydü. Keşke onlarda birbirlerini kullanabilselerdi.
"O sandığımız gibi biri değil Hiber, gerçekten değil. Sadece kafasında çok ses var."Anna çatık kaşları somurtan suratıyla bir Hiber'e bir Tekno'ya bakıyordu. Hala anlayamadığı bir şekilde kabullenmeyeceklerdi sanki. Hiber güvenilmezdi. Tekno samimi ve güzeldi ama Hiber kocamandı. Yakışıklıydı ama Anna da hiç fena sayılmadı. Bu yüzden dış görünüşe göre olmayacak şeylerdi. Kız düşüncelerini arka tarafa atarken kendi gibi başka biri olmadığı için şanslıydı. Bu hiber denen adamla kendisini neden yan yana düşündüğüne anlam veremedi.
"Nasıl çok ses var?"
"O düşünlerimizi duyabiliyormuş. herkesin yeteneği varmış burada. Bekle, biraz önceki konuşmalarımızı göndereceğim sana."
Tekno, Hiber'in gönderdiği belleği incelerken, anna en şaşkın haliyle onlara bakıyordu. Bu yaptıkları bilgi aktarımına Kara da şahit olmuştu. güçleri birbirleriyleyken vardı ama aktarım nasıl vardı? anlamamışlardı. Aralarında ki bağ nasıl bir güç olabilirdi. bunları Bay Pit'e sormaları gerektiğini düşündü Anna. Hiber'in düşüncelerinde biraz önceki konuşmaları ve Tekno'nun gözlerinden kendi vardı. Enteresan bir şeydi bu beyin. Kara iki elini yanlara açarken başını sağa sola sallarken dudaklarından da "Ne oluyor?" sessiz fısıltısı vardı.
"Anlatacağım. aralarında bir çeşit bağ var. Kızın düşünceleri oğlana aktarılıyor. Oğlan şuan kızın gözlerinden biraz önceki konuşmamızı izliyor."
Kara çatık kaşlarla ve şaşkınca sordu:
"Ne konuştunuz ki?"
Kız umursamazca omzunu silkti.
"Kısaca burayla ilgili bizimle ilgili bilgi verdim."
"Sen mi?"
Kara daha da şaşırarak sorduğu soru da Kara'yı tanımayan biri alay ettiğini sanırdı ama o alay etmiyordu. meraklanmış hatta endişelenmişti çünkü arkadaşını tanıyordu.
"Bakma bana öyle. Bana değişik değişik bakıyorlardı hatta garip olduğumu düşünüp korkuyordu. Normal şartlarda asla buna önemsemezdim ama Kara, Tanrı aşkına, bu insanlar benim sınıf arkadaşım olacak. Biz buyuz. Hepimiz garibiz."
"Özür dilerim sizi kırmak değildi inanın niyetim biz pek alışık değiliz. Kızmayın bize ama çabuk alışırız. Biz de normal değiliz. Sadece sizin ki gibi bir gücümüz yok birbirimizle gücümüz."
Tekno Kara ve Anna'yı duymuş kendini kötü hissetmişti.
"Özür dilenecek bir şey yok bunda. Biz farklıyız ama bence bu farklılık dünyanın en güzel şeyi. Benim gücüm ilk ne zaman ortaya çıktı biliyor musun? Geçen sene normal bir lisedeydim. ve zorbalığa uğruyordum. Zorbalarımı ateşe vermek istememiştim ama ne yazık ki vermiştim. Şans eseri Yaman da oradaydı Müdür Lena ile gelmişlerdi okula. ailem yok benim. yetimim. Yaman hemen çocukları söndürmüştü. çocuklar herkese olayı anlattılarsa da Müdür Lena hiç bir şey görmediğini Yaman'ın beni o çocukların elinden zor kurtardığını söyledi ve benim yasal vasisim olduğunu artık o okulda okumamam gerektiğini söyledi. Zaten 18 yaşıma girmek üzereydim yurt da hiç karşı çıkmadı bu durumda. İşte buradaydım. Arkadaşlarımın yanında."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEZEGENİN PRENSESİ
FantasiaDünyaya en yakın yıldız gezegeninden düşen bir perinin dünya da mutasyon sonucu farklı güçleri olan insanlarla yolunun kesişmesinin hikayesi