Mardin Güzeli❤️

96 15 2
                                    

~Hayat adil olmayan bir oyundur. Yaşamak istiyorsan ayakta durmayı öğreneceksin.

Bir kız koşuyordu Mardin sokaklarında. Sarı uzun saçları havada uçuşuyordu. İnce küçük elleriyle elbisesinin eteklerini tutuyordu. Rüzgar elbisesinin eteğini savuruyordu. Sarı pileli elbisesiyle çok güzel görünüyordu. Sevinerek evine koşuyordu. Bu öğle bir sevinçtiki sanki böyle bir sevgiye hiç bir zaman rastanılmamış. Kız hayatında en istediği, kaç yıldır hayalini kurduğu o isteği gerçekleştirmişti. Peki bu kız kimdi? O Mardin'e güzeliyi ile namını salmış Dicle Noyan. 18 yaşına daha yeni basmış, sınav sonuçlarının yüksek olduğunu ve  ailesine istediği üniversiteye girdiyini söyleyecekti. Dicle "Noyan" aşiretinin ilk kızıydı. Ondan büyük bir ağabeyi Boran vardı. Babası (Mirhan Noyan) onun okumasına karşı çıksada. Annesi (Lavin Noyan) zor belayla  eşini ikna ediyordu. Dicle okumak için çok zorluk çekmişti. Bazen babasına yalvararak kitap aldırmıştı. Babası:"Kız dediğin evlenir, erinin ayağının dibinde oturur." Derdi. Babasına göre kızlar okumamalı. Amma Dicle okumuştu ve okuyacaktı. Babası evlenmesi için ısrar etsede, küçük kardeşi Sıla:"Baba beni evlendir. Amma ablamı evlendirme." Derdi. Babası Sılayı sever, sayardı. Sözünü de dinlerdi. Onun için Dicleyi evlendirmemişti. Dicle artık büýük "Noyan" konağının önüne gelmişti.
Kapısını var güçüyle açtı. Koşarak eve girdi. Anasına sarılarak:"Ana kızın girdi ana. Kızın artık bir üniversite öğrencisi. Kaç yıldır kurduğumuz hayaller gerçek oluyor ana." Lavin xanım kızına büyük mutlulukla sarıldı. Bu seslere Sılada gelmişti. Sıla:"Aşk olsun bensiz mi sarılırsınız?"

Lavin xanım:"Gel kızım gel"

Üçünde bir-bır sarılıyordu. Lavin xanım akşama kızı için şenlik vermişti. Akşam her kes oturup yemek yiyordu.

Lavin xanım:"Mirhan bey kızımız istediği üniversiteye girdi."

Mirhan bey çok umusamıyordu. Amma sormak istedi.

Mirhan bey:"Hangi üniversiteye girdin? Nerededir bu üniversite?"

Dicle:"VAN YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ."

Her kesin yüzü düştü. Mirhan bey kızını taa oralara okumak için asla göndermezdi. Ancak Mirhan bey seviniyordu. Sevincinden kaç yıldır sarılıp, öpmediği kızını alnından öptü. Lavin xanımla Sıla bir-birine şok içinde baktı. Ağabeyi Baran ortalıkta yoktu.
Diclede büýük şaşkınlıkla babasına bakıyordu. Babası onun üniversiteye girmesine, okuyup başarılı bir öğretmen olacağına mı seviniyordu?
Her kes kalktı. Sofrayı toplayıp mutfakda sohbet ediyorlardı. Mirhan bey Dicleye:"Kızım hele bir gelesin seninle konuşacaklarım vardır." Dicle büyük mutlulukla babasının yanına gitti.

Mirhan bey:"Kızım yarın Amcanların konağında amcanın kızı Asiyenin nişanı vardır. Yalnız burakmayasın onu."

Dicle:"Merak etmeyesin baba. Sabah gider, hazırlıklara yardım ederim."

Babasıyla konuşmasından sonra Dicle odasına gelmişti. Amma bu oda ona yabancı geliyordu. Sanki bir gün gidecek ve bu odaya asla gelmeyecekti. Bir daha asla bu yatakta yatamayacağını hiss ediyordu. Neydi bu şimdi? Dicle bunu yorgunluğuna verdi. Pijamalrını giyip yatağına yatı. Yarın olacaklardan bir haber mışıl-mışıl uyudu. Sanki son defa böyle rahat uyuyacakmış gibi...

Merhaba arkadaşlar yeni hikayemin ilk bölümü nasıl buldunuz? Beğendiniz mi?
Gelicek bölüm içi yorumlarınız nelerdir?

439 kelime

AdenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin