1. Bölüm: Başlangıç

145 7 4
                                    

İniyorum taksiden, kalbimi hızlı atışlarıyla yalnız bırakıp resepsiyon'a ilerliyorum. Kalbim kadar hızlı olmayan temkinli adımlarla... Adını söylüyorum onun, ilk söyleyişimde o kadar garip geliyor ki onun adını tekrar söylemek adeta fısıltı gibi çıkıyor ağzımdan.

Resepsiyondaki orta yaşlı kadın söylediğim isimi anlamıyor ve tekrar söylemem gerektiğini fark ediyorum. Bir daha söylüyorum bu kez biraz daha kendimden emin. Yine çok garip geliyor adı, sanki artık yabancıymış ve asla iyileşemeyecek gibi....

Yoğun bakımdan alıp 2. kat 223 numaralı odaya almışlar yarım saat önce. Yoğun bakımdan çıkmış olmasına sevinmeli miyim bilemiyorum. Dizlerim titreye titreye başlıyorum merdivenlerden çıkmaya. Sanki ateşim var gibi terliyorum ama biliyorum buz gibiyim, hatta belki de benzetmenin ötesinde gerçekten buz gibiyim... Geliyorum odanın kapısına, kapı kapalı. İçeride nasıl bir tabloyla karşılaşacağımı bilmiyorum... Kimler var? En önemlisi o nasıl? O benim çocukluk arkadaşım ve çok merak ediyordum. Bu düşünceleri kafamdan atıp direkt kapıyı çalmadan odaya girdim...
                 Bu sabah...

Uyandım... Bu gün çok güzel geçecek gibime geliyor. Yatağımın yanında duran komodinin üzerindeki telefonuma kaydı gözlerim, oyundan bildirim gelmiş ve ekran açılmıştı sabah saat 07:00 idi.
Hemen yatağımdan kalktım ve en sevdiğim pembe pofuduk terliklerimi giydim onun ardından ise direkt banyoya gittim. Dolaptan diş fırçamı aldım, ben hiçbir zaman dişimi fırçalamadan dışarı çıkamazdım. O işim acil bile olsa.

Adımlarımı mutfağa yönelttim ve karşımdaki şey sonucu ağzım açık kaldı. Karşımda efsane bir sofra vardı. Masaya doğru gitmeye başladım masanın en baş köşesinin önündeki tabağın içinde bir not vardı.

Canım arkadaşımız, Gerçek dost gölge gibidir eğilsen de, doğrulsan da, düşsen de asla peşini bırakmaz. Hayatta en korktuğum şeyler sen yanımdayken asla bu kadar korkutucu olamaz! Gerçek dostluk ve sevgi bazen en etkili ilaç oluyor insana; işte sende bana ilaç oluyorsun güzel dost! Seninle koskoca 16. Yılımız kutlu olsun :)
Sevgilerimizle Gökçe ve Ebru....

Ah! Bu gün çocukluk arkadaşım olan Ebru ve Gökçe ile arkadaşlığımızda 16. Yılımız ve ben bunu unutmuşum. Hemen odama koşup telefonumu aldım ve Ebrunun numarasını çevirmeye başladım. Canım arkadaşım benim ilk çalışta açtı.
"Alo" dedi sevinçle. "Ya bebeğim gerçekten çok teşekkür ederim. Ciddi ciddi koskoca 16 yıl geçti" Bu lafları söylerken çok duygulanmıştım... "Rica ederim canım arkadaşım. E nasılsın bakalım." "İyiyim de pazartesine ödevler nelerdi ya?" "Atarım ben sana WhatsApp'dan sen kahvaltını bitir hatta Gökçe ve Egeyi de çağırırız gezeriz" Tamam diye cevapladım .
Midemin tamam sen acıkmamış olabilirsin ama ben acıktım! yemek ye artık dediğini duyuyordum resmen. Hemen masaya oturdum ve yemekleri yemeye başladım.
*
Yemeğimi bitirdim. Ebru bu gün dışarı çıkarız demişti hemen onu aradım ve kesin dışarı çıkıp çıkmayacağımızı sordum. Bana çıkacağımızı söyledi ve hemen odama koştum tam dolabımı açacakken kapı zili çaldı.

Gidip kapıyı açtığımda karşımda Ebruyu ve Gökçeyi gördüm. "Aa hoş geldiniz!" dedim bana göz kırpıp içeri girdiler "Siz giyinmişsiniz! Ne zaman giydiniz ve geldiniz" dedim şaşkınlıkla.

Gökçe hemen cevap verdi "O da bizim sırrımız canım benim" dedi ve odama doğru yürümeye başladık ben yatağa oturdum Ebru ve Gökçe de gardırobuma doğru ilerlediler.

Gökçe kucağıma birkaç parça kıyafet attı ve "Çabuk giy şunları sonra Egeyi de çağırıp kafeye falan gideceğiz" dedi. Fırlattığı kıyafetleri aldım, kızlar odadan çıktı ve hemen üzerimi giydim.

Gerçekten bu kızların zevklerine bayılıyorum normalde ben kombin yapsam bu kadar güzel olmaz!

"Teşekkürler canlarım" dedim ve odanın kapısını açtım.

"Rica ederiz" dediler aynı anda.
*
Ebru Balıkçı yaka crop, kiremit renginden biraz koyu bir pantolon, pantolonun kemer kısmına ise fular giyinmişti. Koluna ise hırkasını almıştı. Saçları atkuyruğuydu ve önlerden çıkarttığı iki tutam ile minnoş yüzü daha da güzelleşiyordu.
Gökçe Beyaz bir sweat'i bel hizasının biraz üstüne doğru kıvırmıştı. Altına beli ile paçası dar olan mavi bir pantolon ve benim odamdan tırtıkladığı mavi küçük çanta vardı. Saçları küt kesim olduğu için fazla şekillendiremiyordu ama yine de saçlarını çok beğeniyordum. Minyon yüzü ile çok güzel oluyordu saçları.

Ben ise askılı krem rengi crop, içinde beyaz, kahverengi ve hafiften kiremit renklerinin olduğu önünü iliklemediğim bir gömlek, beyaz renk pantolon giydim. Belime yaklaşmakta olan saçlarımı atkuyruğu yaptım ve böylece kombinim tamamlanmış oldu.





|Merhabalar, nasılsınız? Umarım çok çok iyisinizdir. Size bir şey söylemek istiyorum. İlk bir kaç bölüm kısa olsada sonraki bölümler uzun uzun olacak emin olabilirsiniz.

|Ve ayrıca kurgum kitap haline gelirse, kitabımın adını değiştireceğim.

|Belki bölümleri uzatabilirim. Çünkü normalde bir bölüm yaklaşık 10 bilemedin 15 sayfa falan oluyor ama benimkiler 2-3 bölüm anca oluyor.

|Haydi bir sonraki bölüme geçin. Eminim bayılacaksınız. İyi yada kötü büyün yorumlarınıza açığım. Kendinize çok çok dikkat edin sizleri seviyorum bay bay. 🤍🍀

Cinayetin Peşinde (Değişecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin