3-Yeni Hayatın Başlangıcı

143 18 69
                                    

Çiçeklerle dolu,sakin,sessiz ve huzurlu bir düzlükteydim. Kuşlar en güzel şarkılarını benim için söylüyordu. Bense üzerimdeki beyaz uzun elbisem,belime taktığım kahverengi korse ve açık bıraktığım dalgalı kızıl saçlarım güneşte parlıyordu. Aynı İskoç kadınları gibiydim. Aniden büyük bir yıldırım düştü. Kuşların hepsi sustu bambaşka yerlere uçtular, çiçekler soldu, kara bulutlar güneşi kapattı.

Ayağa kalktım. Etrafa baktım fakat birşey göremedim. Beklenmedik bir anda bir el ağzımı kapattı. Üzerime kocaman bir gölge düştü. Deli gibi çırpınıyordum,arkama tekme savuruyor,eli ısırıyordum ama hiç bir etki etmiyordu. Sanırım bu kişi bir erkekti ve aşırı iri yapılı ve güçlüydü. En son öyle sinirlendim ki kafamın alev aldığını hissettim. Adam bir anda bir kahkaha attı. Ve beni en sonunda bıraktı.
"Kimsin sen. Ne için bana saldırıyorsun?" dedim büyük bir öfke ile.
Adam gayet rahat bir şekilde konuşmaya başladı.
"Gökte aradığımı yerde buldum desene. Demek kayıp prensesimiz burada ha?" dedi.
Vücudum alev alıyordu. Bütün bunlar neydi şimdi?

Bir anda odamın kapısı açıldı ve içeri giren güneş aniden uyanmama sebep oldu. İçeri giren Madam Emma idi. Gelen rahatlama ile rahat bir nefes aldım ve ona gülümsedim.
"Günaydın Madam bugün yine çok tatlısınız"dedim gülümseyerek.
"Günaydın ateş saçlı kız sende pek enerjiksin iyi bu halin kalk giyin bakalım. Tonla iş var. " Dedi ve çıktı.

Bense vakit kaybetmeden hemen saçlarımı yıkayıp ördüm sonra ise vücudumu yıkadım. Üzerime ise beyaz elbise ile siyah korseyi taktım. Çizmelerimi ayağıma geçirdim ve aşağı indim.

Sabah erken saat olduğu için kalabalık olacaktık sanırım. Madam Emma bana gülümsedi ve eliyle gelmemi söyledi. Hızla yanına gittim.
"Gel bakalım. İlk önce hamur mayalamayı, yoğurmayı,şekil vermeyi öğrenelim" dedi ve işe başladı.

Her hareketini aklıma kazıyarak aynısını yaptım. İki saat içinde bütün çörekler ve ekmekler hazırdı.
Geri kalan sürede dükkanı temizleyip açtık. Ve müşteriler gelmeye başladı.

Birkaç orta yaşlı kadından sonra limandan benim yaşlarımda bir çocuk geldi dükkana.
"Bayan Emma ben geldim. Ekmekleri alacağım." Dedi.
"Bayan Emma şuan müsait değil ne kadar alacaksanız size ben yardımcı olayım." Dedim.

İlk önce bana şaşırmış bir şekilde baktı sonra ise kafasını evet anlamında salladı.
"Tamam anladım. 5 ekmek alacağım dilimlerseniz iyi olur. "dedi.

Birkaç dakika sonra ben ekmekleri dilimlerken Bayan Emma aşağı indi.

"Amanın Chris hoşgeldin. Birkaç gündür nerelerdesin?"dedi.
Chris gülümseyerek " Kısa bir yolculuk yapmam gerekti. O yüzden yoktum." Dedi.

Daha sonra başıyla beni göstererek "Sizi görünce leydiye hazırlattım ekmekleri sorun olmaz umarım." Dedi . Bayan Emma kıkırdadı "Yok canım ne olacak oda benim kadar becerikli." Dedi.

Chirs'e ekmekleri verdim. Ve işe devam ettim. Geçen birkaç saat sonunda akşam olmuştu ve yavaş yavaş dükkanı kapatıyorduk. Bayan Emma bana kilerden biraz un ve yumurta getirmemi söylemişti. Hızla aşağı kata gittim. Gerekenleri aldıktan sonra aklımda sabahki rüyam vardı. Kimdi bu iri yarı adam. Bu kocaman at ne anlama geliyordu acaba?

Derken aniden dükkanın kapısının sertçe açılma sesini duydum. Elimdekileri atarak yukarı doğru koştum. Karşımda Arkint ailesinin armasını takan bir sürü şövalye ve Arkint ailesinin büyük oğlu Gilbert Arkint vardı.

Bana doğru döndü ve soğuk bakışlarla beni süzmeye başladı.
" Demek buraya kadar korkmadan geldiniz Leydi Caroline Forbes. Cesaretiniz takdire şayan ancak sizi bulamayacağımı sanmayın. Benimle geleceksiniz. Zorluk çıkarmayın."dedi.

Ne yani bu adam bana emrivaki mi yapıyordu? Hah! Yürek yemiş herhalde. Kendimi tutmam gerekiyordu.

" Bakın majesteleri amacım size saygısızlık etmek değil ancak ben burada mutluyum ve kendime ait kararlar alarak buraya geldim. Bu nişan olacağı zaman bana hiçbir bilgi verilmedi. Umarım anlatabildim. Şimdi askerlerinizi alın ve buradan gidin. Benim özgürlüğümü kısıtlayıp hayatım hakkında karar almak size düşmez. Buyurun kapı arkanızda. " Dedim. Bayan Emma'nın yanına gidip ona biraz su verdim. Bu esnada Gilbert Arkint bana sinirle bakıyordu. Birkaç saniye sonra arkasını dönüp askerlerine baktı. Gideceği için sevinmiştim.

Bir anda 2 asker Bayan Emma'yı alıp yanımdan götürdü ve dükkanda yalnızca Gilbert ile ben kaldım.
"Caroline rica ediyorum senden gel benimle. Ailen senin için korkuyor. Hem kız başına burada yaşaman çok zor. Emin ol Arkint hanesinde çok rahat edersin. Haydi gel."dedi ve elini uzattı.

Geriye çekildim ve başımı olumsuz anlamda salladım.
"İstemiyorum bu kararıma saygı duyun. Ve gidin lütfen. Bende sizden rica ediyorum."dedim. İnatçı biri gibi durmuyordu.

İlk önce bana baktı. Bense nezaket gösterip gideceğini düşündüm. Gülümsedim ve kapıya doğru yöneldim. Ancak Gilbert beni kolumdan tutup başımı yere eğerek beni sürüklemeye başlamıştı. Bense buna karşılık çırpındım kaçmayı denedim. Ama olmadı. En son beni kabaca gemiye bindirdi ve bir odaya kilitledi.

Korkuyordum. Başıma ne geleceğini bilmiyordum. Hiç bir günüm hayal ettiğim gibi olmamıştı. Ancak emindim ki bunlar da geçecekti. Eğer ki ben Caroline isem güç olsada bunlardan kurtulacaktım.

Yedinci Evrenin PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin