"Başım ağrıyor..." dedi Ömer.
"Efendim? Duyamıyorum!" Barın gürültüsünden sesini duyurmaya çalışmıştı Emir. "İçki mi istiyorsun? Sen de ne keş çıktın!"
"Hayır." daha fazla içmek istemedi. Kendinde kalıyor olması daha sağlıklıydı. Yalnızken veya sessiz bir ortamda şişeler dolusu içebilirdi. Ama bu karmaşada olmaz. "Dışarı çıkıyorum hava alacağım!"
"E içerde de sigara içebilirsin izin var!"
Ömer duydu ama asıl amaç sigara değildi. Sakin ve sessiz akşamın serin esintisini hissedip ferahlamak istiyordu. Dışarı çıktı, soğuktu. Ceketinin önünü sıkı sıkı tuttu. Barın bahçesinde biraz ilerledi, sesten daha da uzaklaşmak için. Sonra tereddüt etti, içerde Emir vardı. Tekrar mı girseydi?... Onunlayken eğleniyordu ve özgür hissediyordu. Ama bazen ona yetişemiyordu sanki. Çok enerjik ve insanlarla çok içli dışlı. İnsanların onu sevmesine şaşmamalı, o çok kibar...eğlenceli... Ayrıca güzel...
"Napıyorsun burda yalnız başına? Ben beraber eğlenelim diye getirdim seni." dedi arkadan güzel bir ses. Emir'di bu. Başka kim olsun.
"İçerisi çok...sesli." dedi Ömer. Bir yandan da Emir'in sigarasını yakışını izliyordu. İnce zarif parmaklarıyla tutuyor. Yakıyor. Nefesi içine doldurup yavaşça boşaltıyor.
"...İster misin?" diye sordu Emir, elindeki sigarayi göstererek. Ömer başını evet anlamında sallayınca kendininkini ona verip yenisini yaktı. "Ee, yani sonuçta burası bar... Gürültülü olması normal yani..."
"Biliyorum."
"Madem hoşlanmıyorsun niye geldin? Seni zorlamışım gibi hissettim bilemiyorum." dedi Emir.
"Ben..." durakladı. Onunla bu şekilde konuşmak istemesi garip miydi? Ondan hoşlanıyordu ama Emir bundan rahatsız olur muydu ki?...
"Sen...?"
"Ben seninle zaman geçirmek için kabul ettim aslında. Pek olmadı da gerçi..."
Emir durdu. Ömer'in uzun yüzüne baktı. Soluk benizli olarak tanıdığı uzun boylu adamın yanakları al al olmuştu resmen!
"Eh..." Ömer'e yaklaştı. "Şuan yalnızca ikimiziz işte. Bu değil miydi istediğin?"
"Aslında evet..." Ömer serin rüzgarı hissetti tekrardan. "Biliyor musun... Rüzgar beni kendime getirir, aynen sigara gibi."
Emir gülmeye başladı. "Sigara insanı kendine mi getirir ki? Alemsin!"
"Eh yani sağlıklı olduğunu söylemedim. Ama gergin olduğunda ilaç gibi geldiği kesin."
"Haksız sayılmazsın." dedi Emir. Tekrardan Ömer'e baktı. "Saçların kıvır kıvır, çok hoş!"
"Seninki kadar değil." dedi Ömer anlık. Bir kaç saniye öyle durdu, farketmedi söylediğini. Anlayınca kızardı. "Yani..."
"Soğuk biri gibi görünen yumuşacık biriymişsin gibi hissettiriyor."
"...Yumuşacık mı?..." dedi Ömer.
...
"Ömer'i içeri geri sokmayı başarmışsın!" dedi Kübra, Emir'e.
"Eh... Kolay değildi. Çok naz yapıyor." Gülüştüler.
Ömer yine gürültünün içine düşmüş, ağrıyan başını tutuyordu. Bir bira... İki bira... Üç bira... Lan. Dört, beş... Napıyor bunlar? Hiç mi sıkılmadınız? Gürültüden hiç mi rahatsız olmuyorsunuz? Gerçi onlar da gürültünün bir parçası... Emir de... Hatta en çok da Emir. Dışadönük bir kişiliği olduğundan olsa gerek; iki saattir sustuğu yok. Çok sevimli, diye içinden geçirdi Ömer.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nightstalker //BxB//
Mystery / ThrillerGürültü ve karmaşa. Kulağa rahatsız edici gelir, halbuki bunları duymadığında insan yalnız hisseder. Yalnızlık ve topluma karışmış olmak iki ayrı kişiliği oluşturur. Biri sıcak diğeri soğuk gibidir; bugün de aynen öyleydi. Hava Şubat ayına karşın sı...