Hani Ömer demişti ya, "Bir kaç hafta hatta bir kaç gün sonra herkes eskisinden de mutlu olacak." diye. Gerçekten öyle de oldu. Bir sürelik korku, kasvet ve polis soruşturmasının ardından bütün sınıf eskisinden de huzurluydu. Sınıfta bir gürültü vardı da gitti gibi. Artık genç öğrenciler ahenk içinde rahatça hareket edebiliyordu. Kendileri gibi olabiliyorlardı. Buna Emir'in kendisi de dahil. Artık onları yargılayacak aptal Tolga yoktu.
"Garip değil mi? Daha bir hafta öncesinde arkadaşımız öldü." Emir konuştu. Bu olayın peşini bırakamıyordu. Korkudan.
"Evet."
"Herkes sanki her şeyi unutuverdi. Hiç mi korkmuyorlar?..."
Ömer durdu. Emir'i cidden bu kadar etkilediğini farketmemişti. "Belki de... Herkes aslında içten içe...her ne kadar yanlış da olsa...Tolga'nın gitmesini dilemişti. Belki bu yüzden mutlular. Başta üzüldüler ama şunlara bak."
"Ne diyorsun sen? Ne olursa olsun birinin ölümü istenilemez!" dedi Emir.
Ömer'e göre Emir işte burada yanlıştı. Veya fazla iyiydi, enayilik derecesinde. Bazı insanlar boşa yaşamaktan ziyade, zararına yaşıyorlar. Cezalandırılmaları gerek. Bak insanlar ne kadar mutlu. Tabii Emir'e karşı çıkamazdı, o yüzden bunları söylememişti. "Haklısın tabii. Mutlu olmaları...şey... korkunç sanırım?"
"Sanma bile. Gayet de korkunç." Emir sinirliydi. Günlerdir uyku girmeyen gözleri kıpkırmızı olmuştu. Yüzü solmuş, zayıflamıştı bile. Aksine Ömer eskisinden de neşeli ve sağlıklı görünüyordu. Rastgele birine ikisini de gösterseler ve hangisinin katil olduğunu sorsalar, kişi muhtemelen Emir'i seçer. Gerçekten bitik durumdaydı ve korkmuştu. Endişeliydi.
"Ahh ne bu halin? Kendine gel!" Zeynep isimli bu kız bu aralar Emir ile beraber takılıyordu. Emir'in peşinden genelde ayrılmazdı. Hep dibinde biter ve onunla konuşmaya çalışırdı.
Ömer pek sevmiyordu bu Zeynep'i. Kübra hakkında yalan yanlış şeyler söylemişti Emir'e. Aralarını bozmak için olduğunu biliyordu. O gün farketmişti Ömer. Bu Zeynep denen kız Kübra'yı Emir'den uzaklaştırınca onu elde edeceğini falan sanıyordu. "Komik..."
"Bir şey mi dedin?" Dedi Emir.
"Hm? Ah yok bir şey."
"Aaahhh boşver şunu soluk suratlı bir şey işte." Zeynep insanları yargılayınca komik olduğunu sananlardandı. Tolga iki.
"Öyle deme... Ben Ömer'i seviyorum." dedi Emir. Ömer dakikalardır sinirden yumruklarını sıkarken bu cümleyi duyduğu anda yumuşacık olmuştu. İçinde çok sık hissetmediği mutluluk... Çok güzeldi. Emir'i seviyordu.
"Huh... Anlıyorum. Of neyse hadi gel bir şey diyeceğim sana. " dedi Zeynep ve Emir'i elinden tutup çekiştirerek uzaklaştı. Sinir bozucu. Biraz uzağa gittikten sonra bıcır bıcır davranarak Emir'le muhtemelen salakça bir sohbet başlattı. Sonra gülerek kulağına bir şeyler fısıldadı ve göz ucuyla Ömer'e baktı. Emir biraz arkasını dönüp Ömer'e baktı ve sonra Zeynep'e huzursuz bir bakış attı.
Ömer uzun parmaklarıyla kıvırcık siyah saçlarını hafifçe karıştırdı ve düşündü. Yapacaktı.
...
Okul çoktan bitmişti ve Ömer eve dönmüştü. Hatta çıkmaya hazırlanıyordu. Her şeyi planlamıştı.
Zeynep'ten kurtulmak istiyordu. Ama eğer ki tekrar aynı okuldan hatta ve hatta aynı sınıftan bir kurban seçer ise bu olayı inceleyenlerin aklına bir fikir getirmiş olmaktan başka bir işe yaramazdı. Bu yüzden her hafta bulunduğu bölge dışındaki bölgelerdeki belirlediği 4 okuldan yine daha önce belirlediği öğrencileri öldürecekti. Ve aynı hafta içerisinde ise öğrenci olmayan, kendi yaşadığı bölge ve dışındaki yaşlı çocuk farketmeksizin, herhangi başka birilerini öldürecekti. Bu şekilde hem katilin hedef aldığı okulu ya da kişileri hem de yaşadığı bölgeyi belli etmemiş olacaktı. İstanbulda olacağı kesindi bunu değiştiremezdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nightstalker //BxB//
Mistério / SuspenseGürültü ve karmaşa. Kulağa rahatsız edici gelir, halbuki bunları duymadığında insan yalnız hisseder. Yalnızlık ve topluma karışmış olmak iki ayrı kişiliği oluşturur. Biri sıcak diğeri soğuk gibidir; bugün de aynen öyleydi. Hava Şubat ayına karşın sı...