TANYemekten sonra her birimiz kendi yataklarımıza gitmeden hemen önce, fısıltıyla Şira'nın kulağına eğildim. Kalp atışlarının hızlandığını duyduğumda daha da yaklaştım. İstemsizce yüzümde oluşan gülümseyeme engel olamadım.
"Bugün güzelce dinlen. Yarın ilk işim senin güzel kırmızılarını görmek olacak."
Hangi kırmızılarını?
Tanrım ne demiştim ben biraz önce. Bu cümleyi keşke dudaklarına bakarak değil de gözlerine bakarak söyleseydim.O da benim dudaklarıma baktığında bir anda tüm kontrolümü kaybettiğimi hissettim. Onu arzuluyordum. Onu ilk gördüğümden beri sanki sürekli ona çekiliyordum. Aramızda oluşan çekim tıpkı bizim gibi doğa üstüydü."Gözlerinden anladığım kadarıyla senin de ilk işin benim dudaklarımı görmek..."
Şaşkınca dediğim kelimeler karşısında afallamasını izledim. Böyle konuşmamalıydım ama knun tepkileri, utanması, kızaran yanakları, hızlı soluk alıp verişi, kalp atışı, her şeyi beni ona daha çok çekiyordu. Gerçekten onun dudaklarını istiyordum. Yemekhanenin kapısından diğerleriyle çıkarken son bir kez daha arkama baktığımda Şira'nın da bana baktığını biliyordum. Durdum diğerlerinin çıkmasını bekledim. Kızlar zaten çoktan çıkmıştı. Ben de Yaman, Oğuz, Samir ve Kara ile çıkmak üzereydim. Yani en son o kalmıştı içerde. Geri döndüm. Hızla. Olabildiğince çabuk.
Dudakları benim için sanki sunulan en güzel tatlıydı. Dudaklarımız ise bir mıknatısın iki zıt tarafı...
Dudaklarına yapıştığımda, o bir süre bekledi. Tepki vermedi. Kalbi deli gibi atıyordu. Tam geri çekileceğim vakit dudaklarını araladı. Karşılık veriyordu. Bu defa ormanda ki kadar basit bir öpücük olmayacaktı. Bu defa derindi. Ama durmak zorundaydım. Burada bunu böylece yapamazdım. Kamera da muhtemelen Müdire Lena bizi izliyordu.
"Seni istiyorum."
Kulağına fısıldadığım cümle onu daha da afallatmıştı. Karşı çıkmadı ama cevap da vermedi. Onu istiyordum. Yanımda istiyordum. Elini tutmak sarılmak hatta beraber uyumak istiyordum.
Gülümsedi. Bu olumlu bir tepkiydi. Bende gülümsedim. Onu yurdun kapısına kadar geçirdim. Bana ailesini anlatıyordu. Ama zaten daha önce bize gösterdiği şeylerdi anlattığı şeyler.
Kalkana geldiğinds sıra duraksadı.
"Daha önce 2 kişi hariç kimse o kalkandan sağ çıkamadı."
"Seninle 3 kişi o zaman."
Başını olumluca salladı.
"Diğer 3 kişiyle aranızda ortak bir nokta var mı?"
Sorduğum soruyla endişe ve şaşkınlıkla bir süre bekledi.
"Sanırum var. Ama dış görünüşümüz. Bunun etkilş olacağını sanmıyorum."
Bende sanmıyordum ama bir şey demek yerine başka bir konuya dikkat çektim.
"Şu adam, Komutan Çef gezegenden çıkamıyor mu?"
Şira endişeliydi hissedebiliyordum.
"Hayır. Gezegenimiz bir kalkanın içinde. Aslında herkes barış içinde yaşıyordu. Ama komutan çef o pis adam bir anda gezegenin diğer ucundan bizim bölgemizi istedi."
"Ve seni."
Gözlerimin sinirden koyulaştığına emindim ama buna engel olamıyordum. Onun korkmuş gözlerine bakılırsa dönüşmek üzereydim. Sakin kalmalıydım. Tüylerim arttığında kemiklerimin bir kısmı kırılmaya başlamıştı bile. Olamaz dönüyordum hem de onun gözleri önünde.
Bir sıcaklık önce elime sonra tüm vücuduma yayıldığında içimde ki öfkenin de kaybolduğunu hissediyordum. Dönüşümüm durmuş normale dönmüştüm bile. Sıcaklığın yayıldığı elime baktım. Gözlerini sımsıkı kapatmış küçük elini benim büyük elimin arasına sıkıştırıvermişti. Korkuyordu ama ona zarar vereceğimden değildi. Gitmemişti çünkü. Burada yanımda kalmıştı. Ona sıkıca sarıldım.
"Boğuyosun beni."
Zar zor nefes alarak konuşmuştu. Onu serbest bıraktığımda hala ellerimiz birlikteydi.
"Hadi uyu. İyi geceler."
Onu odaya neredeyse ittirmiştim. Yoksa ondan ayrılamayacağım kesindi.
Odamın yolunu tuttuğumda bodrumun ışığının hala açık olduğunu fark ettim. Müdüre ve Asya bir şeyler konuşuyor ama ne konuştuklarını tam duyamıyordum. Bu imkansızdı. Güçlü duyularım vardı ve duymak en güçlüleriydi. Muhtemelen Lena büyü yapmıştı.
İkisi aynı anda kapıya baktığında panikle koşarak oradan uzaklaştım.
Arkadaşlar üzülerek bu hikayeye artık devam edemeyeceğimi bildirmek zorundayım. Siz okuyucularımdan (çok yok, biliyorum😊) çok özür diliyorum. Elimde ki taslakları ancak bitireceğim. Youtube da olan kanalıödan şiir deneme dinletilerimi dinlerseniz çok sevinirim. Kanalım kübra almacı olarak. Kendinize iyi bakın 🧡
![](https://img.wattpad.com/cover/304846004-288-k41110.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEZEGENİN PRENSESİ
FantasyDünyaya en yakın yıldız gezegeninden düşen bir perinin dünya da mutasyon sonucu farklı güçleri olan insanlarla yolunun kesişmesinin hikayesi