BENİMLE KAL

36 2 0
                                    

    Ertesi gün çoktan yatıp uyumuştum. Uyandığımda saat 10'du. Yatağımda öylece yatıp bütün gün Savaş'la yaşadıklarımı düşünüyordum. Bu çocuğu nasıl birden bu kadar sevebilmiştim anlayamıyordum. Eskiden nerde görsem yüzünü parçalayasım geliyordu fakat şimdi.. Ne değişmişti? Neden düşüncelerim değişmişti? Neden eskisi gibi değildik onunla? Neden bana eskisi gibi sadece egolu haliyle yaklaşmıyordu? Neden bana özel konularını anlatıyordu? Ben kimdim ki onun için? En önemlisi de neden beni yanında istiyordu? Kafamda o kadar soru vardı ki bütün sorular kafamı kurcalayıp duruyordu. Bütün düşünmelerimi bir yan tarafa bırakıp yataktan doğruldum ve odamda ki aynadan kendime baktım. Her yerim dağılmıştı ve kahretsin ki Savaş benim bu hallerimi çok yakından tanıklık etmişti. Neden umursuyordum ki Savaş'la ilgili olan her şeyi. Sinirlenip direk banyoya gittiğimde ufak bir duşa girdim. Duşum bittikten sonra banyonun ışığını ve kapısını kapatıp önünü bağladığım bornozumla birlikte odama doğru yürümeye başladım. Odama geldiğimde dolabımın içini açıp bir tane siyah tayt ile uzun sarı kazağımı çıkardım ve üstümü giyindim. Üstümü giydikten sonra çekmecemde ki saç kurutma makinesini fişe takarak aynamın tam karşısında saçlarımı kurulamaya başladım. Kuruladıktan sonra kendimi başta aşağı süzdüm. Az da olsa kendime gelmiştim ama bunu yeterli olarak görmüyordum. Çünkü küçüklüğümden beri her şeyin tam anlamıyla olması için işimi yarım bırakmazdım. Yine bırakmayacaktım. Diğer çekmecemde ki düzleştiricimi de prize taktıktan sonra saçımın her telini düzleştirdim ve düzleştiricimi yerine koydum. Son olarak çekmeceden şuan popüler olan herkesin belediye dağıtmış gibi "HERKESİN AYAĞINDA OLAN" beyaz nike çoraplarımı giydim. Herkeste vardı ama ciddi anlamda bu çorapları çok seviyordum ve hep giyiyordum. Yakında koleksiyonunu bile yapabilirdim. Ahahaaha. Tamam fazla abarttım sanırım neyse. İşim bittikten sonra kendimi yatağıma attım ve telefonumu elime aldım. Neredeyse 2 gündür telefonumu hiç bir şekilde elime almamıştım. Onun için oldukça fazla bildirim vardı. Bütün bildirimlere baktıktan sonra en son ki bildirime baktım. Birisi yazmıştı. Whatsapp' tan evet. Bilinmeyen numaradan tam 5  mesaj vardı. Kimdi bu?!?! Hemen mesajı görmemle konuşmaya girdim ve ne yazdığına baktım. Şöyle yazıyordu;

BİLİNMEYEN NUMARA 02.30 : Selam ufaklık, biliyorum numaranı gizlice telefonundan alıp sana yazdığım için bana kızacaksın ama ilk günlerden numaranı almaya korktum.

BİLİNMEYEN NUMARA 02.31 : Malum biraz sinirlisin :)

BİLİNMEYEN NUMARA 03.36 : Hala yazmadığına göre uyudun galiba..

BİLİNMEYEN NUMARA 03.49 : İyi geceler Yağmur Uysal.

BİLİNMEYEN NUMARA 08.36 : Günaydın Yağmur. 

  Gerçekten şok olmuştum. Bu Savaş'tı. Kesin cevap içerir ve tartışmaya kapalıydı. Sinirli olduğumu söylüyordu eh pek haksızda sayılmazdı çocuk ve "HER ZAMAN Kİ GİBİ BANA YİNE UFAKLIK" demişti. Bu çocuk nasıl kendinden soğutup bir o kadar da kendine bağlayabiliyordu? Özel güçleri falan mı vardı? Mesajlarını çok geç görmüştüm saat tam 12'yi gösteriyordu. Hemen numarasını rehberime eklediğimde profili gözükmüştü. O da beni kaydetmişti. Acaba nasıl kaydetmişti? Ben "UKALA" diye kayıt etmiştim. Bir yandan gülüyor bir yandan da profiline girmiştim. Gerçekten oldukça iyi bir yerde çekinmiş güzel poz veren Savaş duruyordu. Üstüne yapışmış vücut hatlarını belli eden siyah bir tişört vardı. Altında da siyah kot paltolunu ve tabi ki güzel saçları, yüz hatları. Tabi eşi benzeri olmayan gülüşünü de unutmamalıydık. Anında gelen bildirim yüzünden yerimden sıçrayıp irkilmiştim. Gelen mesaja baktığımda oydu. Savaş. Yazdığı mesaja girdim hemen. 

UKALA 13.21 : Kaydetmişsin profilini görebiliyorum aferin fakat mesajlarıma cevap vermeyi unuttunuz sanırım ufaklık. Yazmıştı. Okuduğum mesajla sırıttım. Ufaklık demesine takılmamıştım. Haklıydı çocuğa cevap vermeyi unutmuştum. Hemen bende yazmaya başladım.

Yıldızların AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin