Derin
"Derin cevap verir misin?"
Buğu'nun sorusuyla hayatta olduğumu hatırlamıştım, ki bu şuan istediğim en son şeydi sanırım. Adnan amcaya ve Derya teyzeye ne hesap vereceğimi düşünmekten önümden geçen bisikletli çocukları, öten kornaları, arka cebimde titreyen telefonumu fark edemiyordum.
"Efendim Buğu?" dedim sorarak. Artık onu geçiştiremeyecektim sanırım çünkü gözleri büyümüş, eliyle bileğimi kavrayıp yolun ortasında durmamı sağlamıştı. Ona yalan söyleyemezdim. Ondan sakladığım hiç bir sırrım olmadı şu ana kadar. O benim dostum, sırdaşım, kardeşim... Ben onsuz bir hiçtim, oda bensiz herşeydi. O bana hayatımı geri kazandırmıştı, ben ise onun hayatını elinden almıştım. Ona hayat borçluydum ve bunu ödemek için her şeyi yapacaktım.
Gözlerimin içine baktı. Gözleri dolmuştu. Yüreğimin burkulduğunu en derinlerde hissediyordum. "Bana anlat ne olduğunu. Melis'i sen mi dövdün?" Yutkundum. En son birini dövdüğümde okuldan atılmak üzereydim, Buğu krize girmişti, Adnan amca okula ve hastaneye yüklü bir miktarda para ödemişti ailenin belli bütçesi sarsılmıştı, Derya teyze ve Adnan amcanın arasının bozulmasına neden olmuştu ve sorumlusu bendim.
Hiç ağlamazdım ben. Ama şimdi kendimi tutamıyordum. Ağlamaya başladım, Buğu'nun boynuna sarıldım. Beni teselli etmek için sırtımı sıvazlamaya başladı. Ben cevabını vermeden o cevabı almıştı. "Derin, ağlama. İyice çirkinleşiyorsun." Gülümsemesini boynumda hissedebiliyordum buda benim gülümsememe neden olmuştu. Beni uzaklaştırıp elleriyle göz yaşlarımı sildi ve ben bir kez daha ağlamamaya yemin ettim. Omuzuma sarıldı ve yol boyunca yürümeye devam ettik. "Kendime hakim olamadığımı biliyorsun. Sana karıştığını görünce patladım. Biliyorsun demi Buğu? Kendimi durduramıyorum. Deniyorum. Ama yapamıyorum. Pişman olmuyorum. Tek düşündüğüm Adnan amca ve Derya teyze. Onlara ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Senin yine kriz geçirmeni istemiyorum. Sana zarar veren herkesi öldürmek istiyorum."
"Şışt, bişey deme, ben herşeyi halledeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümcül Bağ
AdventureDünya benim için yaşam yeri değil, ölüm yeriydi. İnsanlara baktığımda onların insan olduğunu görmezdim. Onların hepsini öldürülmeyi bekleyen bedenler olarak görürdüm. Benim için her yer ölüm. Her yer kan. Her yer çığlık. Aldığım nefeste bile kan kok...